Dolar (USD)
32.58
Euro (EUR)
34.78
Gram Altın
2507.30
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

18 Kasım 2022

Terör ve terörizmin aysbergi

1789 Fransız İhtilali’ni izleyen 1793 Konvansiyon döneminde jakoben yönetimce uygulanan sistematik şiddet politikası, siyaset ve hukuk alanlarında "terörizm" kavramının doğmasına yol açmıştır.

Türk Dil Kurumu terör sözcüğünü, genel olarak aşırı bir duygu durumu sonucunda, kaba şiddet ve sert davranışlı eylemler olarak nitelendirir.

ABD’de terör ile ilgili güncel tanımlamalar 11 Eylül olayları ile birlikte başlamıştır.

FBI’nın resmi web sitesinde terörle ilgili olarak “bir ülke halkını ciddi şekilde korkutmak veya sindirmek, bir hükümeti ya da bir uluslararası kuruluşu bir eylem yapmaya veya yapmamaya zorlamak ve bunun yanında bir ülkenin ya da uluslararası kuruluşun siyasal, sosyal, ekonomik, anayasal, temel yapısını yıkmak veya işlemez hale getirmek amacı ile bir ülkeyi ya da uluslararası bir organizasyonu ciddi zarara uğratan kasıtlı eylemleri yapmak” ifadesi kullanılmıştır. Anlayacağınız ABD’nin mevcut dış politika felsefesinin resmi tanımı aslında.

Zira günümüzde terör; artık, bir siyasi amaca varmak için yapılan eylemler şeklinde tanımlanmaktadır. Birçok devlet karşı olduğu stratejik veya politik problemleri olduğu devletlere stratejik politika uygulayarak taktiksel iç savaş çıkarmak için terör örgütlerine el altından destek vermektedir.

Arşivlerdeki şu bilgi dikkat çekicidir, 2002-2008 yılları arasında Almanya’nın Meksika’ya gizli silah satması ve geri kalan silahların ise Meksika üzerinden İsrail’e ve diğer terör örgütlerine ulaştırılması hakkında devletin gizli belgelerini yayımlamakla suçlanan beş gazeteciye 27 Nisan 2016’da ömür boyu hapis cezası verildi. Suçlananlardan aktivist Jürgen Grasslin’in avukatı Holger Rotbouer basının önünde Almanya Heckler Kochun şirketi’nin Meksika’ya yasa dışı silah satışını Almanya federal bakanlığı yazışmalarına dayandırdıklarını belgeleri ile açıkladıktan sonra, ki Bu belgelerin aslı daha sonra Netzwerk des Todes (ölüm şebekesi) adlı bir kitapta yayınlandı. Sonuçta ömür boyu hapis cezası alan aktivist Jürgen Grasslin beraat etti.

Günümüzde dünya devletlerinin birçoğunun kendi strateji politikaları çerçevesinde terör örgütlerine silah satışı ve yardımı yaptığı, hatta kendi çıkar ve menfaati için bazı konumları verdiği ve yaşamsal yardımlar yaptığı biliniyor. Almanya başbakan yardımcısı Sosyal Demokrat Partisi (SDP) genel başkanı Sigmar Gabriel Bildam’ın önceki Alman hükümetlerinin DAEŞ terör örgütü dahil Orta Doğu’daki diktatörlere silah yardımı yaptığını açıklaması arşivlerde halen tazeliğini koruyor.

Daha küresel diğer bir açıklama; NATO’nun eski Avrupa komutanı ABD’li General Wesley Clark’dan, ‘’müttefiklerimizin İŞİD, Taliban, El-kaide gibi terör örgütlerine silah mühimmat vererek cesaretlendirmiştir.’’ Buyurun, nereden yakarsanız.

Yine Lübnan’daki muhalif hareket liderlerinden Hüseyn Ramahi bir açıklamasında ABD uçaklarının DAEŞ’in işgal ettiği bölgelere silah ve mühimmat attığını ve sonrasında yanlışlıkla yapıldığını söylediğini ancak ABD’nin sahip olduğu üstün teknoloji ile bu tür hatalar yapmasının imkânsız olduğunu söylemesi işin rengini daha net gösteriyor.

Arşiv demişken; 1 Haziran 2015 tarihinde yine Londra’da bir dava görülür. Davanın içeriği İsveçli Bherlin Gildo adlı şahsın Suriye’de terörist faaliyet yürütmesi ve birkaç terör olayının ardından yakalanarak yargılanması idi. Dava sonucunda mahkemenin verdiği karar İsveçli terör zanlısı olan Bherlin Gildo’ya müebbet hapis cezası oldu. Fakat bu kararın ardından zanlı kendisinde mevcut olan gizli belgeleri mahkeme heyetine vermesi için izin istedi. Daha sonraki duruşmada İsveçli terör suçlusunun mahkemeye sunduğu belgeler İngiliz gizli servisi veya diğer adıyla MI6 ve CIA’nın birlikte DAEŞ-İŞİD örgütünün kurulmasını tasdik eden belgelerdi.

Mahkeme, sunulan belgeleri gördükten sonra davanın gidişatı birdenbire değişti. Gildo'nun belgeleri beklenmeden ani şekilde mahkemeye sunması hem mahkemeyi, hem de Batı’yı son derece rahatsız etti. Bunun üzerine terör zanlısının davası kapatıldı ve dava düştü.

Evet, zaman zaman yaşadığımız terör ve terörizmin lokal eylemlerinin bize yaşattığı acı ve kayıplarda dikkatlerimizin, ‘tetiği çeken terörist’ten ziyade terör ve terörizmin ana kaynağı ve yaşamsal mekanizmaların odağına çevrilmesi çözüm noktasında bizi sonuca daha da yakınlaştıracaktır.