Trump: 'Gülen iade edilmeli!'
Amerika'da gayet sıradan olan seçimler, geçen sene emlak milyarderi Trump'ın başkan adaylığını açıklaması üzerine 'sıradışı' bir hal almaya başladı.
Önceleri hiç dikkate alınmayan ve ancak magazin malzemesi yapılan Trump, ilerleyen günlerde siyasette de kendinden söz ettirmeyi fazlasıyla başardı!
Bunun altyapı olarak en büyük sebebi, 'amelelikten' gelme inşaat işçisinin, patronluğa yükselmiş ve bunun verdiği hoyratlıkla ortaya savurduğu 'gerçekçiliğe' dayalı 'saf', hesapsız, pervasız rahat lafları!
Adam 'siyasetçi' değil 'işadamı' çünkü. O rahatlıkla davranıyor ve o rahatlıkla konuşuyor. Alay edilmesinin sebebi de bu, nefret edilmesinin sebebi de, ve elbette sevilmesinin ve desteklenmesinin de!
Siyasetçi olarak atıp tutarsın ve kimse de bunu yadırgamaz ama hassasiyetlere asla dokunamazsın! Genelde bu hususlarda rakip seni töhmet altında bırakır, ancak Trump bunu ilk günden tek başına açık açık üstlendi ve son zamanlarda bayağı yumuşamasına rağmen hala sürdürüyor.
Herkes çok iyi biliyor ki, siyasetçiler vaadlerinin yüzde doksanını sadece palavra olarak sallar ama bu kimseyi incitmez! Hele ki Amerika'da! Mesela herkese iş vereceğiz gibiu2026 Yani Trump'ın vaadleri de kesinlikle olacak şeyler değil ama hem Meksikalıların, hem Müslümanları, kah sınıra duvar örmek, kah terörist ilan etmekle şimşekleri üzerine çekti.
1 Temmuz'da katıldığı Muhafazakarlar Zirvesi'nde bana yönelttiği "Dost musun, düşman mı?" sorusunun arkasında, aldığı tepkilerin ihtiyatı vardı.
O gün söylediği gibi Colorado'ya tekrar geldi. Ve daha sıklıkla geleceğini perçinlemek için "Siz bana; 'artık gelmene gerek yok, Colorado Trump'ı seçti' diyene kadar gelmeye devam edeceğim!" dedi.
Bu esnada sorularımıza cevap verirken evvela 'Meksika sınırına duvar' konusunu Çin seddinin binlerce yıl önce yapılabildiğiyle izah etti.
Obama'yı DAEŞ'i kurmakla suçlarken yayını kesen CNN'e laf atan Trump, aynı zamanda tüm medyayı destekçilerine yuhalatmayı ihmal etmedi.
Amerika'da siyasete ilgi tabii ki, Türkiye gibi yoğun değildir! Koskoca Amerikan Başkan'ı gelir, iki üç bin kişi toplansa ne ala... Seyirciden ziyade gazeteci vardır. Söz konusu Trump ise durum elbette daha yoğun bir alaka oluşturur.
Bu hengamede elbette benim derdim Türkiye. Acaba bir şey söyler mi, söyletebilir miyim, arayışındayım!
Aslında, bence tanıdığım Trump, her konuda birşey söylemek isteyecek adam, lakin açıkcası, işte her konuda söylecek bir şey bulamıyor, çünkü konuyu bilmiyor! Ona sebep rakibi Clinton çok daha rahat ama bir o kadar ketum.
Hasılı Trump, özellikle rakibi demokratlara karşı her şeyi kullanmak isteyen, bu yüzden DAEŞ'i Obama'ya kurdurtan biri olarak Türkiye üzerinden de Beyaz Saray'a ve demokratlara yüklendi ve açıkca 'Türkiye'nin iç işlerine karışılmamalı' dedi. Hatta seçilmiş 'Başkan' Erdoğan'ın tavırlarını değerlendirmek Amerika'ya düşmez diyen Trump "Erdoğan kanun konusunda ne yapacağını bilecektir!" vurgusu yaptı. CIA ve diğer güvenlik birimlerini diğer ülkelerin içişlerine karışmamaları noktasında değerlendirme yapan Trump, her zamanki gibi, çıkan terör olaylarının Amerika ile ilgilendirilmesi çok acı, Amerika kendi işine bakmalı diye konuşma yaptı.
Tabii bu noktada Trump'ın CNN önderliğindeki medyaya getirdiği eleştiriye de hak vermemek elde değil! Çünkü bu dedikleri de maalesef aynı medyada yer bulamadı! Keza Türk medyası da masabaşında bunlardan tercüme yaptığı için onlarda da yer bulamadı! Öte yandan aynı medyanın Af Örgütü yaygarasını ballandırırken şimdilerde Türkiye'de FETÖ operasyonları kapsamında 'Hıristiyanlar' ve diğer din mensupları tehlikede havası oluşturma mesayisindeu2026
Bunun yanısıra Clinton'ın da özel alanı olan Colorado eyaleti ziyaretleri arttı. Trump'ın hemen ardından 3 Ağustos'da Denver şehrine gelen Clinton'ın Türkiye konusunda benzer düşünceleri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Asıl mesele ise, Amerika'da siyaseti belirleyenlerin siyatçilerle aynı fikirde olup olmaması! İşte FETÖ liderinin iadesi buna bağlıu2026.
@yusufserce twitter.com/yusufserce
