Trump’ın akordu bozuldu
İnsan oğluna Allah tarafından verilmiş en önemli nimet nefestir. Her nefesin çıkışında oluşan ‘hu’ sesi insanlığa dünyadaki varlığının ana gayesi yaratanının ismini yücelterek, hak ve adalet çerçevesinde yaşamak olduğunu hatırlatıyor.
İnsan hayatı gibi, sosyal organizasyonlar ve devletlerin de bir varlık sebebi vardır. Varlık sebebini insanlığın mutluluğuna adayan devlet ve sistemler olduğu gibi, insanlığın felaketi için çalışan organizasyonlar da eksik değil. İnsanlığın felaketine çalışan günümüzün en büyük organizasyonu olan Evangelist Amerika’da müesses nizamın talimatlarını insanlığı dikte eden Beyaz Saray, Meclis (Senato ve Temsilcilir) Pentagon, kamuoyu oluşturucuları, medya şeytani ahenglerini kaybetmiş durumdalar. Yani akordları bozuldu. Bundan sonra ayar tutar mı? Zaman gösterecek.
Büyük Ortadoğu Projesi ile başlayan, Ermeni ve Kürt açılımlarıyla devam eden şeytani plana karşı duruşa nefes olan ilk ses, ‘One minute’ çıkışıdır. Bu çıkışla İslam dünyasına bestelenen ölüm marşına ara verilmiş, güfte başka bir formda yazılarak Arab baharı vekalet savaşlarına dönüştürülmüştür. Her ne kadar güfte değişse de Türkiye yıllar yılı kendine giydirilmek istenen deli gömleğine ses çıkarmaması halinde, esarete ve ölüme mahkum edileceğini görmüş, dünyada tek başına kalma pahasına kuruluş ve diriliş destanını seslendirmek için harekete geçmiştir.
ABD’deki müesses nizamı çılgına çeviren Barış Pınarları operasyonu üzerinden bölgedeki dengeleri okuduğumuzda; İsrail güya İran’ın düşmanı. PKK terör örgütü ve Barzani yapılanması arzı mevud planlarının vazgeçilmez bir parçası. İran bu iki yapıyı da destekliyor. Suudi Arabistan, BAE, Mısır, PKK terör örgütüne para yağdırıyor. ABD zaten bütçesine koyduğu ödenekle teröre 30 bin tır 4 bin uçak dolusu mühimmat yardımı yaparak niyetinin ne olduğunu gizlemiyor. Irak’ta Pompeo anayasası çerçevesinde oluşturulan Kürt-Şia yapısına rağmen Sunniler nefes almaya devam ediyor. Planın eksik kalan unsuru olarak Musul ve Kerkük’ün Irak’tan kopartılarak Barzani’ye teslim edilmesi yatıyor. ABD askerlerinin Irak’a çekilmesinin hikmeti de budur. Rusya, kendisini davet eden Esed’in Suriye’de tek başına iktidarda kalamayacağını bildiği için PKK terör örgütünü ikinci payandası yapmak için her zemini fırsat biliyor. Fransa Lafarge ile PKK teröristlerine desteğini sürdürüyor. Esed’in PKK ile bir derdi yok.
One Minute’den sonra uyanışın diğer bir sembol sözü ‘dünya beşten büyüktür’ ifadesinin bestelenmiş hali olan Barış Pınarları’nın şırıltısı BM’nin beşli zulüm düzeninin artık yürümeyeceği, çok kutuplu bir yönetimin müesseselerine ihtiyaç olduğunu haykırıyor. Operasyon başladıktan sonra ABD ile 120 saatlik, Rusya ile 150 saatlik sözleşmelerde, hegoman güçlerin sözlerini tutmadığını terör örgütünü başka bir forma sokarak Türkiye’ye karşı ileride kullanmak üzere korumaya aldıklarını gördük. Resulayn-Telabyad hattının kontrol edilmesi, Barış pınarlarının ilk merhalesidir. Tel Rıfat, Münbiç, AynArab diye tarif ettiğimiz A bölgesi, Resulayn ile Kamışlı arasındaki B bölgesi ve Kamışlı ile Malikeye Irak sınırına kadar C bölgesine de operasyonlar sürmediği durumda terör örgütünü ABD ve Rusya’nın himayesinde kendini meşru aktör olarak görerek Türkiye’nin önünü kesme vazifesini sürdürmeye devam edecektir.
Trump’ın Erdoğan’a yazdığı o hayasız mektuba rağmen, Erdoğan’ın 13 Kasım tarihli randevuyu kabul etmesi, ABD müesses nizamını kabuslarını artırdı. Müesses nizam, Halk Bankası, Ermeni Tasarısı, Bakanlara yaptırımlar, Erdoğan ve ailesinin mal varlığı gibi Erdoğan’ın ziyaretini engellemeye yönelik adımlarının yanı sıra, azil süreci ile de Trump’ı sıkıştırıyorlar. Akordu bozuk olan Trump’ın 2020 seçimleri öncesindeki en önemli kartlarından biri de DEAŞ liderini öldürdüm kartı olacaktır. Bu kartla birlikte Türkiye’den kopartacağı tavizler de Trump’ın seçim kampanyasında kullanacağı önemli argümanların başında yer alacaktır.
Barış Pınarları operasyonu bölgede kartların yeniden dağıtılması zorunluluğunu ortaya koydu. ABD DEAŞ’ı da, PKK/PYD terör örgütünü de yeni politikalarında maşa olarak kullanmaya devam edecektir. Irak ve Suriye’de alan hakimiyetini kaybeden DEAŞ’ın Sina, Horasan, Şam, Humus, Havran, Rakka, Somali, Pakistan, Yemen, Tunus, Batı Afrika, Doğu Asya, Orta Afrika ve Bangladeş’te hücreler halinde yaşamaya devam etmesi ABD’nin yeni operasyon alanlarının nereleri olduğunu bizlere göstermektedir. DEAŞ’ın batıda kaç saldırı yaptığını düşünüyorsunuz. Paris saldırısının arkasında ABD’nin olduğunu bilmeyen var mı? DEAŞ sanılanın aksine batı ile bölgesel ittifaklarını koruma yanlısı. Erdoğan’ın Terör’ü açıktan destekleyen ve kullanan ABD yönetiminin cezalandırılması için uluslararası mahkeme kurulması kartını masaya sürmelidir.
Türkiye akordu bozuk Trump’ın tehdit ve tekliflerini bir tarafa bırakarak Barış Pınarlarını tamamlamak zorunda. Barış Pınarlarının durması, Filistin’in yok edilmesi anlamına gelen Yüzyılın ihanetinin ve Türkiye’nin çevrelenmesi projesinin yeniden başlatılması anlamına gelir.
Muhtemel bir seçimde yüzde 20’den fazla oy alamayacağını çok iyi bilen, barışın önündeki en büyük engel olan Esed de İran ve Rusya’nın arkasına sığınarak bölgedeki kaosu artıran katliamlarını sürdürüyor. Bir yandan da anayasa komisyonunu baltalamak için elinden geleni yapıyor. Vekalet savaşıyla 5 milyon kişiyi misafir eden Türkiye’nin bu insanları vatanlarına gönderme planı akamete uğrar, Rus-Rejim ittifakının saldırılarıyla 4 milyon yeni göçmenin de sınırlarımıza doğru harekete geçirilirse dünyayı yeni bir kaos senaryosu kaçınılmaz olur. Artık Avrupa’nın göçmenleri ağırlamak için yeni planlar yapması kaçınılmaz. İnsanlığın huzurunu Türkiye’nin besteleyeceği barış türküleri sağlar. Vesselam….
