Toplumun baş belası, neme lazımcılık
Toplumda son yıllarda, neme lazımcılık aldı başını gidiyor, bu altı hecelik kelime kurumlarımız açısından çok tehlikeli bir hal aldı. TDK Sözlüğünde neme lazımcılık: “Gerekli şeylerle ilgilenmekten kaçınma, bir şeyi umursamama durumu” olarak tanımlanmaktadır.
’Bu iş benim işim değil, bu işle ben ilgilenmem, ben
karışmam, neme lazım, başıma iş açılabilir.’’ gibi söylemleri kurumlarımızda ve sosyal hayatımızda sık sık duymuşuzdur.
Neme lazımcılık bireyleri, kurumları ve giderek toplumu öyle
bir çepe çevre sarmış ki, birçok kişi elini taşın altına koyanlara, kurumlarda,
işler mevzuat dahilinde yürüsün yahut ta toplumda işler düzelsin diye
uğraşanları enayi olarak görmektedir.
Hikaye odur ki. Kanuni Sultan Süleyman ya da diğer adıyla
“Muhteşem Süleyman” her zaman fikir danıştığı, Yahya Efendiye bir elçi
göndererek “bu devlet yıkılacak mı? Yıkılacaksa ne yıkacak?” diye bir sor der.
Yahya Efendi “neme lazım “diye cevap verince,
Kanuni “Ben sana devletin bekası ile ilgili bir soru
soruyorum, sen ise bana neme lazım diyorsun, cevap vermiyorsun” diye sitem eder.
Yahya Efendi ise “Padişahım ben sorunuzu cevapsız bırakmış
değilim. Cevap verdim. ‘’Yani bu devleti, neme lazımcılık yıkacak “diye cevap
verir.
Neme lazımcılık, toplumsal dayanışmayı zayıflatır. Bireyler,
sadece kendi çıkarlarını düşündüklerinde, toplumsal bağlar zayıflar ve toplumun
birlik ve beraberliği de zarar görür. Çalışanlar arasında bu tipler oldukça
yaygındır, en büyük sorunlardan birisi olarak karşımıza çıkmaktadır
Neme lazımcıların kimi ‘‘aman ha, sakın beni bu işe
karıştırma, der, kimisi de ‘bu işin benimle ne ilgisi var kardeşim’, tabi arada
sırada ‘valla bizden sonrakiler düşünsün ne yapalım’ diyenler, olabileceği
gibi, bazı tiplerde ’tamam da niye bu kadar uğraşıyorsun kardeşim’ diyenlerin
yanı sıra, ‘dostum hayat çok kısa, sen de biraz boş ver ne olacak yani’ ’Aman canım bana ne, ben kendi işime bakarım, başkası beni
ilgilendirmez, her koyun kendi bacağından asılır’ gibi söylemler, bizim Türk toplumunda çok konuşulan cümleler arasında yer almakmaktadır.
Bu çağda, çağın modern hastalığı olarak
adlandıracağımız: umursamazlık, vurdumduymazlık, neme lazımcılık suya sabuna
dokunmamak, değil de nedir acaba?
Bunun adına ne
dersek diyelim, işin ucu kendimize dokununcaya kadar etliye sütlüye
karışmıyoruz. Hiçbir
şey olmamış gibi davranıyoruz. Olan bitene hep kayıtsız kalıyoruz. İşin ucu
azıcık kendimize dokununca başlıyoruz feryat figan etmeye. Toplumsal ahlaka
değer veren insan; Vurdumduymaz ve neme lazımcı olmaz, olamaz. ‘Bana ne canım’
diyemez. ‘Ben kendi işime bakarım, başkası beni ilgilendirmez’’ diyemez.
Toplum olarak,
gerçekten de etik değerlerimizi korumak ve kendimizi bu girdaptan kurtarmak
istiyorsak, “neme lazımcılık” hastalığından kurtulmak için tedavi olmamız
gerekli!
Neme
lazımcılıkla mücadele eden ülkemin cesur, yürekli ve güzel insanlarına selam
olsun,
Neme
lazımcılıktan uzak ve katma değeri yüksek bir gün diliyorum.