Dolar (USD)
34.61
Euro (EUR)
36.34
Gram Altın
2919.32
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
17 Aralık 2020

Terörü Örgütü'nü Destekleme Özgürlüğü

BU yazı, nice vakittir bendenize ulaştırılan “tepki yüklü” vatandaş mesajlarının

“toparlanmış, özetlenmiş, üslubumuza boyanmış” halinden ibarettir.

Bir mânâda “Millî Hissiyat”ın yansımasıdır...

“Hayır, hiç de öyle değildir!” diyen varsa dinlemeye hazır olduğumuzu belirtir ve

“meseleye” şöyle girmek isteriz:

“Anayasa Madde 10, malûmunuz:

‘Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz!’

Bizler, bu memleketin eşit haklara sahip vatandaşlarıyız…

Bu iş uygulamada böyle midir, değil midir?

Biraz baktım, bazı “kararlar”da, “Özdeş nitelikte olanlar eşittir!” deniliyor.

Özetin özeti:

“Eşit olmayanların eşitsizliği eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmaz!”

İki türlü eşitlik varmış:

Bir: “Şeklî Eşitlik”,

İki: “Maddî Eşitlik”

Birincisi malûm…

“Herkes eşittir!”

İkincisi ise, mealen:

“Bazıları daha eşittir!”

Tamam, anlaşıldı.

“Mutlak Eşitlik” diye bir şey yok, olamaz.

“Aynı durumda olanlar eşittir!” diyelim.

Tamam mı?..

Anlaştık!..

Buradan hareketle, aynı durumdaki “siyasi partilerle politikacıların” eşit haklara, eşit sorumluluklara sahip olduklarını ve aynı hukuka muhatap olacaklarını rahatlıkla söyleyebiliriz değil mi?..

Bu hususta da anlaştık!..

Öyleyse…

Hep birlikte…

“Hiçbir siyasi parti ve hiçbir politikacı terör örgütü propagandası yapamaz! Yaptığı takdirde bedelini hukuk devleti kurallarına uygun olarak öder!” diyelim mi?..

Meseleye ister “Şekli Eşitlik”, ister “Maddi Eşitlik” çerçevesinden bakın, sonuç değişmez!..

Öyle değil mi?

“Hiçbir grup ve kişiye terör örgütünün propagandasını yapabilme ayrıcalığı tanınamaz!”

Böyle değil mi?

Anlaştık!..

Devam edelim mi sormaya:

Bu ülkede terör örgütünü alenen destekleyen parti var mı, yok mu?..

Terör örgütünü alenen destekleyen politikacılar var mı, yok mu?..

Başta şehit ve gazi yakınları olmak üzere, milyonlarca vatan evlâdına “nanik” yaparcasına, alenen “terör örgütü propagandası”nı icra edenler var mı, yok mu?..

Bir partinin alenen terör örgütü propagandası yaptığının, sırtını terör örgütüne dayadığının, kaynakları terör örgütüne yönlendirdiğinin altı defalarca çiziliyor mu, çizilmiyor mu?..

Bir partinin en yetkili isimleri, terör örgütüne sırt dayadıklarını söylüyor mu, söylemiyor mu?

Anayasa Madde 10, “Hiçbir kimseye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz” diyor mu, demiyor mu?..

“Hiçbir parti terör örgütünü desteklemek gibi bir ayrıcalığa sahip olamaz, bu yola tevessül eden parti hangi parti olursa olsun, hukuk kuralları içinde gereği yapılır!” demenin şimdi tam sırası mı, değil mi?..

Efendim…

Kıymetli vatandaşlarımızın ortaya koydukları ortak hissiyatla şekillenen bu yazıyı kaleme alıyordum ki…

Gazeteci Zafer Şahin’in şu twitinin iletildiğini gördüm bendenize: “Bir devlet düşünün.. İçişleri Bakanı terör örgütüne yapılan operasyon hakkında Meclis’e bilgi veriyor. Ve terör örgütünü destekleyen parti, bakanı protesto ediyor!! Sonra Türkiye’de özgürlük yok öyle mi? Pardon... Daha nasıl bir özgürlük istiyorsunuz?”

Mesaj fevkalâde mânâlı mı, değil mi?..

“Teröre destek eylemi ile ‘özgürlük’ kavramı, nasıl oluyor da bir araya gelebiliyor?” diye soran meçhul şahıs haklı mı, değil mi?

*****************

İktidar ve grup sahibi Muhalefet aynı fikirde!


MECLİS’TEKİ bütçe konuşmalarını izledik.

“İktidar Partisi ve muhalefet partileri her konuda karşı karşıya geldi.”

Yok, hayır, bu cümle yanlış oldu.

Her konuda karşı karşıya gelmediler.

Bir konuda “mutabakat” sağladılar.

Üzerinde “farklı görüş” belirtilmeyen bir konu vardı.

Muhalefetin en haşin sözcülerinden biri çıktı ve defalarca, kanırta kanırta “Kadın beyanı esastır!” dedi.

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun’un “zihniyet arka plânı”nı ortaya koyan bu ifadeye karşı çıkan olmadı.

Hiç kimse, “Böyle şey mi olur, hukuk önünde herkes eşittir!” demedi.

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 üzerinde son derece dikkat çekici bir “mutabakat” durumu var, malûm.

İktidarın her yaptığına kulp takan, hiçbir yaptığını beğenmeyen “malûm muhalefet partileri” bu hususlarda sonuna kadar destekçi.

Hatta ve hatta, “Yaptığınızdan geri adım atarsanız fena olur!” deyici!..

Meclis’in grup sahibi muhalefet partileri, “bu konuda” hemfikir.

Mutabakatın böylesine “şapka” çıkartmak gerekir!