Terörizmi savunan Türkiye'deki medya
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en büyük düşmanı olan PKK, FETÖ ve türevlerinin propagandalarını Rudaw TV ve internet sitesi ile Rusya Devlet yayın organı olan Sputnik adlı internet sitesi üstlenmiş durumda.
Rudaw'ın yönetim kadrosunu çok iyi tanıyorum. Yönetimin tepesinde bulunan ve Ako Muhammed kod adını kullanan kişi PKK'nın Avrupa kanadında yetişmiş. İhanet ve casusluk şebekesi FETÖ'nun şu anda kaçak olan "Kuzey Irak İmamı" ile içli dışlı biri.
Rudaw'ın Erbil'deki Türkçe bölümünde tamamen PKK ve FETÖcüler çalışıyor. FETÖ'nün Dünya isimli Kürtçe yayın yapan televizyonunun en önemli elemanı, bu kanal devlet tarafından kapanır kapanmaz, Ako Muhammed tarafından bol sıfırlı Dolarlı maaşla derhal Rudaw Diyarbakır bürosuna alındı.
Rudaw medya, PKK ve FETÖ'nün tüm propaganda faaliyetlerini haber yapıyor. İlginç olan, Türk devletinin bu terör kanalı ile internet sitelerinin yayın, erişim ve çalışma iznini iptal etmemesi.
Rudaw'ın bugünkü internet sitesine bile bakın Türkiye aleyhindeki terörist faaliyetleri yücelten, öven ve propagandasını yapan sayısız haberler göreceksiniz.
Rudaw'ın en büyük akıl danesi ise Bedel Boseli adlı FETÖ'nün kontrolündeki zamanın JİTEM ve polisin maaşlı elemanı olduğunu bilmeyen mi var? Hani bu ülkeyi kana bulayan, masum Kürtleri katleden o kirli JİTEM var ya, işte o kirlilerin elemanı.
MİT ve Türk Dışişleri sanırım Ako Muhammed konusunda derin bir uykuda. Ya da bizim bilmediğimiz bir ilişkiler ağı mevcut.
Sputnik adlı Rus Devlet internet sitesi de her gün Türkiye'ye yönelik iftira ve karalama haberlerine yer veriyor. Türkiye aleyhine ne kadar kötücül, yalan ve iftira haberler varsa bu İnternet sitesi tarafından yayımlanıyor. PKK, FETÖ ve DHKP-C'nin yayın organı adeta.
Türk Dışişleri ve Millu00ee İstihbarat Teşkilatı, bu sitede çıkan bir günlük haberleri Rusça'ya çevirip muhatap ve muadillerinin önüne yorumsuz bir şekilde koysunlar, eminim anında FSB ve Rus Dışişleri Sputnik Türkçe'nin fişini çekecekler. Ama Rudaw adlı FETÖ ve PKK bülteni gibi bir gıllıgışlı ilişki bura ile de var mı bilmiyorum.
Dediğim gibi Ramazan Bayramı münasebetiyle, ayın sonlarına doğru binlerce kilometre uzaklıktaki ümmetin yetimlerini mutlu etmek için sefere çıkmıştık. Sosyal medya asistanıma hesaplarımı yönetmesi için gerekli konuları mail ile göndermiştim. Ne var ki mailde kullandığım klavyenin İngilizce olması, bazı anlaşmazlıklara sebep olmuştu.
Gittiğim yerlerde internet ulaşımı ve telekomünikasyon bağlantısı yok denecek düzeyde. Bu yüzden sosyal medya asistanım bir mesajımı yanlış anlaşılmalara sebep olacak şekilde paylaşmıştı.
Bahse konu olan mesajımda, Sputnik ve Rudaw'ın terörist yayınlarına dikkat çekmek istemiştim. "Basta Güney Kürdistan Kürt medyası" diye başlayan mesajımı "Bas Medya"yı da bu terörizm propagandası yapan yayın kuruluşları içerisinde göstermişti. Türkiye'ye gelince gerekli düzenlemeyi yaptık. Ancak bir kere daha üstüne vurgu yaparak söyleyeyim ki, BAS MEDYA yayın organının ne terörizm ile ne de Neçirvan Barzani ile ilgisi var. Bas Medya yöneticilerinden tanıdıklarımın hepsi PKK ve özellikle Terörizm karşıtıdırlar. FETÖ'yü günahları kadar sevmezler.
Bas gazetesinin Türkçe yayınlarına baktığımızda, fikirlerine katılmasak bile terörizmle aralarına çok net bir çizgi çektiklerini görürüz.
HAMİŞ: Geçtiğimiz günlerde, bazı ilerde HÜDAPAR'lılara yönelik polis tarafından sistematik bir saldırı olduğu iddialarını gündeme getirmiştim. Polis-HÜDAPAR didişmesinin bir tuzak olabileceğine dikkat çekmiştim. Ve o günlerde İstanbul Güngören'de yaşanan bir olaya işaret itmiş, yaşananların, "Adını İslam, Türk, Ortadoğu ve Demokrasi tarihine altın harflerle yazdıran, İstanbul'un ve dolayısı ile Türkiye'nin ihanet ve casusluk şebekesi FETÖ tarafından işgal edilmesini engelleyen bu milletin kahraman evladı İstanbul Emniyet Müdürü Dr. Mustafa Çalışkan ve ekibine yönelik bir tuzak" olabileceğine dikkat çekmiştim.
Yazıdan hemen sonra hasta yatağında arayan İstanbul Emniyet Müdürü sayın Dr. Mustafa Çalışkan Beyefendi telefonla bilgilendirmeyi yaptı. Yazı günümün denk gelmemesi ve Ramazan Bayramı vesilesi ile binlerce kilometre uzak diyarlardaki yetimleri sevindirmek için yola revan olmamızdan dolayı yapılan açıklamayı yayımlayamadık.
Sayın Çalışkan, olaydan anında haberdar olduğunu ve gerekli idari ve adli soruşturmayı başlattığını söyledi. Olay, bize aktarıldığı gibi değil aslında. Polisin rutin kontrolü sırasında HÜDAPAR mensubu olan şahısla yaşanan tartışmada bir polis memurunun parmağı da kırılıyor ve hekim raporu ile bu tesbit ediliyor.
Özetle; Bugün Türkiye bağımsızlığımızı borçlu olduğumuz kahramanlarımızdan biri olan Sayın Dr. Mustafa Çalışkan ve ekibi, İstanbul'da her olaya ve her yere hakimler. Allah onlardan razı olsun güç ve kuvvet versin. u00c2min.