Trilyon Dolarlık NarkoTerör pazarı
“Organize suç grupları ile terör örgütleri arasında, silah temini, uyuşturucununsevkiyatı ve dağıtımı yoluyla terörist faaliyetlerin finansmanı, mali piyasalara sızma gibi birçok alanda kurulan ortaklıklar dikkat çekiyor.
Terörizm ve yasa dışı uyuşturucu kaçakçılığı arasındaki bağ endişe verici bir noktada… Terör örgütlerinin uyuşturucu ticareti yoluyla korkunç büyüklükte rakamlara hükmediyorlar.”
Geçtiğimiz aylarda Bingöl’de, uyuşturucuyla mücadele kapsamında jandarma tarafından gerçekleştirilen narko terör operasyonda 7 milyon 147 bin kök kenevir bitkisi ele geçirilirken 8 şüpheli de gözaltına alındı.
Hinduizm'de kenevir içmenin önemli bir yeri var. Her ne kadar Hindistan'da esrar satışı yasa dışı olsa da bazı bölgelerde kenevir satışına tolerans gösteriliyor.
İÇİŞLERİ Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı raporlarında terör örgütlerinin “uyuşturucu pazarı”ndaki faaliyetleri hakkında önemli bilgiler veriliyor:
Yasa dışı uyuşturucu ticareti; üretim, kaçakçılık ve satış aşamalarını içeren küresel bir sorundur.
Örgütlerin gizli faaliyeti
Dünyadaki çok farklı coğrafi alanlar ile piyasaları kapsaması ve küresel bir faaliyet olarak suç örgütlerince gizlilik içerisinde yürütülmesi uyuşturucu kaçakçılığının finansal boyutu hakkında tahminler yapılmasını zorlaştırmaktadır.
Küresel pazarı büyük
2017 yılında yayınlanan Uluslaraşırı Suç ve Gelişen Dünya Raporu’na göre 2014 yılında esrar, kokain, opiyatlar ve amfetamin tipi başlıca uyuşturucuların küresel perakende piyasasının 426 ile 652 milyar ABD Doları olduğu tahmin edilmektedir.
Söz konusu rapora göre bu piyasada “uyuşturucu türlerine göre” paylar şu şekildedir:
* Esrar 183 ile 287 milyar ABD Doları,
* Kokain 94 ile 143 milyar ABD Doları,
* Opiyatlar 75 ile 132 milyar ABD Doları,
* ATS’ler ise 74 ile 90 milyar ABD Doları.
Yine 2019 Avrupa Uyuşturucu Pazarları Raporuna göre, 2017 yılı verilerine dayalı olarak yapılan tahminlerde Avrupa perakende uyuşturucu piyasasının minimum değeri 30 milyar Avro’dur.
Bu rakamın;
* Yüzde 39’unu esrar,
* Yüzde 31’ini kokain,
* Yüzde 25’ini eroin,
* Yüzde 5’ini amfetamin tipi uyuşturucular (Amfetamin, metamfetamin ve MDMA/Ecstasy) oluşturmaktadır.
Yukarıda ortaya konan tahminler incelendiğinde; hesaplamaların geçmiş yıllara yönelik yapıldıkları (2014 ve 2017 yılları) ve bu hesaplamalar içerisinde, özellikle son 10 yılda, küresel bir tehdit halini alan yeni psikoaktif maddelerin (Sentetik kannabinoidler, sentetik katinonlar vb.) piyasa değerlerinin yer almadığı görülmektedir.
Tüm bu etkenler dikkate alındığında ve bugünkü küresel piyasaya ilişkin bir tahmin yürütülmeye çalışıldığında uyuşturucu kaçakçılığına ilişkin korkunç rakamlara ulaşılacağı ortadadır.
*************************
Organize suçörgütlerinin üçte biri uyuşturucu işinde!
Bu denli büyük bir pazar, haliyle organize suç örgütlerinin ilgi alanı içine giriyor.
Örneğin; 2017 Ağır ve Organize Suç Tehdit Analizi Raporuna göre Avrupa’da 5.000 organize suç grubu bulunuyor. Bu grupların üçte biri doğrudan uyuşturucu ticareti ile ilgili.
