Trumpist Radikalizm İslama Karşı
Yeni ABD başkanı Trump, dünyada gündem olmaya devam etmektedir. Başkanlık töreninde yapmış olduğu konuşmada yönetim anlayışının parametrelerini ortaya koyan Trump, göreve başlar başlamaz hızlı bir şekilde icraatlarına başladı.
Trump, Meksika'dan Amerika'ya olan sızmaları önlemek için Amerika-Meksika sınırı boyunca büyük ve uzun bir duvarın inşa edilmesi emrini verdi. Bu duvar, Latin Amerika'nın Berlin Duvarı olarak algılanmaktadır. Bütün Latin Amerika ülkeleri, Meksika-Amerika sınırında inşa edilecek duvara karşı çıkmakta ve Trump'a tepkilerini ifade etmektedirler. Ancak Trump, duvarın Amerika ve Meksika'ya yararlı olacağını ve duvar sayesinde Amerika'nın sınır güvenliğini sağlayacağını iddia etmektedir.
Trump, Kuzey Dakota eyaletinde Kızılderililerin toprağından geçtiği için yapılamayan petrol boru hattının geçişine imkan tanıyan kararnameyi de imzalamış bulunmaktadır. Karara karşı çok yoğun tepkiler ifade edilmiş ve protesto gösterileri yapılmıştır.
Trump'ın göreve başlar başlamaz yaptığı ilk icraatlarından biri, Obama döneminde yapılan ticaret antlaşmasından çekilmek olmuştur. On iki ülkeyi kapsayan ticaret antlaşmasından çekildiğini açıklayan Trump, bu anlaşmanın Amerika'nın çıkarına olmadığını iddia etmektedir.
Trump'ın bu ilk icraatlarına baktığımızda Amerika yönetiminde bir anlayış ve algı değişikliği olduğunu söyleyebiliriz. Trump, dünyaya dediğini yapan başkan imajı vermeye çalışmaktadır. Amerika yönetimi de, dünyaya Amerika'nın çıkarı için gerekenin gerektiği yerde yapılacağına dair kararlı bir yönetim görüntüsü vermeye çalışmaktadır. Trump liderliğindeki yeni Amerika yönetimi, Soğuk Savaş psikolojisiyle hareket eden ilkel bir Amerika milliyetçiliğiyle dünyanın dengesini alt üst etmeye çalışan çılgınlar sürüsünü andırmaktadır.
Trump'ın temsilciliğini yaptığı ilkel Amerika milliyetçiliği, daha doğrusu Yeni Amerika Çılgınlığı, büyük ölçüde İslam ve Müslüman karşıtlığından beslenmektedir. Trump'ın Müslüman karşıtlığına, Amerikalılar bile isyan etmekte, Müslüman arkadaşıma dokunma diye binlerce insan sokaklarda protesto gösterileri yapmaktadır. Kadınların Trump'ın liderliğini yaptığı Yeni Amerika Çılgınlığına ve İslam karşıtlığına karşı çıkması, çok olumlu bir gelişmedir.
Trump'ın başkanlık töreninde yapmış olduğu konuşma Yeni Amerika Çılgınlığının zihin yapısındaki tehlikeleri çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Trump, başkanlık konuşmasında yeryüzünden radikal İslami terörizmi tamamen temizlemeye yemin eden bir retorik kullanmıştır. Trump'ın bu sözleri, Amerika'nın dünyadaki emperyalist yayılmacılığını, radikal İslami terörizmle mücadele adı altında saldırgan ve yıkıcı bir şekilde devam ettireceğini göstermektedir.
11 Eylül Sonrasında Amerika yönetimleri, içte ve dışta terörizmle mücadele programları ve politikaları uygulamaktadırlar. 11 Eylülden beri Amerika yönetiminin gözünde Amerikalı Müslümanlar, iç düşmandan başka bir şey değildirler. Amerika'da yaşayan on milyona yakın Müslüman insanın doğal bir şekilde radikal teröristler olduğu kabulü ve onların kendileriyle mücadele edilmesi gereken iç düşman olduğu şeklindeki konumlandırma, Trump döneminde ırkçı, ayırımcı ve hukuk dışı politikaların çılgınlık boyutlarına varmasının önünü açacaktır. Radikalizmi ve Müslümanlığı birbirine eşit gören Trump, Müslümanların her türlü hak ve özgürlüğünü ortadan kaldırmayı meşru görmektedir. Amerika'da yaşayan on milyona yakın Müslümanı, Trump, İslam'a karşı olan savaşında rehine olarak kullanmayı planlamaktadır.
Trump için radikal İslami terörizmle mücadelenin amacı, terörizmle mücadele değildir, İslam'la mücadeledir. Trump'ın radikal İslami terörizmle mücadeleden anladığı şey, medeniyetler arası çatışmadır. Başka bir ifade ile Batı medeniyetinin temsilcisi olarak Trump, tehdit olarak gördüğü İslam'la savaşmanın kendisine verilen ilahi bir vazife olduğu şeklindeki vehim içindedir. Trumpist radikalizm, Müslüman olan herkesi potansiyel düşman ve suçlu olarak görmektedir. Trumpçu radikalizmde hiçbir şekilde tolerans ve empati kavramlarına yer yoktur. Trump, medeniyetler çatışması ideolojisinden beslenen, savaş, şiddet ve nefretle zehirlenen ve dünyayı yıkıma götürmeye kalkan bir fanatiktir.
Trump'ın terörle mücadele stratejisinin tek hedefi, bütün Müslümanlardır. Şimdiye kadar İslam'ın cihat doktrininin terörist gruplar tarafından çarpıtıldığı, manipüle edildiği ve kullanıldığı şeklinde bir söylem kullanılmaktaydı. Trumpist radikalizm artık Cihadi radikalizme karşı değil, İslami Radikalizme karşı savaşmanın gerekli olduğunu düşünmektedir. Trump için, sorun artık Cihat değildir, sorun İslam'dır. Ona göre radikal terörizmi yeryüzünden kazımanın tek yolu, İslam'ın kökünü yeryüzünden kazımaktan geçmektedir. Trump, medeniyetler arası çatışmada İslam'a karşı mücadele etmenin Amerika'nın varoluşsal görevi olduğu şeklindeki yıkıcı bir bakış açısından hareket etmektedir.
İslam ve Müslüman düşmanlığını küresel politika haline getirmeye hazırlanan Trump ve çılgın ekibi, dünyayı ateşe atmanın adımlarını atmaya hazırlanmaktadırlar. Trump ve etrafındaki çılgınlar, Ortadoğu'yu ve İslam coğrafyasını yeni bir kan banyosundan geçirmeye çalışmaktadırlar. Kaygı duyulması gereken, acı gerçek budur.