Terörizm Ve Referandum
Ülkemiz Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi için yapılacak referandum ortamına iyice girmiş bulunmaktadır. Herkes evet veya hayır seçenekleri konusunda görüşlerini söylemekte, özel sohbetler referandum tahminleriyle süslenmektedir. CHP, yapılan değişiklik önerisi için Anayasa Mahkemesi'ne gitmeyeceğini ifade ederek tezini topluma anlatmaya çalışacağını ifade etmiştir. Bu süreçte Cumhurbaşkanımızın, referanduma dair görüşlerini söylemeye başlaması, Elazığ ve Maraş konuşmaları siyasal ve sosyal ortamı hareketlendirmiştir.
Her şeyin normal gittiği bir ortamda Viranşehir'den gelen bir haberle sarsıldık. Terör örgütü PKK-TAK, Viranşehir'de Adliye mensuplarının oturduğu bir lojmana bomba yüklü bir araçla büyük bir saldırıda bulundu. Saldırıda on bir yaşındaki Ahmet Günay Ünak ile mahalle bekçisi İbrahim Kete hayatını kaybetti. Terör saldırısında yaralanan insan sayısı on yedidir. Terör saldırısı sonucunda araçlarda ve binalarda ortaya çıkan yıkım görüntüleri, saldırının büyüklüğünü göstermektedir. Terör örgütü, 7 Haziran seçimlerinden sonra Suruç katliamıyla ülkemizi bir şiddet ve çatışma ortamına sürüklemek için başlattığı terörizm kampanyasını sistematik bir şekilde sürdürmektedir. Referandum sürecinin kanlı bir kaos ortamında geçmesi için Viranşehir saldırısını gerçekleştiren terör örgütünün, önümüzdeki günlerde de saldırılarını yoğunlaştıracağını öngörebiliriz.
Terörizm, ülkemizin bir numaralı düşmanı durumundadır. Ülke içinde ve Ortadoğu'da meydana gelişmeler, güvenlik sorununun farklı, derin ve genişleyen boyutlarda oluştuğunu göstermektedir. Türkiye, şimdiye kadar güvenlik sorununu genelde bir örgüt üzerinden tanımlayarak belirlemekteydi. Yaşadığımız güvenlik sorunu, artık tek bir şiddet yapısının ötesinde, devlet dışı aktörler olarak nitelenen, büyük güçler adına vekalet savaşı veren, görünmeyen hayalet gibi tespit edilemeyen terör örgütlerinden gelmektedir. Hayalet terörizmi dediğimiz bu yeni nesil terörizm, ülkemizi önümüzdeki süreçte değişik yapılar üzerinden gerçekleştireceği saldırılarla çok meşgul edecektir.
Referandum, Cumhurbaşkanımıza endeksli bir değişiklik için yapılmamaktadır. Cumhurbaşkanımız, konunun kendi şahsi sorunu olmadığını topluma açık bir şekilde ifade etmiştir. Referandum, güçlü, etkin ve işlevsel bir yönetim yapısıyla Türkiye'nin kalkınma ve refah atılımı yapması için gerekli olan bir değişikliğin halkın onayına sunulması içindir. Terörizm, kalkınma, refah ve demokrasi standartlarında sınıf atlamış bir Türkiye'yi hiçbir zaman istememiştir. Terörizmin istediği şey, hükümet ve Cumhurbaşkanının birbiriyle kavga ettiği, siyasi partilerin birbiriyle kısır polemikler yaptığı, asker ve sivillerin gerilim içinde olduğu, sivil toplum kurumlarının çalışma yapamadığı, hükümetlerin kurulamadığı bir Türkiye'dir. Başka bir ifade ile terörizmin istediği Türkiye, darbe mekaniğinin hep işlediği bir Türkiye'dir. 15 Nisan referandumu, ülkemizde darbe mekaniğini devre dışı bırakmaya yönelik radikal bir hamle durumundadır.
Referandumu savaş ve çatışma ortamının oluşması için bir fırsat olarak gören şiddet ve terör yapıları bulunmaktadır. Referandum süreci, terörü, şiddeti ve baskıyı dışlayan demokratik bir süreçtir. Viranşehir saldırısında görüldüğü üzere terörizm, kendisini referandum sürecinin hakimi haline getirmeyi hedeflemektedir. Terörizmin, referandumu kendi kontrolüne alma planına karşı bütün toplumun direnmesi gerekmektedir. Toplum, terörizme hayır demeli, refaha, istikrara ve kalkınmaya ise evet demelidir.
Referandum hamlesiyle Türkiye, kendisine giydirilen devlet krizi denilen deli gömleğini yırtarak, kendisine uygun daha etkin bir yürütme mekanizması oluşturmaya çalışmaktadır. Türkiye'nin referandum yoluyla normalleşme girişimine, küresel sistem terörizmle karşılık vermektedir. Viranşehir saldırısı gibi terörist eylemlerle Türkiye, kontrol altında tutulmaya çalışılmaktadır. Terörizm üzerinden uygulamaya konulan kontrollü gerilim stratejisiyle ülkemizin 15 Nisanda büyük bir değişimi gerçekleştirmesi engellenmek istenmektedir.
Küresel emperyalizm, 15 Temmuzda FETÖİST işgal girişimiyle büyük planını uygulamaya kalktı. FETÖİST darbe ve işgal girişiminin başarısızlığa uğratılması, terörizmin Türkiye'ye karşı artık kullanılmayacağı anlamına gelmemektedir. 15 Nisan referandumu, aslında 15 Temmuz direnişinin demokratik aşamasıdır. 15 Nisan referandumuyla, güçlü bir idari yapı inşa edilmeye çalışılmaktadır. 15 Temmuzda oluşturulan güçlü toplumsal yapı, 15 Nisan referandumunda güçlü idare şeklinde ete kemiğe bürünecektir. Terörizmin en büyük korkusu ve kabusu, Türkiye'de devlet içi parçalanmışlığın ortadan kalkması ve idari yapıda bütünlüğün sağlanmasıdır.
Terörizm, Viranşehir'de korkunç yüzünü ve yıkımını tekrar gösterdi. Biz, terör çetelerinin neden olduğu yıkımı ve acıyı Suruç'tan, Diyarbakır'dan, Ankara- Gar-Kızılay'dan, İstanbul Beşiktaş-Ortaköy'den, Gaziantep'ten, Kayseri'den çok iyi biliyoruz. Terörizm, toplumu çaresizleştirmek ve acizleştirmek için saldırmaktadır. İç savaş, çatışma ve kaos için harekete geçen terör çetelerine karşı barış, refah, demokrasi ve birlik etrafında kenetlenerek yaşadığımız süreçten çok güçlü bir şekilde çıkmamız mümkündür. Terörün, toplumsal yapımızı tahrip etmemesi için herkesin üstüne düşen ahlaki, insani ve demokratik sorumluluğun farkında olarak hareket etmesi gerekmektedir.