Dolar (USD)
35.20
Euro (EUR)
36.69
Gram Altın
2955.78
BIST 100
9626.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
22 Haziran 2020

Terör devletine din kılıfı

Osmanlıyı paramparça ederek, İslam coğrafyasını yönetilemez hale getiren emperyalizm 100 yıllık hedeflerinden bir milim şaşmadı. İster onların müttefiki olun isterseniz karşı cenahta yer alın sizi yutmayı kafasına koyan emperyal güçlerin sadece bahaneleri değişiyor.

ABD’nin Irak, Suriye, İran ve Türkiye’yi parçalayarak İsrail’in kontrolünde paravan devlet kurma fikri yapılan bunca operasyona rağmen devam ediyor. ABD 2003’te Irak’ta uyguladığı senaryoyu Suriye’de tekrarlıyor. Gelinen noktada ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey ve Fransız temsilciler önderliğinde toplanan Ulusal Kürt Meclisi (ENKS) ile terör örgütü PKK/PYD’yi anlaştırıldı. Yani ABD terör örgütü olarak deklare ettiği PKK’yı bölgenin yeni hakimi haline getiriyor. PKK’ya alan açmak için ise sezar yasası diye bir yasayı devreye sokarak sözüm ona Esed’i cezalandıracak. Sezar yasasıyla paralel olarak Fransız Mahkemesi Beşşar Esed'in amcası Rıfat Esed'e para aklama ve vergi kaçırma suçundan 4 yıl hapis cezası verdi. Hedef Suriye’yi ekonomik olarak çökerterek, doların-paranın kontrolünü teslim edecekleri PKK terör örgütünü devletleştirmek.

NATO’nun Güney Doğu Avrupa planlarını erteleten ABD’nin Fransa ile birlikte Doğu Avrupa planlarını Türkiye bloke ediyor yaygaralarının arkasında müttefiklik gibi bir emare görebiliyor musunuz? Hafter Libya’da başarılı olsa idi NATO’nun Güney Doğu Avrupa planları onaylanacak, ne Fransa’nın ne de Yunanistan’ın tepinmesine hacet kalacaktı. Ne de Macron’un Türk gemileri bizim gemimizi taciz etti diye yaygaralarına veya Sisi’nin Libya’yı tehdit eder açıklamalarına gerek kalacaktı.

ABD Akdeniz’de NATO üyesi olan Türkiye’ye karşı tehditleri es geçerek Avrupa’nın güvenliğini Türkiye’nin sırtına yıkma kurnazlığı karşısında Türkiye’nin en büyük şansı Cumhurbaşkanlığı sistemi ve güçlü liderliktir. Center for American Progress’in kıdemli uzmanı Alan Makovsky, Erdoğan’ın hem ABD hem de Rusya ile iyi ilişkiler kurarak iki tarafı da birbirine karşı kullandığını söylüyor.

FETÖ kumpası Halk Bank davası ile Türkiye’ye ders vermeye çalışan New York Güney Bölge Başsavcısı Geoffrey Berman, hedefine Trump ve ekibini aldığında Adalet Bakanı William Barr’ın teklifiyle görevden alınıverdi. Barr, Berman için ‘görevini yapmaktan çok şov yapmakla ilgileniyordu’ ifadelerini kullandı.

18 yıldır onlarca alçak saldırıyla yıkamadıkları Erdoğan’ı hizaya getirmek için ekonomik yaptırımlardan, sosyal medya yalanlarına, HDP-Barolar, Tabibler Birliği, CHP iftiralarından sosyal fay hatlarını harekete geçirme planlarına kadar birçok dalavere çevriliyor. Şırnak’ta 9 çocuğu yetim bırakan işçilere karşı terör saldırısı hakkında tek bir söz söyleyemeyen bu sözde hukukun temsilcisi Baro yöneticileri HDP’nin kuyruğunda defterinden bomba yapımı planları çıkan belediye başkanı, katillerin cenazelerine katılarak övgüler düzen milletvekilleri için adalet yürüyüşü yapıyorlar.

Suriye iç savaşının ilk yıllarında Türkiye’yi sözüm ona göçmenlerle hizaya getirmek isteyen sözde insan hakları savunucuları, ABD ve Avrupa’nın göçmenlere karşı ırkçı yaklaşımları ve duvar örme en aşağılık politikalarına tek bir söz söylemeden Türkiye kamuoyunu manüpüle etme sevdasına kapıldılar.

Göçmen sorunu, insan kaçakçılığının da içinde bulunduğu aşağılık bir sorundur. Bu sorunun müsebbibi de her zamanki gibi emperyal güçlerdir. Emperyalist güçler göçmen sömürüsünü terör örgütleri eliyle gerçekleştirir. PKK terör örgütü de AB ve ABD’nin göçmen kaçakçılığında tıpkı uyuşturucu kaçakçılığında olduğu gibi gizli müttefikidir. Göçmenleri terör örgütlerinin kucağına atan sözde insan hakları savunucuları, organ kaçakçılığı, cinsel sömürü, emek sömürüsü, zorla dilendirme, örgütlü mülkiyet suçları, suça itilme, kenevir ekimi, uyuşturucu, sahte evlilik, kimlik sahtekarlığı, ev köleliği gibi onlarca suça ortak olurlar. Bu suçlardan sadece birisi hakkında operasyon yaptıkları ülkeyi ilintilendirebilseler zaten ensede boza pişirirler.

İşte Birleşik Devletler Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu, 1998 yılından beri dünyadaki sözde dini özgürlükleri denetleyerek, Başkana, Dışişleri Bakanlığı’na ve Senato’ya politikalar öneriyor. Pençe-Kartal ve Pençe Kaplan operasyonlarının dini özgürlükler ile bağlantısını ne kadar güzel kuruyorlar. PKK/PYD terör örgütlerinin Müslümanlara yaptığı zulümler, camilere saldırıları, uçaklardan camilere atılan bombalar, yok edilen insanlık mirası camiler hakkında tek bir cümle gördünüz mü bunların raporlarında. PKK’nın ikinci kandil yapmak istediği Sincar’a operasyonunu engellemek için Ezidilerin dini özgürlüklerine saldırılıyor muş? Suriye ve Irak’a getirdikleri ithal teröristler için rahip ajan Brunson’a Aynel Arap’da kilise kurdurtan bu yapı, Barış pınarları operasyonunda da kiliselerden Mehmetçiğe saldırmadı mı? Sonra da Türkiye kiliselere saldırıyor yaygaraları yapmadılar mı? Bunlar hem vurur, hem ağlar. Teröre meze olmamış Ezidilerin ABD ve Avrupa’daki Müslümanlardan yüzlerce kat daha fazla dini özgürlüğe sahip olduğunu herkes biliyor. Bu çakallarla mücadele etmenin tek yolu da yöneticilerimizin çelikten iradesidir. Bu iradeyi zaafa uğratmak isteyenlere karşı uyanık olalım vesselam….