Toplumun çözümleri ve yolu
Derdi olmayan insan yoktur. Derdi olmayan
toplum ve kurum da yoktur. Dertlerimizin bazıları bireysel bazıları ise
kurumsal…
Bireysel dertlerin çözümleri bazen
çarçabuk hallolur. Bazıları ise toplum yol açmadan, kurumlar adım atmadan asla
çözülemez. Çözülse de dertler tamamen bitmeyecektir. Sorunların tamamen yok
edilmesi, meselelerin topyekûn çözümlenmesi diye bir netice yeryüzünde asla bulamazsınız.
Sadece dertlerinizin tamamına yakını ve mükemmele yakınlaşan şekilde çözümler
elde edebilirsiniz.
İnsanların bireysel derdini çözmek
böyledir de toplumsal meseleler, kurumsal sorunların çözülmesi bu kadar kolay
ve basit değildir. Toplumsal meseleler ve kurumsal sorunlar; kurumlar çözüm
üretmeden, toplumların gayreti ve insanın teri olmadan asla çözülemez.
Zina arttı..ne yapacaksınız?
Tecavüz sayısı arttı.. köpüklü kahve mi
içeceksiniz?
Vahşileşen köpekler insanları
öldürmekte.. insanı mı köpeği mi koruyacaksınız?
Komşuluk ahlakı, ekonomi-pazar ahlakı,
işçi ve işveren ahlakı bozuldu.. ah vah mı edeceksiniz?
Vesaire…
Bu ve benzeri sorunların çözümünü din,
psikoloji, sosyoloji ve siyaset gibi toplumu ilgilendiren ilmi alanlara hâkim
olmadan, bu ilimlere göre değerlendirme yapmadan sağlıklı bir netice
alamazsınız. Sorunların mutlaka iki tarafı olur ve siz sadece bir tarafı da
dinleyerek sağlıklı bir netice alamazsınız. Bir dini, bir siyasi, bir sosyal,
bir iktisadi sorunun çözümünde toplum ve kurumları meselenin çözüm merkezine
koymadan sağlıklı bir netice asla alamazsınız.
Toplumsal mesele ve kurumsal sorunların
çözüm yollarını tespit ve teşhis ettiniz ve çözüm aşamasında siyasete
sordunuz.. iktisada sordunuz.. yargıya sordunuz ve bir neticeye vardınız. Topal
kalacaktır.. noksan kalacaktır. Ahlaka ve ilme de sormalısınız. Ancak böylece doğru
ve isabetli neticeler alabilir, hayırlı bir iş yapmış olursunuz.
Ayrıca toplumsal mesele ve kurumsal
sorunlarda baş aktör olan toplum, toplumsal bir bilinç ile harekete geçmezse
zaten bir çözüm de üretilemez. Burada kurumsal bir bilgi, bir gelenek ve bir
hareket kültürü de oluşturulamaz. Toplum, çok güçlü kurumsal yapılar kuracak ki
siyasi, dini, iktisadi, sosyal sorunlar çözülebilsin.
Toplum, tüm toplumun yararına, iyiliğine
hayır halkaları, fayda kurumları oluşturmak zorundadır. Allah’ın razı olduğu
halka ve kurumları hemen, her daim oluşturmak zorundadır. Rahmete yönelik
yapılan çalışmaların sonucu sosyal çalışmalarla da ispatlanmış bir şekilde
rahmetle neticelenir. Böyle rahmete yönelik çalışmalar; merhamet, sevgi, şefkat
doğurur. Tersi bir çalışma durumunda da eziyetin, bozgunun, zulmetin doğduğunu
herkes bilir.
İdeal
çözüm toplumu olunmak zorunluluğu vardır. Dert üreten değil çözüm üreten
toplumlar ayakta kalabilir. Toplum, birbirine sırt çevirmeden yaşarsa tebessüm
açan gönüller, huzur veren diller oluşur. Toplum, birbirine kin tutmadan
yaşarsa birbirine kuvvet verecek komşuluk binası oluşur. Toplum birbirini
kıskanmadan yaşarsa birbiri için mücadele edecek kalpler oluşur. Toplum,
birbiriyle dostluğunu kesmeden yaşarsa binanın birbirine emanet edilmiş
kolonları, kirişleri olur. Toplum, birbiri ile kardeş olursa çözüm yolları her
zaman var olur, toplumsal meselelerin ve kurumsal sorunların çözümü hayırlı
olur, bereketli olur. Bütün bunlar, ideal bir çözüm toplumunun özellikleridir.
Toplum, hem ideal çözüm toplumu olmalıdır hem de toplumsal meseleleri, kurumsal sorunları çözecek kurumlar kurmalıdır. Toplum böyle olmazsa kurumları böyle olmazsa bir sosyal kıyamet ve ahlaksızlık afetinin herkesi yakıp yıktığı, sonunda ise iktisadın da siyasetin de ahlakın da sosyal hayatın da bu enkaz altında kaldığı görülecektir.