Dolar (USD)
35.27
Euro (EUR)
36.77
Gram Altın
2976.78
BIST 100
9997.34
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
13 Nisan 2017

Teselli ile iletişim kurmak!

Etkileyici sözler ve mimiklerin de eşlik ettiği bedenle anlaşılma ve anlama gayretinde olan bizler, konuşarak anlaşırız. Amacımız en kısa yoldan ve en güzel şekilde beklentilerimizi, hayallerimizi anlatmaktır.

Öncelikli isteğimiz anlaşılmaktır. Anlaşılamamanın verdiği yalnızlık, tarif edilemeyecek kadar hüzünlüdür. Anlatılamaz ancak yaşanılır cinstendir.

Bundan dolayı kalpler kırıktır. Gözler de yaşlıdır. Kırık kalbin görülmemesi için yüzümüzde gülücükler varken, içimizin ağladığını herkesten gizletecektir.

Bu hal anlaşılamadığımız, sıkıntılarımıza kimsenin derman olamadığı anlardır. Bizi kimse teselli edemez olmuştur.

Yanımıza yaklaşan teselli etmek için de yaklaşsa, arkasında nasihatler, yargılamalar, teşhis koymalar, eleştirmeler de gelmektedir. Derdimize derman olması gerekirken, yaramıza daha çok tuz basmıştır.

Bizim eğitim metotlarımızda pek fazla yeri olmayan teselli kavramı, Türk Dil Kurumu tarafından da "Avunma, Avuntu ve Avunç, Güzel sözlerle ferahlandırma" olarak nitelenir.

  1. Olarak da; Piyangoda büyük ikramiyeyi kaybeden en yakın numaralara yapılan ödeme: "teselli ikramiyesi" olarak yerini bulur.

Halbuki teselli, karşımızdaki muhatabımızı anlamanın en kestirme yoludur. Teselli de duyguların ciddiye alınması, anlaşıldığı mesajının verilmesi, acısına ortak olduğu vardır.

Anlaşılmadığımız düşüncesi, iletişim kanallarının hepsini kapatacak kadar büyük bir etkendir. İçimizdeki çağlayanı kapatan bir bent gibidir.

Bu durum muhatap olduğumuz herkes içinde aynı orantıdadır.

Anlamasını ve hak vermesini istediğimiz kişiler, özellikle en yakınlarımızdır. Haksızlığa uğradığımız ve anlaşılmadığımızı düşündüğümüz zamanlarda teselliye ihtiyacımız vardır.

Ondan dolayı kendimize yakın bulduğumuz, fikrine güvendiğimiz kişilere genellikle dertlerimizi anlatırız.

Akıl danıştığımız kişilerin fikirlerinden çok, bizi anlamaları ve bizi dinlerken beklentisiz olmaları önemlidir.

Bozulan kimyamızın tekrar tamir edilmesine ihtiyacımız vardır. Bunu da ancak bize "önemlisin duygusunu" yaşatmak ve "haklı olduğumuzu" hissettirmekle olacaktır.

Kendimizi kötü hissettiğimiz anlarda, bizimle ilgilenen, hep sevdiğimiz şeyle meşgul, bize yakın olduğunu davranışları ve söylemleri ile ispat eden, huzur dünyamızı gösteren, karşımızda değil yanımızda, kalbimizin atışını hissedecek kadar yakınımızda olan yakınlara ihtiyacımız vardır.

Bu durumda asla nasihat duymak istemeyiz. Yargılanmadan, eleştirmeden, teşhis koymadan ve konuyu asla değiştirmeden dinlenmesini isteriz. Zira, öğüt verilmesi kendimizi kötü hissetmemize sebeptir.

Hassas olduğumuz, duygularımızın karışık olduğu ve kendimizi dizginleyemediğimiz o anda duymak istediğimiz "Seni anlıyorum" mesajının verilmesidir.

Anlaşılma duygusu insanı mutlu eder. Dinlenmek, kaybetmiş olduğumuz kimyamızı tekrar düzeltecektir.

Düşünemeyen aklımız tekrar düşünmeye başlayacak ve yanlışlarımızı görme imkanımız oluşacaktır.

Bu durum kadın ve erkek, çocuk veya büyük, haklı veya haksız olsun her insan için geçerlidir.

İç huzuru insan için en önemli duygudur. Bu duygunun kaybedilmesi hali her halükarda insanı rahatsız edecektir.

Teselli edildiğimiz zaman umudumuz artacak ve hayata daha sağlam adımlarla basma durumunda olunacaktır. Teselli görenin, empati gücü gelişecek ve daha kolay teselli verebilme durumuna gelebilecektir.

TESELLİ NASIL YAPILIR?

Karı koca arasında, çocuk eğitiminde ve hayatın en acı yönü sevdiklerimizin ölümünde teselliye ihtiyacımız vardır. En başarılı iletişim yolu; teselliyledir.

Kadın ve erkek için en önemli doyumları, yaptıkları işlerde takdir edilmeleridir. İşlerinde sıkıntı yoksa sırada anne, baba, eşi ve çocukları gelir.

Nadiren çevre de sıkıntı yapacak mahiyettedir. Kendi çevresi iyi ise, diğer yerlerdeki sorunlar kişiyi günlük hayatında çok etkilememektedir.

Anlaşıldığını hisseden, iletişim içinde olunan herkes, birbirlerine daha çok güvenecek ve içindeki sıkıntılarını daha rahat anlatabileceklerdir.

Sıkıntı içinde olan tarafı rahatlatma görevini alan kişi, tam bir fedakarlıkla teselli vermelidir. Beklentisiz bir şekilde destek olmalıdır. Teselli anında asla yaptıkları hataları, kusurları yüzüne vurularak öğüt verme yoluna gidilmemelidir.

"Boş ver, sen daha iyisine layıksın" demek, anladığını anlatan kelimeler değildir. Acısına ortak olmak ve ciddiye almak önemlidir. Yargı oluşturacak bütün kelimelerden kaçınılmalıdır.

İnceleyerek, olayı en ince ayrıntılarına kadar anlattırarak, üzüntü yaşadığı olay tekrar yaşatılmamalıdır.

Soru sormadan, teşhis koymadan, konudan şaşmadan dinlenmelidir.

Yanında olduğunu bilmesi, sevdiğini yapması, tartışmaya girilmemesi, bütün ilginin teselliye ihtiyacı olana verilmesi gerekmektedir.

Teselli verecek kişinin beklentisi sadece Yaratandan olmalıdır. Zira Allah'ın bize verdiği tesellisi de, Kuranı Kerim'de 84 defa geçen "sabır" iledir.

İlgili ayetlerden biri şu şekildedir; "Sabır göstermelerine karşılık ben de bugün onları ödüllendirdim. Başaranlar onlar oldu." (Mü'minun 23/111)