Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

TİYATRO, TEOLOJİ ve TEODRAMA

Hayatı ve insanı yeniden kurgulayan tiyatro, insan için büyük bir eğitim tecrübesi demektir. Tiyatro, kişiyi çocuksuluktan kurtarıp geliştirmekte, olgunlaştırmakta ve özgürleştirmektedir. Tiyatroyu bir olgunlaşma ve özgürleşme süreci olarak ele almak mümkündür. Tiyatro, bir eğlenceye indirgenemez. Tiyatro, insana akletmeyi, ahlaklı yaşamayı ve maneviyatı keşfetmeyi öğretmektedir.

Hayat, hepimizin oynadığı bir oyundur. Bu dünyada kendi hayatımızın oyununu her türlü şart altında oynamaya mecburuz. Her durumda hayat sahnesine çıkıp kendi rolümüzü yerine getirmeye çalışan oyuncularız. Kişiliklerimiz, hayat oyununu sergilerken oynadığımız rollerimizdir. Tiyatro, her insanın hikayesini sahneye aktaran bir sanattır.

Teoloji, insan hikayesinin önemli bir bölümüdür. Dinler tarihinde dini inançlar ve tiyatro arasında bir gerilim, yabancılaşma ve çatışma sözkonusudur. Tarih boyunca din adamları, tiyatroyu dinin kutsal otoritesini sarsan günah bir faaliyet olarak sunmuşlardır. Tiyatronun kutsalı reddeden değil, insan ve insan ötesini keşfetmek için insanın arayış sanatı olarak anlaşılması gerçeği maalesef teoloji tarafından fark edilmemiştir. Teoloji ve tiyatro arasında bir diyaloğun başlaması için tiyatronun günah olmadığı şeklinde bir anlayışla işe başlamak yararlı olabilir.

Din alanında kalarak kişinin kendisini hep güvende ve kurtuluşta hissetmesi mümkündür. Ancak güvenlik ve kurtuluş duygusunu hissetmek uğruna kişinin sadece din alanına kendisini hapsetmesi, dünya ve hayatın gerçeklerinden kendini koparması verimli bir yaklaşım değildir. Güvenli sahalarımızdan çıkmadan realiteyi tecrübe etmek mümkün değildir. Tiyatro, teolojinin dokunulmaz, tartışılmaz ve yıkılmaz olarak görülen sahasının dışına çıkmaya ve dünya gerçekleri ışığında teolojiyi anlamaya insanı davet etmektir. Tiyatro, insanın oynadığı bir antroploji ve teoloji sanatıdır.

Din, dışarıdan birtakım otoritelerin insanlara dayattıkları bir monolog değildir. Maneviyat, insanın insanla, tabiatla, canlılarla ve kutsalla aktif diyalog ve etkileşim içinde olmasıyla oluşan bir tecrübedir. İnsan, din dahil, hikayesinin bütün boyutlarını diğer insanlarla konuşmalıdır. Tiyatro, konuşma ve gösteridir. Teolojinin de diğer insanlarla konuşarak yapılan bir tecrübeye dönüşmesi için etkileşimsel ve diyalojik bir tiyatro anlayışının teolojinin bütün unsurlarına taşınması gerekmektedir. Teoloji, tiyatro sayesinde bütün insanlarla konuşmayı öğrenebilir.

İnsanın insan, tabiat ve Allah hakkındaki duyguları birbirinden ayrılmayacak kadar iç içedir. Kutsal ve sanat hakkındaki duygularımız birbirinden ayrılamaz. Bir tiyatro oyuncusunun rolünü icrası ile bir dindarın inancını pratiğe dökmesi arasında çok fark yoktur. Tiyatro ve teoloji, inançlarımızın, değerlerimizin, duygularımızın insani kontekste bütün çeşitlilikleriyle ve açıklıklarıyla ortaya konmasıdır. Teodrama, teolojik inanç kurgularının insanlar tarafından yeniden ortaya konması, insanın kutsalı dramalaştırarak daha gerçekçi bir insani tecrübeye dönüşmesini sağlamaktadır. Bütün teoloji müfredatlarına teodrama dersinin konulmasına ihtiyaç vardır.

Teodrama, teolojiye ait her şeyin sahnede oynanması demektir. Başka bir ifade ile teolojinin tiyatrolaşması, teodramanın kendisi demektir. Kutsal’ın insanda ve tabiatta ortaya çıkması, Kutsal’ın toplumda yansıma biçimleri ve Kutsal’ın hazır bulunması konuları şeklindeki üç ana teolojik konunun teodramaya dönüştürülmesi mümkündür. Tiyatro, teolojinin merkezi konularını kendisinde barındıran derin bir sanattır. Teodramanın gelişmesi için sağlıklı bir tiyatro teolojisinin nasıl geliştirileceği üzerinde düşünmek lazımdır. Tiyatrosuz teoloji yapmak mümkün değildir. Tiyatro sanatının geliştiği yerde sahici anlamda derinliki, nitelikli bir teolojinin gelişmesi mümkündür.

Allah, insanı ve dünyayı yaratmıştır. İnsan, Allah’ın yeryüzündeki halifesi olarak bu dünyada şehirler, medeniyetler, kültürler inşa etmektedir. İnsan, inşa etme faaliyetini Allah adına sürdürmektedir. İnsanın inşa faaliyeti, Allah’la karşılıklı etkileşim ve iletişim halindedir. Yaratma ve inşa şeklindeki karşılıklı etkileşim ve iletişim halinde herkes uygun rolleri oynamaktadır. Allah, kendi rolünü oynadığı gibi, insan da kendi rolünü oynamaktadır. Teoloji, çoğu zaman Allah’a oyunun hem yazarı, hem yönetmeni rolünü vermektedir. İnsanın Allah’tan gelen mesajı almak ve yaşamak şeklinde bir rolü bulunmaktadır. Allah, insanı rolünü doğru bir şekilde oynayıp oynamamakta özgür bırakmaktadır. Allah’ın huzurunda rolünü oynayan insanın performansı, tabiat ve dünya üzerinde değiştirici etkiler meydana getirmektedir. Teodrama, insanın teolojik rolünü özgürce, akıllıca ve ahlaklıca oynayıp oynamadığını gösteren önemli bir imkandır.

Tiyatro ve teodrama, Allah’ın insanı kendi varoluşunu gerçekleştirmek için yarattığının farkına varmasını sağlamaktadır. Kendi tecrübelerimizi ve rollerimizi diğer insanlarla paylaşmanın aracı olarak tiyatrodan yararlanmak, bizim bu dünyadaki rolümüzü sahici ve sahih bir şekilde oynamamız için bir fırsattır. Teolojinin tiyatroyla daha içli dışlı olmasını sağlamak, tiyatro sanatlarının içinde daha fazla yer almak lazımdır.