Dolar (USD)
32.51
Euro (EUR)
34.86
Gram Altın
2432.65
BIST 100
9716.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


TRT SAĞLIK Kanalı

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi

Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi

Cihandaki en muteber şey hayattır. Ve en hürmet duyulması gerekenlerin başında da hayata hizmet edenler gelir.

Her hizmetin hayata dokunan bir tarafı vardır. Sağlık hizmeti ise göze görünür olanların başında gelir.

Yakın tarihimiz çok büyük acılarla doludur. Bu acıların en büyüğü de bunları unutan insanımızın aymazlığı ve kendi sorumluluklarını yerine getirmeden başkalarını suçlamaları hatta her türlü şiddeti makul görmeleridir.

Bilinç, sadece istikbali hedefine alarak olgunlaşan ve kemale eren bir süreç değil aynı zamanda geçmişi hatırlayan hatta ondan geleceğe sürekli kareler yollayan bir süreçtir. Bu bağlamda her meslek erbabında olduğu gibi sağlık sisteminde de bu durum ne yazık ki mazi hatırlanmadan sadece istikbal hedefe konularak hizmet beklenmektedir.

Medeni ve kentli olmak, isimlerin önüne getirilen sıfatlardan oluşmadığı bu zamanın en büyük bir gerçekliğidir. İsmin bizzat zati değer alınmadığı bir zamanda insana her türlü hizmeti verenler sadece isimlerinden sonra gelen sıfatlarıyla değer görürler. Bu değer görmede sağlık çalışanları ön sıraları alır.

Türkiye toplumu her aşamada şekli olarak bir değişim geçirirken dönüşüm geçirmekte cidden zorlanıyor. Modernizmin değirmen taşları arasında ezilen ve nesnenin imbiğinden devenin iğne deliğinden geçirilmesi gibi bir zorlukla yol alan insanımız bazen gönlünün kıraçlığını lisanının dikenli taraflarını görmeden aymazca her hizmeti bedel ödemeden almak istiyor. Sağlık hizmetinde çalışanlar da bu kıraç gönüllerden ve sivri dillerden çok yara alanlar arasında yer alıyor.

Galiba millet olarak bazen çok vefasız gibi duruyoruz. Geçmişi çok çabuk unutup geleceğin sermayesini hovardaca kullanıyoruz.

Evet... Öncesini bir kez hatırlayalım. Hafızamızı tazeleyelim. Nasıl trajik bir sağlık geçmişimiz vardı.

İnsan, nimet gelene kadar dövünür durur. Nimet geldikten sonra övünüp durur.

Evet evet, ihsanı ilahiden fazla ihsan olmadığı gibi, şefkati ilahiden fazla şefkat de şefkat değildir. Devlet hem ihsanını, hem şefkatini Allah’ın ihsan ve şefkatinden öteye geçirmemelidir.

Ülkemizde vatandaş zaviyesinden sağlık sistemi iyi bir noktaya gelmişken bütün kazanımlarımızı kaybedebiliriz. Koskocaman bir boşluk oluşabilir. Bu nedenle acil önlem alınması lazım.

Sağlık çalışanlarının öncelikle hukuku korunmalıdır.

Değersizleştirmeden, ötekileştirmeden, ağır yük altında ezilmekten kurtarılmalıdır.

Hasta ve hasta yakınlarının onlara yaptığı her türlü şiddet ve haksızlığın önüne yasal olarak ve cezai işlem uygulanılarak geçilmelidir.

Tıp fakülteleri acil bir şekilde yenilenip ve değerli kılınıp onlara özel bir hukuk oluşturulmalı ve onların anabilim dalları ihtiyaçlar çerçevesinde yeniden tanımlanmalı, insan kaynakları ihtiyaçları giderilmelidir.

Aciller gözden geçirilip her hasta acile gelememelidir, gerçek acil hastalar oraya gidebilmelidir. Acil olmayanlar mutlaka bir ücrete tabi tutulmalıdır.

Ve hastalar mutlaka sevk zincirine tabi tutulmalı, sonra da bir katkı payı devlete vermelidir.

Sağlık çalışanları da fazla para kazanmanın ve onu harcayamamanın esaretinden kurtulmalı, “Neden daha çok kazanmıyorumun” demir sivri tarakları ve mengeneleri arasında zihin ve bedenleri işkence görmekten kurtaracak “Benden daha az kazanan toplumun kahır ekseriyeti bizden neden daha çok huzurlu” yaşam iklimindedirleri sorgulamalıdırlar.

