Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
24 Ağustos 2020

Toplama Çıkarmaya Zeyl

Geçtiğimiz hafta meslek seçiminde veli, öğretmen ve öğrenci üçleminde bir denklem kurup toplama çıkarma işlemi yapmıştım. Ortaya çıkardığım sonuç, kimseyi memun etmese de mutlak hakikati bulmak adına şimdilik en iyi çözümün bu olduğunu söyleyebilirim. Bu hafta da meslek seçimlerinin zaman ve mekan içerisinde sosyoljik sebeplerden ötürü nasıl değiştiğinden bahsedeceğim. Aslında sadece sosyolojik değil doğa faktörünün de meslek seçiminde etkiliği olduğunu anlatmaya çalışacağım.

Ülkemizde her on yılda bir mesleklerin tirendleri değişiyor. Popüler bölümler popüler fakülteler belli bir süre sonra itibarını kaybedebiliyor, popülaritesi düşebiliyor. Bazı yıllar hukuk bazı yıllar elektronik elektrik bölümleri revaçta olabiliyor. Sosyal ve tabiat değişimleri ister istemez insanların meslek seçiminde de etki bırakabiliyor. Özellikle koronavirüsü ile mücadele ettiğimiz bu dönemde insanların çoğu meslek seçiminde kalabalık alanlardan, insanlardan daha uzakta olan yani sosyal mesafeyi doğal olarak koruyan meslekleri tercih edebiliyor.

Bunların başında sanal ortamda çalışma yapmayı teşvik eden bölümleri tercih edebiliyor. Öğrencilerin üniversiteye girişte amiral gemisi diye tabir edebildiğimiz tıp ve benzeri bölümler ilk defa bu pandemi sürecinde itibar kaybına uğradı. Belki bu sene söylediklerimizin reel karşılığını bulamayabiliriz ama önümüzdeki beş yıl içerisinde bununla ilgili somut olaylarla karşılaşacağımız aşikardır.

Ülkemizde yükseköğretim kurumunun yeni tekniklerle oluştuğu 1933 yılından beri meslek seçimindeki trendler de sanırım salgın gibi tabiat olayları neticesinde değişmiştir.

Bir dostum anlatmıştı.1960’lı yıllarda Ziraat mühendisliği tıp fakültesi ile aynı puanlarda öğrenci aldığından bahsetmişti. Böyle bir bilgiye YÖK arşivinden ulaşılabilir. Şimdi ne oldu da dünyanın en verimli topraklarına sahibiz ama Ziraat fakülteleri de son tercihlerimiz arasında.

Orta Afrika bölgesinde Burkina Faso diye bir ülke var. Bab-ı Alem uluslararası öğrenci derneğinin bir programı dolayısıyla buradan ülkemize gelen bir öğrenciyle tanışmıştım. Adını hatırlayamadığım bu öğrenci ülkemizde okuyordu. Bizlere ülkesi hakkında bazı bilgilerden bahsedince kulak kesilmiştim.

Burkina Faso da ülkemiz gibi çok verimli tarım alanlarına sahip. Bu ülke, bir önceki yüzyıl’da (1890) Fransa sömürgesi olduğu için yüksek öğretim sistemi de Fransızların elinde. Şimdi bağımsızlığını kazanmışsa da eğitim öğretim işleri hala Fransız sistemiyle devam ediyor. Ah çekerek konuşmasına başlamıştı. Ülkelerinde onca üniversite var ama hiç birinde ziraat fakültesi yok. Bunun yerine felesefe ve hukuk başta olmak üzere sosyal bilimler ağırlıklı bölümler var. Yani Burkina Fasolular tarlalarını ekip biçmekte yeni teknoljiyi kullanmasın. Modern tarım aletlerini kullanmasını bilmesin. Klasik yöntemle bire altı veren bir ürün bire otuz vermesin. Hatta bazı önemli tarım alanları Fransızların ihtiyaçları doğrultusunda kiralanmış ve işletilmektedir. Tabi bunu Fransız mühendisler ve teknik adamları yapmaktaydı. Burkinalılar beden işçisi olarak burada çalışmaktaydı.

Burkinalı Müslüman öğrenciden bunları dinleyince çok şaşırdım. Ülkemiz ile kıyas yaptığımızda Ziraat fakültelerinin çokluğuyla övünüyoruz. Ama yakın dönemde ziraat fakültesi mezunlarının öğretmen olarak atama beklediği bir dönemi yaşadık. Öğretmen ihtiyacını eğitim fakülteleri karşılayınca da çoğu mezunun işsiz kaldığı bir döneme girdik.

Ülkemizdeki ziraat faülteleri üzerine ufak bir araştırma yaptığımızda Ziraat fakültelerimizin Alman Ziraat modeli müfredatına göre eğitim verdiğini öğreniyoruz. İkinci Dünya savaşı sonrası Almanya’dan kaçıp ülkemize sığınan Yahudi bilim adamları tarafından bu müfredat uygulanmakta. Müfredatın içeriğine hakim değilim. Bunda iyi niyetimi de koruyorum. Ama şu soruyu sormadan edemiyeceğim. Almanya’daki tarım alanlarından daha verimli tarım alanlarımız var. Alman Ziraat fakültesi mezunlarının hiç birisi mezun olduğunda boşta gezmiyor. İşleri hazır bu mühendislerin. Bunu Almanya için söylemiyoruz. Hinterlandı geniş olduğundan Hollanda, İsviçre, Avustırya hatta tarımda ilerlemiş bütün Avrupa devletleri için söylüyoruz.

Ülkemizdeki Ziraat Fakülteleri ve Alman müfredatına bir ek yaparak devam edelim. Bu gün İsrail, işgal ettiği topraklar üzerine Almanya’dan Rusya’dan getirdiği Yahudiler sayesinde dünyanın en iyi tarımını yapıyor.