Dolar (USD)
34.49
Euro (EUR)
36.24
Gram Altın
2964.31
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
08 Şubat 2017

Trump Amerikası Nereye Koşuyor?

20 Ocak'ta Beyaz Saray'a oturan Trump, bir türlü gönüllere oturamıyor. Abd'de üniversiteler dahi karıştı, polis belki de ilk defa kampüs alanlarına girdi. Trump'ın ırkçı, yabancı düşmanlığı ve Müslüman nefretini körükleyen İran, Irak, Sudan, Somali, Suriye, Libya ve Yemen'den oluşan 7 ülkeden gelen sadece Müslümanlara giriş yasağı koymasıyla ABD'de bir kargaşa almış başını gidiyor. Eyalet Mahkemesince yasağın geçici kaldırılması kararına rağmen, Trump'a tepkiler bir türlü dinmiyor.

Irkçı ve Müslüman düşmanlığı üzerine, Amerika'yı da kendi ulusal sınırlarına kapatacak bir seçim vaadiyle yola çıkan Trump'ın, göreve gelir gelmez "Meksika sınırına duvar örülmesinin kararını imzalaması", Hıristiyanlar hariç Müslüman göçmenlere ambargo koyması, ABD'nin kirli ve kanlı mirası olan Ortadoğu savaşında "çok sayıda Hıristiyan orada ölüyor, bu dehşetin devam etmesine izin veremeyiz" şeklinde ayrımcı ve ırkçı mesajlar paylaşması dünyayı büyük bir kaosa sürükleyeceğinin haberini vermektedir. Müslüman ülkelerden de maalesef Trump'ın ırkçı kararlarına karşı kayda değer bir itiraz yükselmedi. Trump'ın büyük cesaretle atacağı adımların çok daha can sıkacağı, başta İslam dünyasının pek de hayrına olmayacağı da aşikardır.

TRUMP KARŞITIYMIŞ GİBİ YAPANLAR

ABD ekonomisinin adeta lokomotifi olan, Apple, Twitter, Facebook gibi global şirketler Trump'ın insanlık adına utanç duyulan yasağını kınadıklarını, değişik ülkelerdeki tesis ve şirketlerinde daha fazla Müslüman çalıştıracaklarını açıkladılar. ABD'nin 16 Eyalet Başsavcılığı da bazı Eyalet Mahkemeleriyle beraber yasak kararnamesinin ABD anayasasına, demokrasi ve insan haklarına aykırı olduğunu deklare edip tepki gösterdiler, yasağı durdurdular. En sert tepki de Kanada'dan geldi, Kanada, dışlanan göçmenleri ülkelerine kabul edebileceklerini ifade etti. Ardından İngiltere, Fransa, Almanya gibi Avrupa ülkelerinin iktidardan ziyade "muhalefet kanadından" tepkiler yükseldi, imza kampanyaları düzenlendi.

Adı geçen batılı ülkelerin, ABD'nin güçlü global şirketlerinin, güçlü medya kartellerinin verdiği tepkiler her şeye rağmen haklı, değerli ve yerindedir. Ancak söz konusu tepkiler, yürüyüşler "Müslümanlara olan sempatiden, demokrasiye ve insan haklarına olan düşkünlükten gelmiyor", tamamen Avrupa birliği karşıtı, kartel medya düşmanı olan Trump'ın söz ve eylemlerine karşı duyulan öfkeden, müesses nizamlarının bozulması tehdidinden doğan, "çıkarlara dayanan yapay tepkilerdir."

AYLAN KURDİ'NİN KATİLİ KİM?

Allah aşkına yüz binlerce mazlum ve mağdur Müslüman, Suriye ve Irak savaşlarında batı emperyalizminin silahlarıyla öldürülürken, sadece huzur içinde yaşamak için denizlerde Aylan Kurdi'ler boğulurken, binlerce bebeğin kanlı hikayeleri, ölümcül hatıraları oluşurken, sözde insanlık ve demokrasi beşiği Avrupa'nın göbeğinde mülteciler soğuktan ve açlıktan utanç duyulan şartlarda yaşamaya çalışırken, Ortadoğu'da ve Türkiye'de her gün insanlar terör saldırılarıyla can verirken,"kılını dahi kıpırdatmayan iki yüzlü batı emperyalizmi" ne yaparsa yapsın insanlık ve demokrasi sınavında çok düşük not aldı, sınıfta kaldı.

Sadece son bir yılda batı ülkelerinde 2 bin 800, ABD'de 450'den fazla saldırı gerçekleşmiş Müslümanlara karşı. Daha geçen hafta bile Kanada'da bir camiye yapılan ırkçı saldırı da 6 Müslüman vahşice katledildi. Yani işin özü şudur: "Ölen Müslüman olunca, ortada bir çıkar da bulunmayınca dünya'dan çıt yok, gözleri görmez, kulakları duymaz, kalpleri de acımaz."

SEN KAÇ MÜLTECİYE KUCAK AÇTIN?

Dünya üzerinde 20 milyonu aşkın mülteci bulunuyor. Sadece Türkiye'de resmi rakamlara göre 3,1 milyon mülteci barınıyor. Türkiye'den sonra Pakistan 1,6 milyon ve Lübnan 1,1 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyor. Mülteci nüfusunun neredeyse üçte birini bu üç ülke karşılıyor kıt şartlarda da olsa. Buna karşılık Avrupa'daki mültecilerin toplam sayısı ise Türkiye'nin ancak üçte biri kadar. Almanya 316 bin, Fransa 273 bin, İsveç 169 bin İtalya 118 bin, Yunanistan ise 16 bin mülteciyi barındırıyor ülkesinde. Tüm bu gerçeklere karşın "utanmadan, sıkılmadan" ABD ve AB ülkeleri 3,1 milyon mülteciye, etnik ve mezhepsel farklılıklara da bakmadan ev sahipliği yapan, kapısını açan "Türkiye'ye ve lideri sayın Erdoğan'a" demokrasi ve insanlık dersi vermeye çalışıyor.

SADECE CHARLİE OLDUNUZ ULAN!

Söz konusu kendi emperyalist dünyaları dışında yaşayan Müslümanlar olunca ne dirisine ne de ölüsüne saygı gösterirler. "İki yüzlü batı dünyasında bir terör eylemi olduğunda; *Ölenlerin daima bir anması, bir onurlu duruşu ve bir hayat hikayesi olur.

*Terör eylemlerinin hesabını sormak için, "sıkıyönetim, O hal, sınır kapatma, yabancı düşmanlığı ile islamofobi" kendileri için bir hak olur.

*Yayın ve görüntü yasağı derhal konar, radikal terör bahane edilerek camiler kapatılır, ırkçı ve sağcı siyasetler güç kazanır, sınırlar kapatılıp mültecilerin alımları durdurulur, insanlık dışı muamele yapma, alınması gereken doğal bir tedbir olur.

*Ölen batılı olunca bütün dünya teröre karşı kol kola girip yürüyüş yapar, hepsi Paris olur, hepsi Charlie olur.

*Batının bütün bombaları terörle mücadele bahanesiyle Müslüman dünyasına yağmur gibi yağar ve bu çifte standartlı, iki yüzlü uygulamaların hepsi onlar için hak olur, demokrasinin ve güvenliğin korunmasının yegane yolu olur.