Terörün yeni hedefi; Irak'taki enerji hatları
Terör örgütü DEAŞ ve PKK'nın bölgedeki petrol sahaları, petrol hatları ve elektrik nakil hatları gibi enerji alanlarına yönelik terör eylemleri Irak’ın uluslararası anlamda anlaşmalar yapmasına açık bir tehdit oluşturmaktadır.
Irak’taki terör örgütü
PKK varlığının enerji hatlarına yönelik eylem hazırlıkları içerisinde oldukları
Irak’ta yakalanan terör örgütü mensuplarının ifadelerinden anlaşılmakta.
Özellikle Kerkük-Ceyhan petrol boru hattının hedef alındığı biliniyor. Terör
örgütünün Irak’taki enerji nakil hatlarını tehdit etmesinin temelinde bölgede
enerji kontrolünü merkezi hükümete bırakılmak istenmemesi olduğu bir gerçek.
Anadolu Ajansında çıkan
bir haberde DEAŞ ve PKK eylemlerine bir artış söz konusu olduğu anlaşılıyor.
Habere göre; DEAŞ’ın 2024’ün ilk 6 ayında 153 saldırıyı üstlendiğini, bu
sayının 2023’ün aynı dönemindeki saldırı sayısının 2 katı olduğunu belirtti.
Diğer yandan PKK’nın saldırılarına bakıldığında, örgütün özellikle son 6 aylık
süreç içerisinde Irak’taki farklı vilayetlerde kundaklama eylemlerini
öncelediği anlaşılıyor.
Bu durum bölgesel
anlamda bir tehdit oluştursa da özellikle Türkiye’nin Irak ile imzaladığı
Türkiye Irak Kalkınma yolu projesi ve terörle mücadele anlaşmasının sahadaki
karşılığını açıklaması anlamında kritik bir sonuç olarak karşımızda duruyor.
Iraklı yetkililerin
özellikle PKK militanlarının Bağdat’ta da terör eylemleri ve farklı
vilayetlerdeki petrol rafineleri ile elektrik taşıma hatlarını da hedef almayı
planladıklarını açıklamaları bölge halkı ve Iraklı yetkililer üzerinde bir
baskı oluşturarak FAW Limanı ve Kalkınma Yolu Projesinin rafa kaldırılması
yolunda bir mesaj olduğunu gözler önüne seriyor.
Irak’ı Avrupa
pazarlarına ulaştırması beklenen Faw Limanı ile bu limana entegre olacak
şekilde yapımı planlanan 1.200 kilometrelik kara ve demiryolunu içerecek
Kalkınma Yolu Projesinin güvenliğini sağlamak, Irak için beklenen yatırımlar ve
projelere dönük uluslararası işbirlikleri için oldukça önemli.
Tabi sadece Türkiye
değil, 2014 yılında DAEŞ tehdidi nedeni ile bölgeden çekilen BP Irak hükümeti
ile yeni bir anlaşma yaparak yeniden bölgede faaliyetlerine başladı.
Elbette ABD’nin Irak
işgali ve sonrasında üçe bölünmüşlüğün getirdiği başıbozukluğun enerjiye
bağımlı ekonomik gelişmenin durmasına sebep olduğunu ifade etmemiz gerekiyor.
Buradan anlaşılmaktadır
ki; Yurt dışı gelirlerinin ana kaynağını enerjinin oluşturduğu Irak devleti
için güvenlik son derece önemli bir başlık konumunda.
BP’nin yeniden
Kerkük’te varlık gösterecek olması Irak ekonomisine nefes aldıracak gibi
duruyor. Tabi terörden başını kaldıracak olurlarsa…
Durum böyle olunca da
Türkiye’nin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. 15 Temmuz sonrası sınırlarının
ötesinden terörün kaynağından imha planını hayata geçiren Türkiye her fırsatta
şunu dile getiriyordu;
Bizim mücadelemiz
sadece ülke güvenliğimize değil komşu ülkelerin güvenliğine de mutlak katkı
sağlamaktadır. Evet bu son derece kritik söylem bugün taraflarca daha iyi
anlaşılmış durumda. Türkiye’nin önemi bir kez daha kamuoyunda anlaşılmaktadır.
Tabi şu gerçeği göz
ardı etmememiz gerekiyor. Türkiye’nin, Suriye’nin kuzeyine gerçekleştirdiği
terör harekatları terör unsurlarının Irak’ın kuzeyine sıkışmasına ve
kendilerine bölgede yeni yaşam alanları açmaya çalışmalarına neden oldu.
Bu durumu belgeleri ile
ortaya koyan Türkiye ile terör işbirliği yapmaktan başka çaresi olmadığını fark
eden Irak Türkiye’nin terörle mücadele tecrübesinden istifade etme gayretinde.
Bölgesinde her anlamda
istikrar için vaz geçilmez bir ülke olan Türkiye bu kez Irak enerji hatları ve
kalkınması yolunda nefes olacak gibi duruyor.
Yeter ki biz bölgede
batı emperyalizminin değil tarih birliğimizin olduğu ülkelerle siyasi, ekonomik
ve güvenlik işbirliklerimizi artırma gayretinde olalım.