Organize suç gruplarının uyuşturucu kaçakçılığı faaliyetlerini karmaşık ilişkiler bütünü içerisinde ele almak gerekiyor. Bu gruplar uyuşturucunun ulusal/ uluslararası üretim, kaçakçılık ve satış aşamalarının tamamında yer alabiliyor, kimi vakalarda birden fazla organize suç grubu işbirliği içinde birlikte hareket edebilirken kimi durumlarda gruplar arası rekabet ve çatışmalar dikkat çekiyor.
Örgütlerin işbirliği!
Sahip olduğu devasa küresel hacim nedeniyle uyuşturucu piyasası sadece organize suç gruplarının değil aynı zamanda terör örgütlerinin de ilgi odağı halinde. Bu alanda organize suç grupları arasında kurulan işbirliği örnekleri terör örgütleri arasında ve hatta organize suç grupları ile terör örgütleri arasında da görülebiliyor.
Organize suç grupları ile terör örgütleri yasa dışı faaliyetlerini öteye götürmek amacıyla stratejik ortaklıklar kurabiliyor; silah temini, uyuşturucunun sevkiyatı ve dağıtımı yoluyla terörist faaliyetlerin finansmanı, mali piyasalara sızma gibi birçok alanda kurulan ortaklıklarla hareket edebiliyorlar.
Saygın uluslararası raporlarda, Terörizm ve yasa dışı uyuşturucu kaçakçılığı arasındaki bağın endişe verici boyutlarda olduğunu ortaya konuluyor.
Uyuşturucu pazarı
Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nın 2020/Türkiye Uyuşturucu Raporu’nda “Terör örgütlerinin uyuşturucu kaçakçılığından elde ettikleri toplam geliri” tespit etmek için yapılan çalışmalar, bu alandaki sıkıntılar ve yapılması gerekenlere dair düşünceler dile getiriliyor:
Ulusal ve uluslararası yayınların incelenmesinden de görüleceği üzere, genel bir eğilim olarak terörizm ve uyuşturucu kaçakçılığı arasındaki ilişki;
* İstihbarat raporları,
* Soruşturma dosyaları ve bu dosyalar çerçevesinde yer alan şüpheli, tanık, müşteki ifadeleri ile ele geçirilen maddeler,
* Akademik çalışmalar,
* Açık kaynak taramaları aracılığıyla ortaya konmaktadır.
Bu kaynaklardan faydalanılarak terör örgütlerinin bizzat kendilerince organize ettikleri uyuşturucunun üretimi, sevkiyatı, dağıtım faaliyetleri ile yine terör örgütlerince diğer örgütlerin faaliyetlerinde oynanan arabuluculuk, kollama/himaye vb. roller ortaya konmaktadır.
Suç gelirleriyle mücadele
Suç gelirleriyle mücadele kapsamında terör örgütleri ve onların doğrudan uyuşturucu kaçakçılığından elde ettikleri gelirleri ortaya koyan çalışmalara neredeyse rastlanılmamaktadır.
Her ne kadar daha sağlam bir delillendirme modeli olsa da, suç gelirlerinin tespiti ve müsadere süreci oldukça karmaşık ve zor bir alandır.
Uyuşturucudan elde edilen gelirin tespiti, terör örgütleri ile ilişkilendirilmesi ve müsadere edilmesi birçok alandan uzmanın bir arada çalışmasını gerektiren, ulusal boyutun yanında uluslararası işbirliklerini de zorunlu kılan bir süreçtir.
Sürecin ne denli meşakkatli olduğunu ortaya koyan bir örnek olarak konuya ilişkin Europol tahminleri gösterilebilir. Europol’a göre 2017 yılında Avrupa Birliği birimlerince uyuşturucu ticareti dahil tüm suçlardan elde edilen gelirin %1’i kadar küçük bir bölümü müsadere edilmiştir.
Terör örgütlerinin uyuştucu bağlantısı
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde faaliyet gösteren PKK/KCK/PYD, DHKP/C, TKP/ML ve FETÖ/PDY terör örgütlerinin de uyuşturucu kaçakçılığı ile yakın ilişkisi söz konusudur.
Uyuşturucu ile mücadelenin her boyutunda örnek bir mücadele ortaya koyan ülkemizce bu alanda da önemli açılımlar yapılmaktadır.
