Ticaret yolu savaşları
Ticaret yolları tarihten beri, SANCILI DÖNEMLERİ beraberinde getirdi. Ancak aynı durumun, günümüzde de farklı şekillenmediğini söylemek mümkün. Zira Çin’in ortaya koyduğu Kuşak Yol Projesi akabinde, ABD ile olan çekişmesinin derinleşmesi ve PROJE GÜZERGÂHLARINDA YAŞANAN SIKINTILAR bunu açıkça ispatladı. Gerçi ABD yönetimi her ne yaptıysa projeyi durdurmayı başaramadı. Ama bu sefer de Kuşak Yol Projesine ALTERNATİF bir hat icat etmekte buldular çareyi. ABD Başkanı’nın 2023’deki G-20 Zirvesinde açıkladığı Baharat Yolu (IMEC), işte bu amaç için liderlere sunuldu. Sonrasında da Hindistan, ABD, Suudi Arabistan, BAE, Fransa, Almanya, İtalya ve Avrupa Birliği arasında, Mutabakat Zaptı hemen imzalandı. Buna göre Mumbai’den başlayacak hattın, BAE, Arabistan ve Ürdün’den İsrail Limanı’na, oradan GKRY üzerinden Yunanistan’a ve en son olarak da Almanya’ya ulaşması planlanıyordu. Zaten ne olduyduysa, ondan sonra oldu maalesef. Çünkü günümüzde yaşanan bazı hadiselerin, söz konusu bu güzergâhta cereyan etmesi oldukça manidar seyretti. Bu ise İsrail’in Gazze katliamına soyunmasının, sahil kısımlarını boşaltmasının ve GKRY’ de şu sıralar inşa edilen limanın, BAHARAT YOLU PROJESİ İLE OLAN BAĞINI akıllara getirdi. Tabi İsrail’in, Gazze açıklarındaki petrol/gaz rezervlerine çökmek ve bitmek tükenmek bilmeyen Arz-ı Mevud hayalleri de cabası.
Fakat gelin görün ki işledikleri onca pisliğe rağmen, uluslararası otoriteler; Baharat Yolu Projesi yapılsa bile, Süveyş Kanalı'nın tamamen terk edilmeyeceği ve bir rakip olarak kalmaya devam edeceği hususunda birleştiler. Ayrıca Yunanistan’ın hem dağlık coğrafya, hem de finansman eksikliği nedeniyle, demir yollarını geliştiremediğini de ifade ettiler. Suudi Arabistan ve BAE’nin de çölde demir yolu ağı yapmasının zorluğu bir tarafa, maliyetleri önemli ölçüde artıracağı için PROJENİN YAPILABİLİRLİĞİNİ ZORA SOKTUĞUNU belirtmeleri ise şok etkisi gösterdi. İşte tamda burada Türkiye-Irak arasında imzalanan ve geçen ay Sn. Cumhurbaşkanımızın Bağdat ziyareti ile ete kemiğe bürünen, KALKINMA YOLU PROJESİNİN önemi bir kere daha ortaya çıktı. Çünkü yapımına yıllar önceden başlayan Kalkınma Yolu Projesinin, diğerlerine göre daha EKONOMİK ve HIZLI ULAŞIM sağlaması bir TERCİH SEBEBİ görülüyordu. Hal böyle olunca da “ABD’nin Baharat Yoluna destek veren Suud, Gazze meselesi yüzünden bu desteğini çeker mi” sorusu gündeme geldi. Bunu şimdilik bilemeyiz elbette. Ama en azından Katar ve BAE’nin Kalkınma Yolu Projesine katılmalarıyla, ABD/İngiltere/İsrail kanadının “PLANLARININ BOZULDUĞU” herkesin malumu…
Anlayacağınız dünya bir yandan BÜYÜK SAVAŞA hazırlanırken, üstelikte de birçok ülke SAVAŞ EKONOMİSİNE geçmişken, diğer yanda TİCARET YOLLARI üzerinden bir mücadelenin varlığı ortada. O nedenle son zamanlarda K.Irak bölgesinde TERÖRÜN HORTLAMASINI, AYNI SAİKLERE bağlamak hiçte hata sayılmaz. Zira Irak ve Türkiye’ye seviye atlatacak, bölgesel istikrar ile entegrasyona da katkı verecek olan Kalkınma Yolu için, GÜVENLİK ORTAMININ sağlanması elzem. Bağdat’ın PKK konusunda, geçmişe oranla daha fazla işbirliği yapmak istemesinin sırrı da bu manada temelleniyor hattı atında. Bakalım şer güçler, Türkiye’nin eli kulağında olan K. Irak operasyonunu engellemek adına neler yapacaklar, göreceğiz… KALDI Kİ BU OPERASYONUN SADECE KALKINMA YOLU İÇİN DEĞİL, İSRAİL’İN TERÖR DESTEKLİ ARZI MEVUD PLANLARINI DA ÇÖPE ATACAĞI MUHAKKAK. Diyarbakır adına Gazze’yi savunmanın, Şırnak adına ise Sincar’ı temizlemenin önem arz etmesinin sebebi de zaten bu husus kısaca. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, ülkemizi bölemeyecekleri gibi Türkiye’nin; Zengezur Koridoru ile Türk Devletlerine, Kalkınma Yolu Projesi ile Körfez ülkelerine, Orta Koridor ile Avrupa'dan Çin'e tüm güzergâhlar için GÜVENİLİR BİR MERKEZ olduğu gerçeğini engelleyemeyecekler inşallah. Sadece bizler içeride uyanık olalım yeter. Gerisi zaten hallolur. Ne diyelim! Rabbim yar ve yardımcımız olsun…
