Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
15 Eylül 2020

Toplumsal kavga

Dikkatli okuyucularımızın gözünden kaçmamıştır. Birçok makalemizde nefsten bahsettik. Şu ana kadar bahsettiğimiz nefs özellikleri bireylere ait idi.

Toplumların da nefsleri (kültürleri) vardır. İnsanlar bir araya geldiklerinde nefsler de birbirlerini etkiler ve toplumsal nefsi oluştururlar.

“Üzüm üzüme baka baka kararır” atasözümüz, toplumsal nefsi açıklamak bakımından harika bir örnektir. Yusuf’un on bir kardeşi toplumsal nefse muhteşem bir örnektir.

Homosentrik, etnosentrik, ... görüş, düşünce özellikleri tam da budur.

Bir millet çıkar ve kendini yeryüzünün merkezi olarak gösterir ve buna kendi adına inandığından daha fazla inanır. Bir başka millet çıkar ve kendini diğer milletlerden üstün görür. Bir millet daha da ileri gider ve diğer milletlerin kendi milletleri için yaratılmış olduğunu iddia eder.

Bir millet, bilmem hangi konularda kendilerinin çok haklı, hatasız ve masum, … olduğunu söyler.

Sosyal psikoloji alanında çok ibret verici örnekler, istatistikler vardır. Bir milletin diğer milletler hakkında ne düşündüğü insanlara sorulmuş ve oldukça enteresan sonuçlar alınmıştır.

Hâlbuki bir milleti tanımak için yıllarca içinde kalmak, kültürünü sindirebilmek gerekir. Belki de hayatında hiç görmediği insanlar hakkında kesin bir yargıda bulunulması toplumsal nefsi tanımlamak için çok iyi bir örnektir. Böylece insanlar, kolayca bir başka millete karşı düşman edilebilmekte ve savaşmaya yönlendirilebilmektedir.

Bir ülkenin içindeki farklı yapılardan oluşan topluluk ve gruplar da aynı şekilde toplumsal nefse sahiptir. Belki yaşanan birkaç olumsuz olay zaten yüzyıllar içinde düşmanlık ateşiyle beslenmiş olan koru bir anda alevlendirir ve bir ülkenin dağılmasına sebep olabilecek boyutlara getirir.

İnsanoğlunun gerek ferdi, gerek toplumsal, gerekse kurumsal yaşamında yerine getirmesi gereken görevleri vardır. Bu görevlerden bazıları, yılda bir kaç kez uğraşmaktan geçebilir, ayda bir iki çalışmadan geçebilir.

Vesaire ama nefsle mücadele değil yılda bir kaç kez, her gün, her saat, mutlaka her an yapılması lazım gelen bir savaştır. İnsanın kendi içindeki ateşini söndürecek olan da odur, toplum içindekini de toplumlar, milletler arasındakini de.

Ya nefsinizle savaşacak, kendinizle ve herkesle iyi geçineceksiniz, birlik ve mutluluk sizin olacak. Ya da nefsinize uyacak, sizin adınız Kabil, diğerinin adı Hâbil olacak. O ölecek, siz kahrolacaksınız. Toplumsal nefsi besleyecek, milyonları öldüreceksiniz. Siz de öleceksiniz. Elde ettiğiniz tek şey nefret olacak ve hayatları cehenneme çevireceksiniz.

Nefsinize uyacak ve en dar kalıplar içinde kalacak, hem kendinizi hem de insanları ve insanlığı boğacaksınız. Ya da tam tersini yapacaksınız. Nefsinizi yenecek, aklınızı kullanacak ve en geniş düşünerek hem kendinizi ferahlatacak hem de refah toplumları elde edeceksiniz.