Terörün kaynağı
Batı, terörü ve darbeleri besliyor. Maddu00ee gelişmişliğini bununla sağladı.
15 Temmuz'da TBMM bombalandı, yüzlerce vatandaşımız şehit edildi, binlerce yaralımız var. Tüm bu olanlara rağmen Batı'dan ciddi bir kınama duymadık. AP'den bir heyet gelip de TBMM'ye ( millete) "geçmiş olsun" demediler.
Batı, darbeleri hep destekledi. Bugün özellikle İslam dünyasının terörle dizayna çalışılması Batı'nın planıdır. Batı, devşirmelerini kullanarak sömürü ve başkalaştırma faaliyetlerine devam ediyor. 15 Temmuz Darbe Girişimi'ni de böyle okumak ve görmek gerekir.
15 Temmuz Darbe Girişimi'nin maşası FETÖ'yü "iyiler" olarak lanse eden kaybetmelerinden üzülen Batı, utanmazlığını sürdürüyor. Mazlumun değil darbeci zalimleri savunuyor olması maskesini düşürüyor.
Batı; Irak'ta, Suriye'de, Mısır'da oluşturduğu mezhepçi, ırkçı " kanlı demokrasi"yi bir kez daha Türkiye'de de 15 Temmuz'da denedi. Daha önce de denemeleri oldu. Bu denemeler ne yazık ki çoğu defa amacına ulaştı. Tanzimat'la başlayan asimile, sömürü, yıkım politikalarını Cumhuriyet döneminde de sürdürdü. Osmanlı'yı yıkan cuntacı damar günümüzde de devam ediyor. Dünün (1909 darbesinin) sarıklı, cübbeli teöristleri, Derviş Vahdetileri bugün FETÖ adı altında melanetlerine devam ediyor. Dün Derviş Vahdeti'ye İttihadi Muhammedu00ee'ye partisini kurduran , askeriye içinde taraftar toplayan Batı, bugün de aynı senaryoları devam ettiriyor. FETÖ'nün elebaşının "Ben size hizmet ediyorum. Beni Türkiye'ye iade etmeyin" demesi, sadece malumun ilanıdır. "Ilımlı İslam" kavramıyla İslam'ı bölmeye çalışan bu Haçlı güruhu FETÖ'yü tetikçi olarak kullanıyor.
Terörü milletin başına musallat edenler, onu besleyecek bataklıkların oluşması için de büyük çaba gösteriyorlar. Bunun için Türkiye'nin demokratikleşmesini istemiyorlar. Türkiye'nin 1930'lu,1940'lı yıllarının ideolojisinde kalması için her türlü aracı, yöntemi kullanan bir Batı var. Devletin ideolojik yapıda olması istismar alanları oluşturdu. Resmi ideolojinin dışında olanlar, düşman kabul edildi, farklı kültür, inanç ve etnik kimlikleri yok sayıldı. Bu durum, terörün istismar edecegi alanlar oluşturdu. Terör örgütleri bu açıklardan girerek toplumun dinamiklerini imhaya yöneldiler.
Devleti ideolojik aygıt olarak konumlandırmayı Batı kendine birinci görev saymıştır. Bundan dolayı darbeleri bu resmi ideolojinin korunması adına desteklemiştir. Çünkü bu bir döngüdür. Remi ideoloji devam ederse istismar alanları da devam edeceğinden durumun sürdürülmesi için "çağdaşlık", medeniyet" gibi kavramlar da garnitür olarak kullanılmıştır.
Geçmişi inkarla işe başladılar. Tanzimat züppeliği icat ettiler. Eski- yeni kavgası Cumhuriyet döneminde de sağ - sol, çağdaş- çağdışı, laik- antilaik , kavramlarıyla devam etti. Toplumun birlikte yaşama iradesi imha edilmek, silahlı çatışmalarla toplum katmanları arasına kan davası sokulmak istendi. Darbeler, cinayetler, failimeçhuller bu amaç için tertiplendi. Üst aidiyet kimliği olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı, "Türk Milleti" kavramları toplumun hafızasından silinmek istendi. Alt aidiyet unsurları da tehlikeli görülerek darbelere zemin hazırlandı. PKK'nın, FETÖ'nün beslendiği kaynak işte bu istismar alanlarıdır.
15 Temmuz'da darbe girişiminde bulunan, gözü dönmüş FETÖ, önceki darbecilerin oluşturduğu mağduriyetleri istismar ederek büyüdü, darbe yapabilecek kadar kendini güçlü hissedebilecek hale geldi. Dini ve dindarları potansiyel tehlike görenler, kılık-kıyafetten, başörtüsünden, namazdan, Kur'an Kurslarından, İmam-Hatiplerden rejim tehlikesi çıkaranlar FETÖ'ye alan açtılar. Milletin mağduriyetlerini kullanarak yardımlaşma duygusunu sömürerek Batı, başka bir tuzağı kurmuş oldu. "Altın Nesil", "Dindar Nesil" adına milletten topladıklarıyla millete düşman yetiştirdiler.FETÖ, milletten, millu00ee değerlerine bağlı bir nesil oluşturmak için "himmet"(haraç) topladı, milleti kandırdı, Alevileri de istismar için Alevi dernekleri kurdu.
Batı'dan, darbelerden kurtulmak için ideolojisi, sadece İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." olan yeni bir anayasayla devletimizi, milletimizi güçlendirmeliyiz