Tıkanan siyaset ve çıkış yolu
Her fırsatta ifade ediyorum; siyaset tıkanmıştır. Tıkanan siyasetin mevcut kadrolarla açılması imkânı da kalmamıştır. Siyasette yenileşme ve yeniden yapılanmaya her zamankinden daha büyük ihtiyaç vardır. Fakat siyasetin yenileşmesi ve yeniden yapılandırılmasının önündeki en büyük engel ise mevcut siyasi kadrolardır.
Kendini yenileyemeyen siyasi
kadrolar yenileşme ve yeniden yapılanında önünü tıkıyor. Eğer Cumhurbaşkanlığı
Hükümet Sistemi’ne geçişi sağlayan 2017 Referandumu ve sonrasında metal ve
mental yorgunluk olarak ifade edilen tespitler doğru tedavi edilebilseydi bugün
bu tıkanıklık açılabilirdir. Fakat bu fırsat yeterince değerlendirilemedi ve
kaçtı. Kaçırılan fırsatlar aslında siyasetin tıkanıklığını daha da artırdı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasette yenileşme ve yeniden
yapılandırma tespitleri ve tedavi adımları çok doğru olsa da uygulamada tesit
ve tedavi adımları kadar başarı
sağlanamadı.
Aynı durum Cumhurbaşkanlığı
Hükümet Sistemi’nin uygulanmasında da yaşandığını söylemek gerekir. Ülke halen
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişi tamamlayamamıştır. Yürütme kurumlarını oluşturamamış, işleyişini
sağlayamamış, yasama ayağı ise halen köhne Parlamenter Sistem anlayışı ile
devam etmektedir. Meclis’in hiçbir kurumsal yapısı Cumhurbaşkanlığı Hükümet
Sisteminin kuvvetler ayrılığını somutlaştıran hükmüne uygun köklü yapısal
değişimin yanından dahi geçememiştir. Milletvekillerinin yasama sorumluluk ve
yetkilerini kullanmalarını sağlayacak hiçbir konunun kapağı dahi açılmamıştır.
Açık ifade edeyim dünyanın en
güzel ve en harika bir sistemi olması gereke Cumhurbaşkanlığı Hükümet
Sistemi özellikle Meclis’in yasama
gücünü kullanması için yeniden yapılandırılması gerçekleşmediği için ucube
ötesi bir hal almaktadır.
Türkiye 2023 seçimlerine giderken
tıkanan siyaset kurumu ile birlikte sistem çıkmazının açılması için hiçbir
siyasi kadronun ne tespiti, ne çözüm yolları hakkındaki önerilerinin olmaması
enteresan değil mi? Kısır tartışmalar çözümsüzlüğü artırmaktan öteye geçmiyor.
Normalde iktidar partilerinin kapıldığı çıkmaz durumu muhalefet partilerinin
fırsata çevirerek millete çözüm önerileri ile çıkış yolu göstermesi gerekirken
karşımıza çözümsüzlüğü artıran davranışlarla çıkmaları büyük garabet.
Bugün Türkiye’de siyasi partiler
birbirlerinin alternatifi ve rakibi
olmaları gerekirken ağaç kurtları gibi kendilerini içten içe yiyorlar. İktidarından muhalefetine yenisinden
eskisine bütün siyasi partiler ‘ölmüş beden gibi’ kendi kurtlarını doğurup
kendilerini bitirme durumuna gelmişlerdir.
AK Parti’de durum aynıdır. CHP’de
durum aynıdır. MHP’de durum aynıdır. İYİ Parti’de durum aynıdır. DEVA’da,
Gelecek’te durum aynıdır.
Siyasi partilerin hiç biri ne
halkın beklenti ve sorunlarına paralel çözümler üretebilmekte, ne de parti
teşkilatlarında geniş kitleleri kucaklayabilecek bir yapılandırmaya
gitmektedirler. Başarısızlıkları tescillenmiş genel merkez yönetimleri ve dar
kadrolar, belli kliklerin ele geçirdiği teşkilatlar ve çıkar gruplarının
sardığı yerel yönetimler…
Kısaca 2023 seçimlerine doğru
hızla yol alan Türkiye’de tıkanan siyasetin açılması için çok acil yenileşme ve
yeniden yapılanmanın yolu açılmalıdır. Bu konuda görev her zaman olduğu gibi
yine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a düşmektedir. AK Parti kadrolarının
tutumları ortadadır. İYİ Parti’de yaşanan Şehit yakını olayı ve CHP’de Kemal
Bey’in Büyükelçiler Mektubu muhalefetten beklentileri tamamen bitirmiştir.
Aksi halde 2023 Seçimleri
Türkiye’de siyasal kaosla birlikte ekonomik, sosyal çıkmazı da beraberinde
getirir.
Kalın sağlıcakla…