Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
01 Ağustos 2023

Tevafukla tesadüf el ele

Tesadüflere sevindiğimiz ve her bir tesadüfü bir güzel değerlendirdiğimiz yılları geçtiğimiz zamanlarda, kader, bizi daha isabetli bir kelimeyle tanıştırdı.

Tevafuk ...

Planlanmış rastlantı.

Öyle yılmıştık ki "türlü çeşit" türümüzden, görüşeceklerimiz, konuşacaklarımız, zaman ve emek sarf edeceklerimizi belirlerken, artık, hiç göstermediğimiz titizlikler gösteriyorduk.

Tesadüf etmemek için daimi bir kaçış, bilinçli tecritler, gevezelikleri ve gereksizlikleri karantinaya almalar, ani, emri vaki uzletler, saklambaçlar, meşgul, “çok yoğunum”lar…

Mesela “Toplantım var!” cümlesi bile kendimizle, düşlerimiz ve yenice dünyaya düşen düşüncelerimizle baş başa veya başa baş toplanacağımıza, henüz düşünüyor olduğumuz fikirlerimizle daha net karşılaşmalar yaşamak anlamına gelebiliyordu. Yalan değildi.

Tam zamanında, kafamızdaki her yeni fikri telaşı aşağı yukarı olgunlaştırabildiğimiz kadar yalnız kalabildikten sonra bizi onurlandıracak karşılaşmaların tek adı tevafuk olabilirdi. Sanki ilahi bir eşleştirme gibiydi bu nadir rastlaşmalar ve bir vesile ile farklı düşünebilenleri bir araya getirme işi gibiydi. Ayrılık ötesi bir şey. Bir kavuşma. Eski adıyla vuslat. Biz vuslattan da hakiki fikri muhabbet yapılabilecek ruhlarla karşılaşmayı anladık hep. Öyle ki ne vaktimiz ne biz boşa gitmeyecektik. Onunla bununla harcanmayacak, çoğalacaktık. Aradıklarımız tek tek bulunup geliyorlardı, bazen pek geç te olsa. Olmadık bir zamanda. Çok olduk ama yılınmış bir zamanda demek istiyorum. Beklemekten yorgun düşmüş ve artık neredeyse beklemezken...Ya da yıllarca bekleyip tam beklemekten vazgeçtiğimizde...

Tevafuk...Yukarıda planlanmış olan, aşağıda rastlaşma olarak gerçekleşen miydi yoksa, dedirten karşılaşmalar.

Plandan senin benim haberim yok. Lakin o ilahi planı cezbedecek yönelimlerim, yönelimlerin var. Derken öyle bir denklik, öyle bir ahenk yakalanıyor ki anlatılmaz. Adı tevafuk...

Sürüyle tesadüfler arasında sürüden ayrı tevafuklar; çok fena rast gelişlerle yaşıyoruz.

Bütün bunları yazmama Kapı adlı kısa filmimizin çekimi esnasında, Karaca Ahmet mezarlık sahnesinde şair Bülent Parlak’ın mezar taşının yıkanıyorken görmem sebep oldu. O gün tevafuklar günüydü. Filmin senaryosunu kaleme alırken simitçi sahnesinde “Şu filmi simit 10 tl olmadan çekebilecek miyiz?” demiştim. Tam o gün simit 10 tl oldu. Çekim esnasında o sokağın sakinleri simitçi arabamızı eski fiyatından dolayı baskına uğratmaya çalıştılar. Vesaire. Vesaire… Tesadüf ve tevafuk derken filmler kurulmaya, hayat ta kendini kurmaya devam ediyor.