Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
08 Ekim 2024

​Tereyağından bombalar yapmak

İlk Dünya Savaşı başında, Şili’den ithal edilen Nitrat’ı, ‘gübre üretiminde mi yoksa bomba yapımında mı kullanalım?’ tartışması ABD dışişleri bakanını istifa ettirmişti.

Bakana göre nitratsilah değil, gübre üretiminde, tereyağı yapımında kullanılmalıydı.

‘Silah mı tereyağı mı?’ tartışması böyle başladı…

Hitler’in silah arkadaşı Hermann Göring, tereyağı alamadıklarını söyleyen Almanlara "Tereyağı yemeyin şişmanlatır, demir güçlü millet meydana getirir" demişti.

Türkiye’de soracak olursak;

Savunma sanayimizi mi güçlendirelim yoksa, ‘Millet aç!...’nümayişlerine teslim mi olalım?

Üzerimize fırlatılma ihtimali her geçen gün artan füzeleri bertaraf edecek savunma kalkanı mı yapalım, çocuklarımızın beslenme çantasının standartlarını mı tartışalım?

Nereden baksan zor sorular…

Gönül ister, enerjide dışa bağımlılıktan kurtularak, savuna sanayimiz güçlenirken çarşı pazar şenlensin, millet ihtiyaçlarına ucuza, fazlasıyla ulaşabilsin…

Olmuyor, olamıyor…

Enerjide dışa bağımlı Türkiye’nin ortasındaki ateş çemberinin zorladığı mecburiyetler var…

Terörü bertaraf etmeye harcanan bütçeyle memleket uçtan uca tereyağı fabrikalarıyla donatılabilirdi.

Türkiye’nin savunma harcamaları NATO ülkeleri arasında yedinci sırada.

Haydi sor;

Harcananparayla kaç yıl/ton tereyağı üretilirdi?

Türkiye Pandemi, asrın felaketi deprem yaralarını sarmakla uğraşırken Ukrayna - Rusya savaşıyla ekonomik krize giren Avrupa Birliği’nin toparlanma sürecini beklenilen seviyeye çıkaramamasının sıkıntılarını yaşıyor.

Almanya pandemide girdiği resesyonla uğraşıyor.

Avrupa Birliği, ülkemizin ihracat - ithalat toplamında yüzde 41'lik oranla ilk sırada…

İçine girdiğimiz ekonomik krizin, satın alma gücünün azalması, fiyatların fırlaması, enflasyonunun dizginlenmekte zorlanılmasının tek sebebi yok demek istiyorum…

Zorluklara rağmen yaralar sarılıyor…

Ekonomide hedef, 2025 sonunda enflasyonu yüzde 20'nin altına indirmek.

Öncelik ekonominin dış kırılganlığını azaltmaktı.

Başarıldı…

Geçen mayıs ayında 57 milyar dolara çıkan cari açık, 19milyar civarına indirildi.

Cari açık azaldıktan sonra hamle, Türkiye’nin uluslararası rezervlerinde yaklaşık 90 milyar dolar üzerinde iyileşme sağlamak oldu.

Dış kırılganlık azalınca uluslararası rezervler artmaya başladı.

Aşırı yüksek risk primi 700 puandan 270'in altına indi.

İyileşmenin gözle görülür hale gelmesi Türkiye’nin uluslararası rezervlerindeki artışa bağlıdır.

Bakan Şimşek sürekli vurguluyor, “Zor günleri geride bıraktık, finansal riskleri yöneterek, önemli eşiği aştık…”

Fiyatlarda artış hızı yavaşladı.

Düşünün, 11 ilimizi yerle yeksan eden depremin ekonomik zorluklarıyla mücadele ederek çıkılıyor selamete…

Deprem sonrası bölgeden yıl boyu tonlarca hafriyat taşındı…

Zorunlu göçlerle şehirlerini terk etmek mecburiyetinde kalanlar ülkenin konut arz dengesi sarstı…

Kiralar depremzedenin gözünün yaşına bakmayan fırsatçılar sebebiyle fırladı…

Deprem bölgesine yığılan iş, işçi, malzeme, gıda ihtiyacıyla pandemiyle kopan tedarik zinciri yerine oturtulamadı…

Deprem bölgesinde yılsonuna kadar 201 bin konut teslim edilecek. Gelecek sene 250 bin ilave konut yapılacak.

İş, işçi, malzeme, nakliye yoğunluğu hâlâ deprem bölgelerinde…

Mücadele tek cephede değil, her cephede…

Asıl mücadele, enerjide dışa bağımlılığı azaltabilmek…

Türkiye yüzde 67 oranında enerjide dışa bağımlı...

Ekonominin sürekli büyüyor olmasını göz önüne alırsak, önceki yıllara oranla enerjide dışa bağımlılığımız zor, masraflı, uzun süren gayretlerle azalsa dahi yeterli değil.

Sözün özü;

Savaş Gazze’den Lübnan’a, Irak’a, Suriye’ye sıçrayarak sınırlarımızı dayanmak üzereyken aklımızı başımıza devşirmemiz gerekiyor.

Kısır, bencil, obez, faydasız tartışmaları kenara bırakarak, ‘Ülkem, devletim, milletimin menfaatine neler yapabilirim, hainin, gafilin, kâfirin, işgalcinin hareket alanını nasıl daraltabilirim?’ sorusuna uygun cevaplar bulmamız gerekiyor.

Meselelerin değil, çözümlerin parçası olmamız gerekiyor.