Terörizmin finansörleri
Türkiye’ye karşı terörizmi Avrupa ülkeleri finanse ediyor.
En başta Almanya, ardından Fransa, Yunanistan ve İskandinav ülkeleri…
Güçlenmesini istemedikleri ülkelerde terörü öne çıkararak o ülkelerin
enerjisini büyümeye değil, çatışmaya yönlendiriyorlar. Son 40 yılda şehit
edilen Türk gençleri ile öldürülen PKK’lı teröristlerin Türkiye için çalışmış
olduklarını düşünebiliyor musunuz!
1994 yılında bir grup gazeteci Genelkurmay’ın daveti üzerine
helikopterle Kuzey Irak’a gitmiştik. PKK’nın kullandığı mağaraları ve
uyuşturucu yetiştirmek amacıyla ekilmiş olan kenevir tarlalarını gezdik. Ben
silah deposu olarak kullanılan bir mağarayı fotoğraflamak isterken grubun biraz
gerisinde kaldım.
Bize tahsis edilen ciple öndeki gruba yetişmek için
ilerlerken önümüzü üç Türk askeri kesti. Yanlarındaki bir siville birlikte
ileride bir noktaya kadar gelmek istediklerini söylediler, aldık. “Sizi
anlıyorum da bu sivil kim?” diye sorunca itirafçı olduğunu söylediler. Haber ayağıma
gelmişti.
Hızla ilerleyen jipte teybi açtım, ben sordum itirafçı
anlattı, hepsini kayda aldım. Önce Lübnan’da, sonra Almanya’da iki yıl eğitim
görmüştü. Dönüşünde Kuzey Irak dağlarındaki sefalete dayanamamış kaçarak
itirafçı olmuştu. Harekattan sonra kimliği ve ismi değiştirilerek yeni bir
hayata başlayacaktı.
***
Araya itirafçı girince doğal olarak helikoptere yetişemedik,
helikopterin gece görüş cihazı olmadığından erken havalanmıştı. Ben de havadan
geldiğim yolu karadan dönmek zorunda kaldım. Ertesi gün Diyarbakır’a ulaşınca,
Olağanüstü Hal Bölge Valisi Ünal Erkan ile de bir röportaj yapıp öyle döneyim
dedim.
Ünal Erkan’a ısrarla neden yılanın başını ezmiyorsunuz diye
sormuştum, geçiştirmişti. Birkaç yıl sonra Orgeneral Atilla ateş çıktı, sınıra
giderek PKK’nın bitirilmesi için Suriye ile savaşın bile gözü alındığını söyleyip
Öcalan’ın Suriye’den çıkarılmasını istedi. O gece Türk komandoları Suriye sınırından
girip silah depolarını havaya uçurdu. Türkiye ile savaşmayı göze alamayan Hafız
Esad, Öcalan’ı uçağa bindirip Moskova’ya gönderdi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dün yeni bir açıklama daha
yaptı ve Türkiye’deki PKK’lı sayısının 180’in altına düştüğünü söyledi. Bu
gelişme güzel ancak, İçişleri ve Savunma Bakanlıkları ile Milli İstihbarat
Teşkilatı, PKK’nın başındaki beşli çeteyi hedef almalıdır. PKK elebaşlarının temizliğine
öncelik vermelidir. Yılanın kuyruğundan parçalar koparmakla yılanı ortadan
kaldıramazsınız, kuyruk yine uzar.
***
PKK’lılar bugün de Almanya’da muhtelif dernek ve sivil
toplum örgütleri adı altında cirit atıyorlar. Onlara bir de FETÖ teröristleri
eklendi. FETÖ’cülerin medya kanadından olup ABD ve Almanya’ya sığınan önemli
bir kısmı sefalet içinde yaşamalarına rağmen bu devletlerin gizli servislerinin
sağladığı finansmanla Türkiye aleyhine yayınlar yapıyorlar.
Meşhur sözdür, ders alınmayınca tarih tekerrür eder denir.
Osmanlı’nın son döneminde de Avrupa ülkelerine sığınan Jön Türkler, Türk
devleti aleyhine yıllarca yıkıcı yayınlar yapmışlardı. Ardından Türkiye’ye
dönüp 31 Mart ihtilali sonrasında yönetimi ele geçirdiler ve koca bir
imparatorluğu 10 yılda bitirdiler.
ABD, Türkiye’deki FETÖ’cüleri organize eden casus papaz Andrew Brunson’u kurtarmak için Türk ekonomisini batırmayı bile göze aldı. Avrupa’nın büyükelçileri kendilerine hizmet eden Osman Kavala’yı kurtarmak için her şeyi göze alarak bildiri yayınladılar. Türk devleti, geçici tedbirler ile yetinmemeli, geçmişten de ders alarak kalıcı ve etkili tedbirler almalıdır. İlk yapılması gereken de ABD ve Avrupa’da Türkiye aleyhine yapılan yayınların susturulması olmalıdır. Türkiye’nin yeniden doğuşunu ne ABD ve Avrupa ülkeleri, ne de içimizdeki hainler engelleyememeli.