Dolar (USD)
34.46
Euro (EUR)
36.16
Gram Altın
2999.67
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
12 Kasım 2016

Trump'ın zaferi!

Çelişki gibi görünse de derin Amerika bu seçimlerde cumhuriyetçilerle değil demokratlarla iş tutmuştu. Trump'la devam etmenin zorluklarını düşünen derin Amerika bu seçimlerde Clinton için çalıştı.

Derin Amerika dediğimiz üst akıl Bayan Clinton'ın başkan seçilmesi için pek çok hile de planlamıştı. Clinton ile paylaşımın devamına inanan "düzen" yanlıları, yeni paylaşım sürecinde Trump'ın başkan olmasını doğru bulmuyorlardı.

Haklıydılar, Trump'ın seçimleri kazanması devletlerarası kartların yeniden karılmasına yol açacağı için milenyumun gidişatını da etkileyeceğe benziyor. Biz fark etmesek de diğer seçimlerden çok daha farklı bir seçim yaşadı ABD.

Amerika'da başkanlık seçimleri; miting ve atışmaları gibi hileleri ile de meşhurdur, bu seçimle hilelerin önüne geçmek için sivillerin silahlandıklarını biliyoruz. Trump'un kaybetmesine yönelik rakiplerin yapacağı olası hilelere karşı eski askerlerden yüzlercesi silahları ile sonuçlara hile karıştırılmasının önüne geçmek için hazır bekliyordu.

Trump nasıl kazandı?

Trump'un kazanmasının birden çok nedeni var, bunlardan bazılarına kısaca değinelim.

Seçimlerde Trump etken, Clinton edilgen bir durumdaydı. Trump kampanyasını düzene karşı sert çıkışla başlattı. Böylece Amerikalıların nezdinde Clinton "düzenin adamı" oldu. Bütün bir seçim kampanyası düzen yanlıları demokratlarla düzeni değiştirme taraftarları cumhuriyetçiler arasında geçti.

Düşünebiliyor musunuz?

Seçme hakkı tanınan ve % 5'e tekabül eden İspaniklerin büyük çoğunluğu Trump dedi. İspaniklerle Latinlerin yaşadığı bölge olan Florida'da bile Trump 29 delege oyu alarak seçim kazanıyor.

Keza Obama'ya büyük umut bağlayan siyahu00eelerle Latinler, Obama'nın başkanlığı döneminde büyük hayal kırıklıkları yaşadılar ve bu seçmen kitlesi oy kullanmamayı tercih etti.

Bir diğer unsur Amerikalılarda 'Obama'nın Manhattan'ı halktan daha çok düşündüğü' kanaati yaygındı. Manhattan'ın güneyindeki sokakta bulunan Wall Stret'i kurtaran Obama aynı zamanda başta bankalar olmak üzere finans çevrelerini kurtarmak için gösterdiği çabayı orta sınıf ve fakir tabaka için göstermemesi demokratların seçim yenilgisinde etkili olan bir unsurdu.

Trump iş dünyasından geliyor, yani halkın ekmeğini, içeceğini kısacası istihdamı bilen bir çevreden. Pragmatik olan Amerikalılar kendilerini iyi bilen bir başkanın çözeceği sorunları sıraya koyarken bu kesimi göz ardı etmeyeceğini düşünmüştür. Seçim boyunca "Sizleri, sorunlarınızı iyi öğrendim" diyen Trump gidişatı lehine çevirdi.

Patlayan e-mail skandalı

Seçime bir hafta kala patlayan e-mail skandalı ise Clinton için hezimeti hazırladı. 01 Eylül 2015'te başlayan maillerin deşifre işlemi seçimlere birkaç gün kala devam etti. Clinton'un ve danışmanlarının basına sızan 5 bin e-maili Amerikalıların Clinton ve ekibine güvenini zedeledi. Zaten her iki adaya da güvensizlik % 55'in üstündeyken e-mailler de sonuçları etkiledi.

Amerikan halkı ABD'ye yani sisteme güvenmiyor. % 5'lik kesim olan sermaye sahiplerinin % 95'e tekabul eden geliri paylaştığı bu devletin işi çok zor. Daha 20 yıl öncesine kadar % 20'lerde dolaşan sermaye şimdi % 5'in tekelinde. Trump bunu bildiği için seçim startını 'düzen eşittir yolsuzluk' söylemi ile başlattı.

Amerikan seçimlerini etkileyen diğer bir unsur da DAEŞ idi. ABD'nin Obama'nın DAEŞ ile etkili mücadele etmediğini düşündü. Trump, "DAEŞ'i bu hükümet kurdu" diyerek sistemin DAEŞ zaafını parlattı. Özellikle California bu durumun da etkisiyle calexit/california'nın Amerika'dan ayrılması konusunu işledi durdu.

California dünyanın 6. büyük ekonomik gücüne sahip, bu California calexit/ABD'den ayrılma tartışmaları ile kaynamakta ise Amerikan emperyalizminin iyi seyirde olmadığını söylemek daha bir kolaylaşıyor.

Dış unsur Çin

Seçimleri etkileyen dış unsurlardan Çin'i unutmamalıyız. ABD yeni düşman ve bu yeni düşmana farklı bir karşı koyuşu esas almayı Trump'tan bekliyor.

Trump "ABD'nin asıl düşman Çin" olduğunu/olacağını düşünüyor. Her ne kadar "bize ne uzak ülkelerden, biz içimizde refahı arttıralım" dese de ABD düşmansız yapamayacağına göre daha az maliyet gerektiren bir düşman arayışı Çin'i bulmakla neticelendi.

Anlayacağınız Trump "yeni bir Amerika" sözü ile başarı elde etti, gereğini yapabilir mi bilemem,

Lakin derin dünya bu seçimlerde yenilgiye uğradığı gibi bilhassa bölgemizle ilgili işgal planlarında da başarısızlığa uğrayacağı kanaatindeyim.

Trump'ın dış politikasında Türkiye ne durumda?

Obama döneminden daha gerçekçi olacağı kesin ve unutmayalım Trump'ın Türkiye'de yatırımları, ortaklıkları var.

Aslında her paragrafı bir yazı konusu, böyle idare edin lütfen.