TOP FİTNE
"Muhammed'ur Rasulullah, wellezine maahu, eşiddau alel kuffari, ruhemau beynehum/Muhammed Allah'ın elçisidir ve onunla beraber olanlar, haktan yüz çeviren (kafir)lere karşı tavizsiz ve kararlı, birbirlerine ise merhamet doludurlaru2026" Fetih suresi/29.
Türkiye bu tartışmayı bitirmeli artık, bu hava fitne ehli için bulunmaz bir fırsat.
Hükümet açıkladı, dershanelerin dönüştürülmesini 2015'e yaydı. Günlerce fitne ateşine odun taşıyan top sakal tayfa müflis tüccar gibi eski defterleri açıp konuyu dershanelerden hükümet-Cemaat düşmanlığına vardırdı.
Bakınız,
İnancından dolayı akla ziyan mağduriyetler yaşamış, bunun bedellerini hapis yatarak ödemiş, siyasetten mahrum bırakılmış Tayyip Erdoğan için "iktidarı döneminde inancımızdan dolayı cemaatleri fişlemiş, takibe almış" diyorlar. Bu haksız ve mesnetsiz iddiaların başbakan Erdoğan'ın "kardeşlerim" dediği Hizmet camiası tarafından da dillendirilmesi ayrı bir dert.
2004 yılının puslu havasında önceki hükümetler döneminde "irtica, irtica-i faaliyet" başlığıyla hazırlanan kararlar dönemin MGK'sının kudretli paşaları tarafından Tayyip Erdoğan hükümetine de tavsiye ediliyor. Erdoğan hükümeti de bu kararları uygulamak yerine dindarların meşru çalışmalarını irtica olmaktan çıkaran düzenlemeler yapmaya başlıyor. Hem de büyük riskler alarak.
Hatırlarsınız,
Darbe hazırlıklarının olduğu günleri,
Başbakan R. Tayyip Erdoğan dönemin başbakanı Sayın Abdullah Gül'den başbakanlığı devraldığı saatlerde cunta darbe planları için düğmeye basmıştı. ABD'nin Irak'a girmesine TBMM tarafından destek çıkmayınca da hükümet tamamen darbeci generallerin BALYOZ yumruklarının hedefi hale getirilmişti.
İşte o günlerde MGK hem hükümeti köşeye sıkıştırmak için Ecevit iktidarı döneminde yarım kalan işini İslami gelenekten gelen Ak Parti hükümeti eliyle tamamlamak istemiş hem de vatandaşı mağdur etmek ve en önemlisi Erdoğan hükümetini halkla karşı karşıya bırakmak istemişti.
Peki,
Tayyip Erdoğan ne yaptı dersiniz?
Öncelikle MGK'nın sivilleştirilmesini sağladı ve sonra da asker ağırlıklı bu kurumu vatandaşını tehlike görmeyen bir hüviyete kavuşturdu. İlke defa MGK genel sekreterliğine bir sivil atandı. MASK-KIRMIZIKİTAP-EMASYA ya kaldırıldı ya da sivil hüviyet kazandı. O gün bu gündür MGK her geçen gün sivilleşmeye devam etti. Kararlar "MGK emirleri" olmaktan çıkıp, milletin tümünün esenliğine yarayacak tavsiyelere dönüştü.
Bu olup bitenlere rağmen "Ak Parti dini cemaatleri fişledi, takibe aldı" iddiasında bulunmak bühtandır. Ak Parti halkıyla barışık bir hükümettir ve bu hükümet, devleti de her kesimiyle halkın devletine dönüştürmeyi esas almıştır. Söz konusu MGK kararlarını Ak Partinin uyguladığına bir tek örnek bulunmayacağı gibi, Ak Parti iktidarı döneminde her cemaat ve her birey inancını daha rahat bir şekilde yaşamaya başladığı herkesin malumu.
Aslında çok iyi biliyoruz ki "2004 yılında dini gruplara baskı 'tavsiyelerini' dinlemeyip buna ilişkin hiçbir uygulamaya girişmeyen hükümet, 'irtica' söylemli MGK kararlarını 14 Aralık 2010 yayımladığı bir genelgeyle de tümden kaldırdı. Post-modern darbe sürecinde alınan kararların uygulanıp uygulanmadığını kontrol amacıyla kurulan Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu (BTUK) da aynı genelgeyle birlikte tarihe gömüldü." Hal böyle iken Ecevit döneminin baskıcı, totaliter, faşizan uygulamalarına rağmen Ecevit'e şefaat etme arzusunu dile getiren Hoca efendi, Ak Parti ve liderini iblisleştirmeyi uygun görmüşse fitneyi çok çok derinlerden aramak gerek dershanelerde değil.
Buyurun size şefaat etmeyi hak eden! Ecevit'in Müslümanlara yönelik kararları:
"MGK'da dini gruplar ve cemaatlere yönelik alınan takibat kararları, iddia edildiğinin aksine AK Parti döneminde değil, Bülent Ecevit'in Başbakanı olduğu Anasol-M hükümeti döneminde hayata geçtiu2026 28 Nisan 2000 tarihinde MGK gündemine sunulan 'İrticayla Mücadele Eylem Planı', dönemin Başbakanı Ecevit tarafından 18 Mayıs 2000'de onaylanarak yürürlüğe girdi. Böylelikle dindar kesime karşı uygulanacak 'baskı stratejileri' hayata geçirildi. MGK kararlarının takibini ise Ecevit döneminin Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Şağar yaptı. Müsteşar Şağar, altında Ecevit'in ve dönemin bakanlarının imzası olan eylem planını ilgili kurumlara iletti. Bu doğrultuda Ecevit hükümeti, kamu kurum ve kuruluşlarından irtica raporlarını liste halinde BTUK'a göndermelerini talep etti. İlgili emir yazısı ise 27 Haziran 2000 tarihine aitu2026" Alın size şefaati hak eden! Ecevitu2026
Hafıza kaybına uğramadık, bu ülkede nelerin yaşandığını da çok iyi biliyoruz. Bu sebeple bundan sonra servis edilecek hiçbir belge bizim yaşadığımız gerçekleri örtbas edemez.
Girişteki ayetten hareketle diyorum ki,
Hani birbirimize merhametli oluşumuz nerede?
Zalime, fasıka, münafıka gösterilen hoşgörü birbirimizden neden esirgeniyor?
Kimler mi bu hoşgörü gösterdiklerimiz?
"Sözün sultanı" S. Demirel, "şefaatte birinci sıra"ya oturtulan Ecevit, "yanlış 'ictihad' yaparak sevaplandırılan" darbeci paşalaru2026
Acilen "top fitne"sarmalından kurtulmamamız lazım, nasıl mı?
Fetih Suresinin yukarıya aldığım ayetine müracaat edelim, çözümü orada buluruz.
Twitter:@ahmetay_