Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 Temmuz 2020

Toplum ve Kemal Sunal’ın mirası

Sinema tarihimizde toplumsal hayatımızı derinden etkileyen aktörlerin başında Kemal Sunal (11 Kasım 1944-3 Temmuz 2000) gelmektedir.Yirmi yıl önce elli beş yaşında hayata veda eden Kemal Sunal, filmleriyle ilgi görmeye ve izlenmeye devam etmektedir.Kemal Sunal olgusu canlı bir şekilde devam etmektedir. Aramızdan ayrılışının üstünden yirmi yıl geçmesine rağmen Kemal Sunal’ın filmlerini izlemeye devam eden toplum, aslında kendisini izlemekte ve seyretmektedir. Kemal Sunal, bir sinema oyuncusu olmanın ötesinde toplumun aynası ve kendisi olmayı başarmış bir sanatçıdır.

Toplum, Sunal filmlerinde kendi hayatını görmektedir. Kibar Feyzo filmindeki Feyzo karakteri, ağalık düzeninin ve başlık parasının bütün ucubeliğini ortaya koymaktadır.Şark Bülbülü filminde eğitim, bilgi ve birikim olmadan bir anda şöhret ve servete sahip olmanın yarattığı hastalıklı durum anlatılmaktadır.Köyde ağadan dayak yiyen ve şehirde tatmin olmak için sadist bir patrondan dayak yiyen, ama her yerde dayak yemek zorunda bırakılan insanların çaresizliği anlatılmaktadır.Zübükzade filminde insanların dini inançlarını sömürerek ekonomik ve siyasal çıkarlar elde eden yozlaşmış dinbaz siyasetçi tipi ustalıklı bir şekilde ortaya konmaktadır. Zübükzade, dini ve siyasal populizmin harika bir eleştirisidir.Davaro filminde kan davasının anlamsızlığı, işlevsizliği ve tüketiciliği her açıdan ortaya konmaktaddır. Köyden şehre göç sonucunda insanların hayatlarında meydana gelen değişmeler, açmazlar, travmalar ve sorunlar, derin bir mizahla anlatılmaktadır.Davacı filminde, insanların mahkeme salonlarında geçen yılları ve hiçbir şekilde adalet ihtiyaçlarının gerçekleşmemesi anlatılmaktadır. Zamanında gerçekleşmeyen adaletin adalet olmadığı ve mahkeme salonlarında adalet bulmaya çalışan insanların bedel olarak hayatlarını harcamalarını Sunal’ın Davacı filminden izliyoruz.Kemal Sunal, geçinemediği için deliren öğretmen (Öğretmen), başını sokacak ev bulamadığından dama çıkan aile babası (Kiracı), umutsuzluk içinde boğulan kişidir (Dütdüt Mehmet).Sunal son oynadığı Propaganda filminde akraba olan insanların arasına tellerle çekilen sınırlaın anlamsızlığını anlatmaktadır. Toplumsal hayattaki birçok karakteri başarıyla ve sahici bir şekilde oynamak Kemal Sunal’ın büyük başarısıdır. Kemal Sunal, tek bir karaktere hapsolmuş bir oyuncu değildir. Birbirinden farklı değişik farklı karakterleri ustalıkla oynamayı, ancak Sunal gibi çok az sayıda oyuncuya özgü bir yetenek olarak değerlendirebiliriz.

Kemal Sunal, toplumsal kesimlerin yaşadığı öyküleri sinemaya taşıyan, yaşayan ve sona götüren kişi olarak karşımıza çıkmaktadır.Kemal Sunal filmlerinde toplumsal hayatın bütün katmanlarından karakterleri, canlı, değişken, sahici ve samimi bir şekilde oynamaktadır. Kemal Sunal oynadığı karakterlerin duygu dünyalarını derinliğine ve sahici bir şekilde oynamakta ve yorumlamaktadır.Toplum, Kemal Sunal filmlerine kendisi olarak bakmaktadır. Kemal Sunal’ın filmlerinde farklı karakterleri sahici bir şeklde oynama ve yorumlama biçimi, Kemal Sunal’ın toplum tarafından hep hatırlanmasını ve izlenmesini sağlamaktadır. Sosyoloji ve sinema, Kemal Sunal filmlerinde bütünleşmiştir diyebiliriz.

Rıfat Ilgaz’ın anıtsal eseri Hababam Sınıfı, hepimizin zihninde büyük izler bırakmıştır. Kemal Sunal’ında aralarında bulunduğu muhteşem bir kadro tarafından oynanan Hababam Sınıfı filmi, bürokratikleştrilen eğitimin insandışılığını müthiş bir mizahla ortaya koymaktadır. Dar kalıplara ve mekanlara sıkıştırılan eğitimin komikliklerini ve anlamsızlığını ortaya koyan Hababam Sınıfı, aslında düzene, şekilciliğe, kurum fetişizmine ve statükoya karşı bir özgürleşme, doğallaşma ve insanlaşma çağrısıdır.Kemal Sunal, statüko, ve şekilcilik içinde boğulan ve tükenen “eşekoğlu eşekler”olmamak için bütün ucube gelenekler, iilişkiler ve kurumlarla dalga geçen ve anlamsızlıklarını ortaya koyan sıradışı, sade ve özgür İnek Şaban olmayı ortaya koymaktadır.

Kemal Sunal filmleri, insanları sadece güldürdüğü için izlenmemektedir. Kemal Sunal filmleri güldürmekte, düşündürmekte, eleştirmekte ve ezberleri bozmaktadır. İnsanlar, Kemal Sunal filmlerinde hayatlarında, törelerinde, konumlarında, ilişkilerinde ve geleneklerinde yanlış, çarpık ve çürümüş olan unsurlarla yüzyüze gelmektedirler. Kemal Sunal filmleri, toplumsal hayatta nelerin yanlış gittiğine ayna olmaya devam ettiği için toplum, hala zevkle ve keyifle bu filmleri izlemekte, bu filmleri günlük hayatının ve dilinin bir parçası haline getirmektedir.Özgürlüğün, sıradışılığın, umudun ve vazgeçmemenin sembolü olan Kemal Sunal’ı rahmetle anıyorum