Dolar (USD)
32.58
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2506.57
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

04 Kasım 2021

​Toplumsal nefsin ahlakı

Siyaset, iktisat, ilim, sanat, din, vesaire.. insana ve topluma hitap eden her ne alan varsa bilgili olmaktan önce ahlaklı olmak meselesidir.

Ülkede bulunan tüm okulları, geleceğin siyasetçi, iktisatçı, vesairesini eğiten yani toplumu şekillendiren tüm yapıları bilgiyle donatmadan önce, ahlakla donatmalısınız. Bugün yaşanılan sorunlar ve yarın yaşayacağımız sorunların şiddeti, daima nefsin terbiye edilme derecesine, toplumun ahlak derecesine göre olacaktır. Elbette ki sorunların çözümleri de böyle olacaktır.

İnsanda ve toplumda koskoca çiğ bir nefs var. Terbiye edilmemiş her nefs sahibi insan, hem kendinin hem de toplumunun zararlıları olacaktır. Bu çiğ nefsi ne kadar terbiye ederseniz o kadar ahlaklı yapar, sorunlardan uzak tutarsınız. Böylelikle vicdanını hassas terazilerinde tartan, ahlakını geliştirmek için sürekli mücadele eden, aklını kullanmayı insan olmakla eş tutan insan ve bu insanlardan mürekkep toplum nasıl yıkılabilir? Hangi insan ve hangi toplum kolayca bozulur ve bir diğerini incitir?

Bireyleri etkileyen sorunların üstesinden tek hamleyle gelebilirsiniz. Ancak toplum içindeki bireyi ve doğrudan toplumu ilgilendiren sorunları tek bir hamlede çözmeniz mümkün değildir.

Üstün yetenekli siyasetçiler, din adamları, münevverler ve fikir adamları, devamlı olarak toplumunun nefsini takip ve kontrol eder. Herhangi bir sorun oluşmadan müdahalede bulunurlar. Çünkü müdahalede bulunmadıkları her sorun, daha da büyüyerek çok emek ve para harcanarak çözülebilecektir. Çünkü çok iyi bilinir ki bir sorun ortaya çıkınca asla kendi çeperi ile yetinmeyecek, her yere sıçrayacaktır.

Özellikle toplumun önünde gidenler ya da toplumun öne çıkardıkları, toplumlarını zihnen ve ruhen öyle bir sıhhatte tutmalıdırlar ki bir gülleyle bir fırtınayla yıkılmamalıdırlar. Toplumlarını maddi manevi sağlıklı tutmak için elinden gelen gayreti göstermelidirler.

İnsanların ihtiyacı olan yolların, köprülerin, binaların çürümesi ve yıkılması belli bir müddete bağlıdır. Ve elbette ki zamanı gelince yıkılacaktır. Bu yıkılan yapıların yeniden inşa maliyeti az, süresi ise kısadır. Ancak ahlakı bozulan bir toplum, binlerce insanın canını yakmadan, bütün topluma cehennemi yaşatmadan asla düzelmez ve kısa sürede çözüme kavuşturulamaz.

Toplumsal hastalıklar, akıl almaz can kayıpları, tadılmamış acılar yaşatır. 40 yıllık terörde 40 bin canla bedel ödersiniz. Ama 40 yılda bu sorunların başınıza açtığı belalarla hem milyarları kaybeder hem de yeni milyarlar harcamak zorunda kalırsınız. Toplumsal hastalıkların en etkin, en hızlı tedavileri bile onlarca, belki de yüzlerce yıl alır. Bu da işinizin başka bir acı boyutudur.

İstediğiniz kadar yasa ve müeyyide çıkarabilirsiniz. Yasalar ahlaklı yapmaz, sadece kurallarla haddi bildirir ve ceza oluşturur. Toplumsal sorunların çözümüne bireysel ve toplumsal ahlakla başlarsanız sorunlarınızı yasalardan önce ahlak çözecektir.

Toplumsal nefsle oluşan sorunların çözümü yine o sorunların içerisinde bulunacaktır. Sofada kaybettiğiniz altını samanlıkta ararsanız bulamazsınız. Toplumsal sorun; “nerede, nasıl ve niçin” başlamışsa çözüm de mutlaka bunlarla ve buralarda olacaktır. Toplumsal batış, bilgisizlikten değil ahlaksızlıktan oluşuyorsa ki zaten öyle.. o zaman ahlakı tekrar yükseltmeli, güzelleştirmeliyiz. Güçlü bir milletiniz, güçlü bir devletiniz olmadıkça da ahlak asla tek başına yaşayamayacaktır.