Sağlık çalışanları bilhassa doktorlar parayı konuşmaktan çok hastaya odaklanmalıdırlar. İhtiyaç fazlasının yükünü taşımaktan çok, hastayı tedavi etmenin mutluluğunu yaşamalıdırlar. Böylece tükenmişlik sendromuna en az seviyede maruz kalıp kendileriyle sadece iktidar yani kazanç ilişkisi içinde olanların yanında daha muteber bir hal alırlar.

Bu hal devam ederse sağlıkta çok büyük bir boşluk oluşacak. Millet ve medeniyet sağlık-eğitim-adalet alanındaki boşluğu kabul etmez.

Derim ki;

Ekranlar, gönülleri kör, kulakları sağır etmeye çoktan başladı. Buna direnen kanal ve programlar var ülkemizde. TRT bunların başında gelir.

TRT’nin birçok kanalı var. TRT Haberden TRT Müziğe, TRT Belgeselden TRT Diyanet TV’ye, TRT World’den TRT Çizgi filme kadar. Her bir kanal ciddi bir boşluğu doldurmakta ve insanımızın ihtiyacına cevap vermektedir.

Bu güzel işlerin bir tarafının hep eksik kaldığını hissederim yıllardır. Bazen en yetkili olanlarına, bazen de kendi dünyamdaki çare dualarıma dahil ederim bu eksikliğin giderilmesini. Sonunda yazıya döktüm bu beklentimi.

Bu çağın en büyük etkilenme endişesi, ne yazık ki bakma eylemindedir, görme biçimlerinde değil. Çünkü bakmak gözün fiziki tarafı, görmek ise zihni tarafıdır. İnsanlar maziyi ve istikbali ekrana bakarak halde tavır takınıyorlar. Ekran başlarında geçirilen vaktin miktarı bunu ispatlamaya yeterli bir delildir.

Sağlık hizmetlerinin dünü ve bugünü; sağlık çalışanlarının fedakarlıkları, özlük hakları, maruz kaldıkları muameleler ve yaptıkları yanlışlıklar, sağlık sisteminin gelişimi ve aksaklıkları, sağlık imkanlarının diğer ülkelerle olan kıyası, sağlık sisteminin ve sistemdekilerin toplumla olan uyumu ve sosyalleşme durumları, sağlık ekonomisinin üretim ve tüketim boyutları, sağlığı tamamlayan unsurların sisteme ilim ve hikmetle entegre edilmesi ve her şeyden evvel de sağlık hizmeti verenler ile bu hizmeti alanların paydaşının insan olması ve insan gibi davranarak nihayette iyileşme boyutunda insan kalması ve en nihayette iyileştirenle iyileşenlerin her daim aynı dünyada yaşayanlar olarak birbirlerini yüzüne bakacak bir tavır takınmalarını ekranlara yansıtacak “TRT SAĞLIK” kanalının açılması ivedilik arz etmektedir.

TRT SAĞLIK kanalı, bir taraftan sağlık sistemini sürekli iyileştirecek programlar ve geldiği aşamayı anlatacak yayınlar yapmalı, diğer taraftan hem sağlık çalışanlarının hem de hasta ve yakınlarının durumlarını mizahi bir durum kurgusal bir aksiyon ve insan onurunu koruyacak bir sinema görseliyle günün her saatinde bilhassa toplumun evde olduğu en merkezi saatlerde yayın yapmalıdır.

TRT SAĞLIK kanalının çalışanlarının merkez heyetinde edebiyat bilimcisi, sosyolog, psikolog, iletişimci ve sağlığın her kademesinde çalışanların en ehil olanları yer almalıdır.

TRT SAĞLIK kanalı, sağlık çalışanlarını hem ulaşılmaz bir konumlamaya sabitlemekten kurtarıp sade insan seviyesine çıkartacak hem de onların hatalarından başkalarının emek hırsızlığı veya güç devşirmesi aymazlığı yapacak arsızlığı engelleyecek programlarla donatılmalıdır.

TRT SAĞLIK kanalı, halka sağlık hizmetlerinin en insani ve yükte hafif, pahada ağır olanını sunan şifa hizmetkârlarını anlatırken halkın geçmişteki sağlık çalışanlarına olan nefret ve öfkelerinin yeni masumlara sirayet edecek karelerini de tadil etmelidir.

TRT SAĞLIK kanalı, TRT’nin her bir kanalı kadar kıymetli olacaktır. Yapacağı hizmetle de hayatın şifa kapılarını en salim bir şekilde açacak değerli bir ekran hizmeti olacaktır ümit ederim.

TRT SAĞLIK kanalı şifa kapılarını ardına kadar halka açarken halktan dua alacaktır. Hem de hiç hayal edilemeyecek bir güzellik iklimiyle…

Geç kalınmış olsa da güç olmasın bu hayırlı iş inşallah.