Toplama Çıkarmaya Zeyl
Geçtiğimiz hafta meslek seçiminde veli, öğretmen ve öğrenci
üçleminde bir denklem kurup toplama çıkarma işlemi yapmıştım. Ortaya çıkardığım
sonuç, kimseyi memun etmese de mutlak hakikati bulmak adına şimdilik en iyi
çözümün bu olduğunu söyleyebilirim. Bu hafta da meslek seçimlerinin zaman ve
mekan içerisinde sosyoljik sebeplerden ötürü nasıl değiştiğinden bahsedeceğim.
Aslında sadece sosyolojik değil doğa faktörünün de meslek seçiminde etkiliği
olduğunu anlatmaya çalışacağım.
Ülkemizde her on yılda
bir mesleklerin tirendleri değişiyor. Popüler bölümler popüler fakülteler belli
bir süre sonra itibarını kaybedebiliyor, popülaritesi düşebiliyor. Bazı yıllar
hukuk bazı yıllar elektronik elektrik bölümleri revaçta olabiliyor. Sosyal ve
tabiat değişimleri ister istemez insanların meslek seçiminde de etki
bırakabiliyor. Özellikle koronavirüsü ile mücadele ettiğimiz bu dönemde
insanların çoğu meslek seçiminde kalabalık alanlardan, insanlardan daha uzakta
olan yani sosyal mesafeyi doğal olarak koruyan meslekleri tercih
edebiliyor.
Bunların başında sanal ortamda çalışma yapmayı teşvik eden
bölümleri tercih edebiliyor. Öğrencilerin üniversiteye girişte amiral gemisi
diye tabir edebildiğimiz tıp ve benzeri bölümler ilk defa bu pandemi sürecinde
itibar kaybına uğradı. Belki bu sene söylediklerimizin reel karşılığını bulamayabiliriz
ama önümüzdeki beş yıl içerisinde bununla ilgili somut olaylarla
karşılaşacağımız aşikardır.
Ülkemizde yükseköğretim kurumunun yeni tekniklerle oluştuğu
1933 yılından beri meslek seçimindeki trendler de sanırım salgın gibi tabiat olayları neticesinde
değişmiştir.
Bir dostum anlatmıştı.1960’lı yıllarda Ziraat mühendisliği tıp fakültesi ile aynı
puanlarda öğrenci aldığından bahsetmişti. Böyle bir bilgiye YÖK arşivinden
ulaşılabilir. Şimdi ne oldu da dünyanın en verimli topraklarına sahibiz ama Ziraat
fakülteleri de son tercihlerimiz arasında.
Orta Afrika bölgesinde Burkina Faso diye bir ülke var. Bab-ı
Alem uluslararası öğrenci derneğinin bir programı dolayısıyla buradan ülkemize
gelen bir öğrenciyle tanışmıştım. Adını hatırlayamadığım bu öğrenci ülkemizde
okuyordu. Bizlere ülkesi hakkında bazı bilgilerden bahsedince kulak
kesilmiştim.
Burkina Faso da ülkemiz gibi çok verimli tarım alanlarına
sahip. Bu ülke, bir önceki yüzyıl’da (1890) Fransa sömürgesi olduğu için yüksek öğretim
sistemi de Fransızların elinde. Şimdi bağımsızlığını kazanmışsa da eğitim öğretim işleri hala Fransız sistemiyle
devam ediyor. Ah çekerek konuşmasına başlamıştı. Ülkelerinde onca üniversite
var ama hiç birinde ziraat fakültesi yok. Bunun yerine felesefe ve hukuk başta olmak üzere sosyal bilimler ağırlıklı bölümler
var. Yani Burkina Fasolular tarlalarını ekip biçmekte yeni teknoljiyi
kullanmasın. Modern tarım aletlerini kullanmasını bilmesin. Klasik yöntemle
bire altı veren bir ürün bire otuz vermesin. Hatta bazı önemli tarım alanları Fransızların
ihtiyaçları doğrultusunda kiralanmış ve işletilmektedir. Tabi bunu Fransız mühendisler
ve teknik adamları yapmaktaydı. Burkinalılar beden işçisi olarak burada
çalışmaktaydı.
Burkinalı Müslüman öğrenciden bunları dinleyince çok
şaşırdım. Ülkemiz ile kıyas yaptığımızda Ziraat fakültelerinin çokluğuyla
övünüyoruz. Ama yakın dönemde ziraat fakültesi mezunlarının öğretmen olarak
atama beklediği bir dönemi yaşadık. Öğretmen ihtiyacını eğitim fakülteleri
karşılayınca da çoğu mezunun işsiz kaldığı bir döneme girdik.
Ülkemizdeki ziraat faülteleri üzerine ufak bir araştırma yaptığımızda Ziraat fakültelerimizin
Alman Ziraat modeli müfredatına göre
eğitim verdiğini öğreniyoruz. İkinci
Dünya savaşı sonrası Almanya’dan kaçıp ülkemize sığınan Yahudi bilim adamları
tarafından bu müfredat uygulanmakta.
Müfredatın içeriğine hakim değilim. Bunda
iyi niyetimi de koruyorum. Ama şu soruyu sormadan edemiyeceğim. Almanya’daki
tarım alanlarından daha verimli tarım alanlarımız var. Alman Ziraat fakültesi
mezunlarının hiç birisi mezun olduğunda boşta gezmiyor. İşleri hazır bu
mühendislerin. Bunu Almanya için söylemiyoruz. Hinterlandı geniş olduğundan
Hollanda, İsviçre, Avustırya hatta tarımda
ilerlemiş bütün Avrupa devletleri için söylüyoruz.
Ülkemizdeki Ziraat Fakülteleri ve Alman müfredatına bir ek
yaparak devam edelim. Bu gün İsrail, işgal ettiği topraklar üzerine Almanya’dan
Rusya’dan getirdiği Yahudiler sayesinde dünyanın en iyi tarımını yapıyor.