Bu yönde, EGM Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı bünyesinde 2018 yılında Suç Gelirleriyle Mücadele Birimi oluşturulmuştur. Söz konusu birimin 2019 yılında merkezde Şube Müdürlüğü, tüm illerimizde ise Büro Amirliği seviyesinde kurulumu tamamlanmıştır.
Birim personelinin uyuşturucu veya uyarıcı madde ticaretinden elde edilen suç gelirlerinin farklı aklama metotlarına tabi tutularak kaynağının gizlenmeye çalışılması sonucunda ortaya çıkan Suçtan Kaynaklanan Mal Varlığı Değerlerini Aklama (TCK-282) suçu ile etkin mücadele edilmesi amacıyla MASAK uzmanlarının da desteği ile eğitim faaliyetlerine devam edilmektedir.
Kurulduğu tarihten itibaren Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığında ve 81 il Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüklerinde görevli çok sayıda personele suç gelirleriyle mücadele konusunda eğitim verilmiştir. Suç Gelirleriyle Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalar; suçlular arasındaki finansal akışların analiz edilmesi, organize suçlarla terör suçları arasındaki bağlantının tespiti ve bu sayede terörizmin finansmanıyla mücadelede önemli katkılar sağlayacaktır.”
****************************
Dünyaya anlatmaya çalışıyoruz
Ülkemiz aleyhine faaliyet gösteren terör örgütlerinin uyuşturucu kaçakçılığı ile olan açık ilişkilerinin ileriki dönemde suç gelirlerine yönelik operasyonel çalışma sonuçları ile de perçinleşeceği değerlendirilmektedir. Ülkemizi tehdit eden terör örgütlerinin uyuşturucu kaçakçılığı faaliyetlerinin uluslararası paydaşlara anlatılması önemli bir önceliktir. Bu yönde; başta Birleşmiş Milletler (UNODC, Uyuşturucu Maddeler Komisyonu), Avrupa Birliği (Europol, EMCDDA), Avrupa Konseyi (Pompidou Grubu), Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ve CARICC (Merkezi Asya Ülkeleri Bilgi ve Koordinasyon Merkezi) gibi uluslararası örgütlerin faaliyetlerine katılım sağlanmakta, bu ortamlarda terör örgütleri ve uyuşturucu kaçakçılığı ilişkisine vurgu yapılmaktadır.Aynı zamanda bu kuruluşlarca periyodik olarak hazırlanan raporlara katkı amacıyla gönderilen sualname ve formlarda konuya ilişkin hususlar belirtilmektedir. Yürütülen çalışmaların bir sonucu olarak 2019 Avrupa Uyuşturucu Pazarları Raporunda PKK; Ortadoğu’da ağırlıkla Türkiye’nin Güneydoğusu, Kuzey Suriye ve Kuzey Irak’ta faaliyet gösteren paramilitarist bir grup olarak gösterilmiş ve PKK’nın Avrupadaki organize suç ve birkaç uyuşturucu ticareti faaliyetinin raporlandığına vurgu yapılmıştır.
2019 Avrupa Uyuşturucu Pazarları Raporu’nun aksine;
* 2016 yılında yayınlanan bir önceki Avrupa Uyuşturucu Pazarları Raporunda PKK konusunda herhangi bir tespite yer verilmemesi,
* Diğer kimi uluslararası raporlarda PKK ile ilgili kurulan cümlelerin başında hep “Türk soruşturma birimlerinin verdiği bilgiye göre“ ibaresi eklenirken 2019 Avrupa Uyuşturucu Pazarları Raporunda ilk defa böyle bir vurgu yerine Europol ve uluslararası kaynakların referans gösterilmesi anlamlıdır.”
************************
BİR IŞIK BEKLERKEN…
Sonunda içi boş karanlık bu eve girebildim. Bu eve ilk kez yalnız giriyordum. Titreyen ellerimle ışıkları açmaya çalıştım ama elektriğimizi kestiklerini hâlâ karanlık olan odadan anladım. Zaten ruhumun karanlığını hiçbir lamba aydınlatamazdı artık. Uzun karanlık koridoru yalpalayarak yürüyordum. Çocukluğumun o güzel anıları canlanıyordu gözlerimde. Kardeşim... Koridorun sonundaki odaya geldiğimde içerden annem ve babamın tartışma seslerini duyar gibiyim. Oysaki babam ben sekiz yaşındayken ölmüştü. Sanırım içimdeki zehirin etkisiydi. Beni yavaş yavaş öldürdüğünü hissediyordum. Karanlık odada, yanmayan sobadan ve içimdeki beni tüketen zehirden vücudumun ısısını kaybettiğini anlıyordum. Çekmeceden dengeyi sağlamaya çalıştığım vücudumla kâğıt ve kalem buldum.
