Trump ve 'öngörülemezlik'
"Dengesizlik gibi görünen bir durumun arkasında hesaplanmış bir strateji vardır. Uzmanların tavsiye ettiği politikalardan uzak durulmalı, bazen belirli bir süre tersi yapılmalı ve olaylara hiç kimsenin ön göremeyeceği şekilde tepki verilmelidir. İrrasyonel davranmak yoluyla rakipleri devamlı olarak kendi gücünün tehlikeli oynaklığından korkar vaziyette köşeye sıkıştırabilmelidiru2026"
"Öngörülemezlik İlkesi" olarak bilinen bu cümlelerin sahibi ABD dış politikalarının mimarlarından birisiu2026 George W. Bush ve Obama döneminde Ulusal Güvenlik Konseyi'nde önemli görevler üstlenen aynı dönem Hillary Clinton'a da danışmanlık yapan Kissinger. Aslında Kissinger'ın ABD politikalarında ki etkisi çok daha eskilere dayanıyor. 1961 yılından itibaren çok sayıda ABD başkanının politikalarında etken olan Kissenger, 1971'de yaşanan Pakistan-Hindistan savaşından 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'na kadar birçok konuda ismi her zaman ön planda olmuş bir kişi. Şu anda da Trump'ın Rusya ve Çin konusunda özel danışmanlığını yürüttüğü biliniyor.
Trump'ın özellikle seçim dönemi boyunca o dönemki mevcut dış politika konusunda ki sözleriyle ilgili net istikrarsızlığı açık şekilde ortadau2026 Birkaç örnek vermek gerekirse; ilk olarak trans-pasifik ortalığından çekilme yönünde kararlar aldı. Paris İklim Anlaşması'ndan çekildi. Daha sonra ise her iki konuda da geri dönüş anlamında gelişmeler olabileceğine dair açıklamalar yaptı. İran'la yapılan "Nükleer Anlaşma" için "böyle saçma bir anlaşma görmedim" demişti ama anlaşmanın devamı için şimdiye kadar iki farklı kararnameye imza attı. Son zamanlarda ise bu konudaki söylemleri özellikle Suud yakınlaşması akabinde yeniden sertleşmeye başladı. Seçim döneminde "köhne bir yapı" olarak nitelediği NATO hakkında yine birçok tezat beyanlar verdi. Son olarak "NATO köhne demiştim ama artık değil" şeklinde bir açıklamada bulundu. Çin, Kore, Suriye konusunda ki gel-gitler ise anlatmaya gerek görülmeyecek kadar ortadau2026 Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Tüm bu davranış ve açıklamalara bakarak Trump'ın mevcut durumu için birkaç ihtimal ortaya koymak mümkün; ilk olarak Trump görevini sürdürebilmek için en azından belirli bir süre "müesses nizam"a yine belirli konularda geçici de olsa teslim olmuş olabilir. Burada "seçimlere Rusya etkisi" gibi birçok baskı unsuru etkendir. İkinci ihtimal ise ilk ihtimale ek olarak başta "bürokratik oligarşi" olmak üzere çeşitli oligarşileri tasfiye adına planlı bir süreç yürütme ihtimalidir. Aslında bazı noktalarda bunu başardığını söylemekte mümkün. Son ihtimal ise ilk iki ihtimali de dışarıda bırakmamak üzere "Öngörülemezlik İlkesi" çerçevesinde davranarak dış politika da izlediği bu metodun iç politikada da meyvelerini topluyor olabileceğiu2026
İhtimallerden birisi veya hepsi, her ne olursa olsun Trump'ın tüm "öngörülemezliği" ile beraber birçok kişinin düşündüğü gibi "bir deli" olduğunu söylemek çok zor. "Önce ABD" söylemi ile çıktığı yolda bir işadamı mantığı ile ABD'yi şirket gibi yönetmeye çalışan Trump, özellikle Ortadoğu'da yaptığı silah satışları ile bu konuda ki maharetini şimdilik göstermiş durumda. Hatta buraya son Suriye saldırısının maliyetini Suudi Arabistan'a ödettiği konusunda ki teyit edilmemiş bilgiyi de eklemek mümkün. Ve tabi OPEC üzerinden yaptığı çıkışı dau2026
Trump; tutarsızlıklar içerisinde yürüttüğü iç ve dış politika, özellikle son dönem yaptığı başta Suud ortaklığı gibi ortaklıklar ve henüz etkileri tam olarak ortaya çıkmamış olsa da, özellikle Çin'le başlattığı "ticaret savaşları" ile ABD'yi başta batma noktasındaki ekonomisi olmak üzere birçok anlamda düzlüğe çıkartacak kişi olabileceği gibi ABD'nin Gorbaçov'u da olabilir. Sonucu zaman göstereceku2026
