Dolar (USD)
35.43
Euro (EUR)
36.33
Gram Altın
3055.46
BIST 100
9951.18
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
08 Temmuz 2019

Terör çağı-referansı

Seksen milyon mülteci ve katledilen milyonlar.

21. yüzyılın kanlı, korkunç yüzü.

Sahile vuran masumlar…

Şiddeti kutsallaştıranlar demokrasi, barış ve insan hakları vb. kavramları da dillerinden hiç düşürmüyorlar. Bunun için kurumlar oluşturdular. Bu kurumlar üzerinden şiddete devam ediyorlar. Çağdaş uygarlığa ulaşabilmek için var güçleriyle şiddeti körüklüyorlar, mülteci (mazlum) düşmanları

19. yüzyıldan itibaren yeni yöntemler geliştirdiler. 20.yüzyılda iki dünya savaşını sevk ve idare ettiler. 21.yüzyıl ise tam anlamıyla terörizme rehin durumda.

Türk toplumu terörle 20. yüzyılın başlarında yüz yüze geldi. Osmanlı’yı yok etmek için doğrudan padişaha suikast düzenlediler. II. Abdülhamid’e 21 Temmuz 1905’te yaptıkları bu saldırıdan bir netice alamayınca 27 Eylül 1907’de İtalya ve Fransa Mason Localarının teşvikiyle Terakki ve İttihat Cemiyeti ile Osmanlı Hürriyetperveran Cemiyeti’ni birleştirdiler. Bu iki anarşist/terörist yapılanmaya on ay içinde Balkanlardaki Yunan, Bulgar, Arnavut ne kadar ayrılıkçı terörist yapılanma varsa eklediler. Bektaşiliği dahi kullandılar. 23 Temmuz 1908’de sözde ‘hürriyet’ ilan ettiler.

Sözde hürriyetçiler!

Bu yapılanmanın bir benzerini şu an da görmekteyiz. FETÖ, etki alanını genişleterek darbeyi garantiye almak için Alevi- Bektaşî Kültür Derneği adı altında hücre yapılanmalarını organize etti. Koçların Divan’larında himmet toplantıları tertipledi.

Gezi ittifakı genel ve yerel seçimlerde devam etti, ediyor. Terör örgütünün elebaşlarının ve terörün siyasi uzantılarının açık destek mesajlarıyla seçim kampanyaları yürütenlerin 1908 ittifakının günümüze yansımasından ibaret. Eğer ibret alınmazsa ülke için en büyük tehlike kapıdadır. Büyükşehirlerin yönetiminin terör örgütlerinin inisiyatifine terk edilmişlik durumu toplumun birlikte yaşama iradesini tehlikeye atacak potansiyel taşımaktadır.

Terör örgütleriyle ittifak, aynen 20. yüzyılın başında olduğu gibi Batılı devletlerin danışmanlığında yürütülmektedir.

Derviş Vahdeti’ler bitmez!

Nasıl ki 31 Mart’ın Derviş Vahdeti’si var idiyse günümüzün Derviş Vahdetileri de başta FETÖ olmak üzere kendini dindar- muhafazakâr olarak tanımlayan, çağdaş Ebu Cehillerle dirsek temasında olan ‘Mücahit’, Gezici, Laikçi, güruhtur. Bu ittifakın içinde dinlisi, dinsizi, sapkını bütün unsurlarıyla anarşist- terör yapıları yer almakta.

Oktar Örgütünün de içinde yer aldığı, dansözü, meyhanesi, kerhanesi ve sapkını olan ittifak bu.

İttihat – Terakki artıkları Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemi almasına karşı olmaları sıradan bir muhalefetlik olarak değerlendirilemez. 1913’te Edirne’yi Bulgar’a bırakacak kadar çirkefleşen bir ‘İT’in damarıdır bu.

Cemal Kaşıkçı cinayetini Türkiye’nin üzerine atabilecek kadar alçalmışlığın tarihi arka planında bu ‘İT’lik yatmakta.

Mülteciler üzerinden toplumun merhamet ve şefkat duygusu yok etmek isteyenlerle . FETÖ’nün milletin yardımlaşma- himmet hassasiyetini istismarı aynı aklın ürünüdür. Şimdi mülteciler üzerinden bu yarayı kaşıyıp buradan terörize edilmiş gruplar, yapılanmalar deneyecekleri muhakkak. Malum belediye başkanlarının mülteciler üzerinden provokatif söylem ve tutumları kişisel değil kurumsaldır; asla ve kat’a öfkeyle sehven söylenmiş, yapılmış şeyler değildir.

Cemil Meriç’in ifadesiyle bu ‘Garpperest’ler toplumu bir arada tutan değerleri imha ediyorlar. Batı’dan daha Batıcılar.

Osaka’da G-20 zirvesinde ABD Başkanı, Türkiye’nin S-400 alımına karşı olmanın haksızlık olduğunu açıkladı. Şimdi bu yerli uşaklar Türkiye’den özür dileyecekler mi?

BM, Cemal Kaşıkçı cinayetinin aydınlatılmasında büyük katkısından dolayı Türkiye’ye teşekkür etti. Türkiye’yi katil olmakla itham eden ‘Garpperest’ zevat, Türkiye’den özür dileyecek mi? BM, ayrıca Suudi Arabistan’ın bu cinayette parmağı olduğu ve Türkiye’de diplomatik kuralları kötüye kullandığı için Türkiye’den özür dilemesi gerektiğini de açıkladı.

Türkiye Asırlık mücadeleler veriyor

15 Temmuz’da milletin üzerine kurşun yağdıranlar, geçmişte Devlet-i Aliye’yi yıkan, milleti ve ümmeti perişan edenlerdir.

Terör örgütlerini kendilerine referans alanlar fena halde yanılıyorlar.