“Anne... Bu zamana kadar ne sen ne de başkaları tarafından anlaşılabildim. Anlatmak istediklerim, anlatamadığım değil anlayamadıklarınızdır. Ben duanın kaderi değiştireceğine inanmıyorum. Çok dua ettim bu zehirden kurtulmak için. Çok yardım istedim ama kurtulamadım şifa zannettiğim bu zehirden. Kardeşimi de bu zehir yüzünden kaybettim. Beni terk etmeyen tek varlığı ben bir zehirle takas ettim. Keşke kardeşim ölmeden kurtulabilseydim bu zehirden ama çok geç artık. Umudum kalmadı. Kimse duymadı, sen duymadın çığlıklarımı. Anne çaresiz yol alıyorum. Kendine iyi bak. Anneliğini yapmadığın evlatlarının acısıyla...”
BEŞ YIL SONRA
İlk defa tepki aldığım hastayla dakikalardır bakışıyorduk.
-Hikâyenin devamını sormayacak mısın?
-Sonu belli değil mi? Öldü. Kurtulamadı.
-Ölmedi! Şu an senin karşında oturuyor. Hikâyedeki Ömer benim.
-Sen... O musun? Ama hayattasın.
-Hayattayım. Kurtuluş yolumu buldum. Ben de senin gibiydim. Tünelin sonundaki ışığı kullandığın uyuşturucu karartır ve sen hiçbir şey göremezsin ama biri bana ışık oldu ve kurtuldum.
-Bana ışık olacak kimse yok hayatımda. Ailem beni buraya attı ve gitti. Kime tutunabilirim ki?
-Sana ışık olacak her zaman biri vardır.
-Sana kim ışık oldu. Ailen mi?
-Hayır. Benim ışığım sonra ailem oldu. Hikâyedeki Ceylin’i hatırlıyor musun? Beni bu bataklıktan kurtaran oydu. Hayattan vazgeçmişken geldi ve beni vazgeçirdi. Beni hem uyuşturucudan hem de merhametsiz insanlardan kurtardı. Ona borcumu hiçbir zaman ödeyemem. Şuan evliyiz ve iki çocuğum var. Kız olanın adını Dilhun koydum.
-Seni aşkın kurtarmış ama beni seven biri yok, sevdiğim de kimse yok.
-Ben de sevmiyordum. Ama zamanla ışığımı sevmeye başladım. Benimle hastanede aylarca kaldı. Bu zehri bırakmam için en çok o uğraştı. Ben de bu hastanede tedavi oldum.
-Nasıl vazgeçirdi seni? Sonuçta kardeşin bu zehir yüzünden öldü. Kendini nasıl affettin?
-Onun için vazgeçtim zaten. Kardeşim için. Ceylin’in beni vazgeçirmek için kullandığı cümleler beni hayata bağladı. Ben de söz verdim. Hem kendime hem de şu an hayatta olmayan kardeşime. Bu zehre kim bulaştıysa onu iyileştirebilirim. İyileştireceğim. Öyle de oldu. Şu an buradayım.
-Sana söyledikleri neydi?
-Bana söyledikleri mi? “Karanlıkta kaldığını nasıl söylersin? En karanlık gecede bile yıldızlar parlamıyor mu? Sen yıldızlara neden bakmıyorsun? Hele ki kardeşin ordayken. Yıldızlara bakmayı unutmuşsun sen. Eğer onlara bakarsan en karanlık gökyüzünün içinden küçük ışıklar görebilirsin ve bu ışıkları görmeyen diğer insanlara da gösterirsin” dedi. Her kelimesini ezberledim. Böyle hayata tutundum. Böyle yaşadım. Peki, sen tutunabilir misin?
-Yaşayabilirim! Yaşayacağım. (K.Ö.)
Yarın: Terör Örgütlerinin Kirli Uyuşturucu Ticareti