Dolar (USD)
32.56
Euro (EUR)
34.93
Gram Altın
2426.08
BIST 100
9722.09
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

08 Şubat 2021

Terör ağzı

“Sonra cinsi bozuk, ahlâkı fena, / Bir sürü türedi, girdi meydana. / Nerden çıktı bunca veled-i zinâ?/ Yuh olsun bunların ham ervâhına!”

Joe BİDEN, uşaklarının iplerini çözdü.

Dokuz yıl önce idi;

28 Aralık 2011’de FETÖ’nün Uludere katliamından kırk bir gün sonra…

7 Şubat 2012 MİT Müsteşarını tutuklayıp onun üzerinden de Başbakan’ı ameliyat masasında tutuklamayı planladılar.

Şimdi de (Şubat 2021) akıllarınca Boğaziçi Üniversitesi Rektörü’nü istifa ettirip Cumhurbaşkanı’nın da istifasını isteyecekler…

Senaryo aynı…

Terör ağzı…

FETÖ, Gezi kalkışmasında hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın ailesine 11 Mart 2014’te başsağlığı mesajı yayımladı. Aslında bu mesaj terör örgütlerineydi, masum bir çocuğun istismarıydı.

30 Mart Mahallî seçimlerinde de diğer terör örgütleriyle ittifak halinde seçimi sabote etmeye yeltendi.

Bugün Boğaziçi Üniversitesi’ni hangi yalanların arkasına saklanarak işgale kalkışıyorlarsa o günde aynı yalanlarla İstanbul Adliyesi’nde Savcı Mehmet Selim Kiraz’ı rehin alıp şehit ettiler.

Bu cinayetin azmettiricilerinden biri de şüphesiz ki FETÖ’dür.

Gezi’deki ittifak bugün de devam ediyor.

FETÖ elebaşı, Başcasuz o günlerde ‘başsağlığı’ adı altında yayımladığı, devletin kamu güvenliğini sağlamaya dönük tedbirlerini gereksizmiş gibi gösteren fitne ve istismar bildirisinde şöyle diyordu:

"Sağduyu ve uzlaşıyla örgülenmesi gereken devlet aklının öfke ve kine mağlup olduğu zor günler geçirmekteyiz. Bu nefret atmosferi, toplumun muhtaç olduğu sevgi, sükûnet ve birbirini anlama çabasını ortadan kaldırmakta; yukarıdan aşağıya doğru çatışmacı bir üslubu telkin etmektedir. Bir AVM inadıyla başlayan hadiseler teskin edileceğine kutuplaştırıcı bir dille körüklenmiş ve bugüne kadar birçok gencimizin hayatını kaybetmesine sebep olmuştur. (…)..bugüne kadar pek çok acıyla dağidâr olmuş ama temkin ve teyakkuzunu korumayı başarmış alevi kardeşlerimize sabrı cemil niyaz ederim."

Görüldüğü üzere FETÖ, ‘temkin’ ve ‘teyakkuz’ kelimeleri üzerinden Alevî vatandaşları kışkırtmak amacındaydı.

Bugün de Boğaziçi Üniversitesi’ni işgale kalkışanları aynı dille teşvik etmekteler, korumaya almaktalar, masumlaştırmaya çalışmaktalar. “Yiğidim, aslanım, halk kahramanım” sözleriyle pohpohlayarak Emperyalizmin tetikçileri terör örgütlerine militan devşirmeye devam etmekteler.

Teröriste “bu ülkenin çocukları, bizim çocuklarımız” diyerek onlara çocuk masumiyeti izafe etmek, eşcinselliğin siyasi versiyonudur.

Kukla da kuklacılar da yalanlar da aynı.

FETÖ’nün bu açıklamasından bir yıl yirmi gün sonra DHKP-C terör örgütü, Mehmet Selim Kiraz’ı 31 Mart 2015’te şehit etti.

Bugün algı unsuru olarak kullandıkları ‘ aşağı, yukarı’ kelimeleri o gün de aynen ‘yukarıdan aşağıya’ olarak kullanıldığı görülmekte.

Boğaziçi Üniversitesi’nin işgal edilmek istenmesi, ülkenin işgal edilmek istendiği darbelerin bir uzantısıdır.

Nasıl ki Gezi doğa sevgisi değilse, Boğaziçi Üniversitesi’ne karşı girişilen saldırının sebebi de elbette rektör ataması değildir.

Bundan önceki rektör nasıl atandıysa bu atamada da aynı kurallar işletildi:

Cumhurbaşkanı atadı.

Sadece bu üniversitede değil, onlarca üniversitede aynı yetkiyle rektörler göreve başladı.

İki gün önce on iki rektör daha atandı.

10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, (O günlerde öğretim üyeleri oylamaya katılıyorlardı.) bir oy alanı rektör atamıştı. İtiraz eden olmadı.

Boğaziçi Üniversitesi Rektörü’nü rehin almaya kalkışanlar Savcı Mehmet Selim Kiraz’ı makamında şehit eden terör örgütü militanları olmaları tesadüfi bir durum mu?

Terör bültenine dönüşen malum basın, o günlerde de “Bizi buna mecbur ettiniz.” manşetiyle cinayeti meşrulaştırma çabasındaydı.