Trabzonspor'un futbolu zevk vermiyor

UZUN zamandan beri futbolu İstanbul takımları yönlendiriyor. Zaman zaman Anadolu'dan bazı takımlar yarışa katılsa da uzun ömürlü olamadılar. Nefesi yetmeyen başka kulüpler zaman içinde yitip gidip gittiler, kimse şimdi onları hatırlamıyor. İstanbul takımları egemenliklerini sürdürüyorlar.

Belli bir dönemde Anadolu'dan bir takım, Trabzonspor kafasını çıkarır. Sanki der ki, "ben de yarışa ortak olmak istiyorum, Anadolu'yu ben temsil ediyorum." Gerçekten Trabzonspor kısa sürede yarışa adapte olur, ligde harika futbolu ile kendisini gösterir. Trabzonspor altı (6) kere şampiyonluğu yakalar. İstanbul'un egemenliği delinmiştir.

Trabzonspor'un yarışa katılması Anadolu takımlarının sevinmesine ve kendilerine güven duygusunun artmasına yol açtı. Söz konusu takımlar altyapılarına ağırlık verdiler, gençlerin önünü açtılar. Bursaspor bir keresinde şampiyonluğu yakaladı. Ancak diğer takımlar çok yüksek yerlere gelemeseler de, futbolun niteliği arttı.

Araya girerek belirtelim ki futbol ile ilgili görüşlerimiz olumsuzdur. Bize göre futbol sağlığa yararlı bir spor dalı değildir. Futbol gösteri yönü ağır basan bir spor branşıdır. Futbol sayesinde toplumlar meşgul edilir, oyalanırlar. Böylece önemli problemler gündeme getirilmez.

Tekrar Trabzonspor'a dönelim. Bir kere Ersun Yanal ile Trabzonspor'un başarıya ulaşması mümkün değildir. Ersun Yanal başka bir takıma belki yararlı olabilir. Ancak Trabzonspor gibi geçmişi üstün başarılarla dolu bir takımı yönetecek kapasitede değildir. Çünkü Trabzonspor Milli Takımlara çok sayıda oyuncu vermiş ve vermekte olan bir kulüptür.

Trabzonspor'u çalıştıracak antrenörün geçmişi özellikle futbol hayatı başarılarla dolu olmalıdır. Bir noktayı işaret edelim ki bizim Ersun Yanal'ın kişiliği ile ilgili hiçbir sorunumuz yoktur. Ancak futbolcular futbol yıldızlarını kendilerine örnek alırlar, onlar gibi hareket etmeyi severler. Trabzonspor'a kendi içinden yetişmiş milli bir oyuncu geçmişine sahip antrenör yararlı olabilir. Böyle oyuncularda Trabzonspor'da çok sayıdadır.

Trabzonspor'un yönetimi de başlı başına bir konudur. Kulübün geçmişinde muazzam ve mükemmel yönetimler vardır. Günümüzde de iyi niyetli ve sabırlı idareciler vardır. Başkan Dr. Muharrem Usta'nın basında demeçlerini okuyoruz ve izliyoruz. Umut verici ve beklentileri yükseltecek demeçleri yoktur.

Dr. Muharrem Usta diyor ki, "Bu sezon takım iyi başlayamadı, seyirci de cezası nedeniyle takımın arkasında olamadı. Ayağa kalkmak için taraftara ihtiyacımız var. Takıma destek çıkılması durumunda kötü gidişat ile ilgili bir virajı atlatmış oluruz. Biz büyük bir camiayız ve onun hizmetkarıyız. Bu hizmeti taçlandırarak camianın yüzünü güleceği şekilde kulübümüzü sürekli başarı noktasına getireceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın."

Bize göre Trabzonspor ve sevenleri icraat bekliyor. Başarıya aç olan Trabzon camiası yöneticilerinin başarı için kafa yormasını, emek vermesini temenni ediyor. Trabzonspor Başkanı bilim insanları ile çalışmalıdır. Üniversite mensuplarından bir ekip kurup onların fikirlerini alıp uygulamaya koymalıdır. İngiltere, Almanya, İtalya gibi ülkelerde kulüpler nasıl çalışıyorlarsa izlenmelidir.

Dr. Muharrem Usta spor bilimcilerinden (psikolog, diyetisyen, hekim) yararlanıyor mu? Yararlanıyorsa neden başarı gelmiyor? Yararlanmıyorsa "her işi ben biliyorum" demektir ki, bu da ona yakışmaz.

Sonuç: "Trabzonspor ayağa kalkarsa ve futbolu zevk verirse sporumuzun niteliği yükselecektir."