Terazin şaşmasın
İnsanoğlu yaratılışı gereği duygu ve inançları olan bir varlıktır. Duyguları olmadan gönlünü, inançları olmadan kalbini anlayamaz. Kendisine doğuştan verilen meziyetler ve akıl nimeti olmadan edep ve ahlakını, edep ve ahlakı olmadan da insan oluşunu tamamlayamaz.
Bu insan olma durumu her ne zaviyeden
bakarsanız bakın doğrudan doğruya nefs terbiyesine çıkar. İster bireysel ister
toplumsal olarak nefs terbiyesinin olmadığı insan ve toplum, hiç fark etmez
barışta ve savaşta, afatta ve sakinlikte can sıkacak, toplumu karıştıracaktır.
Hatta her daim hakkı söylemeyip gıybet, iftira, fitne ve fesadı yayacaktır.
Bunların
olmaması için insanda bir terazinin mevcut olması gerekir. Terazi Hak üzere
olmalı, edep ve ahlak üzere olmalıdır. Kınayanın kınamasından korkmadan,
doğruya doğru yanlışa yanlış diyebilme şeklinde olmalıdır. Ancak bu halini asla
ve asla zemin, zaman ve mekân gibi hususlar dikkate almadan yapmamalıdır.
İnsan
eleştirisini de övgüsünü de edep ve ahlakından asla taviz vermeden yaşamalıdır.
Tenkidini de Hak üzere yapmalıdır. Hak terazisinden asla şaşmamalıdır.
Terazinin kefesinin bir ucunda iyi, doğru, faydalı ve adalet olmalıdır. Ki
diğer ucunda kötü, yanlış, faydasız ve zulmü tartmalıdır. Hayatta var olan ve
var olacak neye denk gelmişse ancak terbiye edilmiş nefs ile edep ve ahlak
üzere sıhhatli bir tartı yapabilecektir.
Eğer terazi Hak yolundan şaşarsa insan ve
toplum bozguna uğrayacak, ülkeye cehennemi yaşatacaktır. Bunların olmaması için
insan ve toplumu doğru bilgi sahibi yapmak, nefs terbiyesi ile edepli, ahlaklı
ve akıllı yapmak gerekir.
Böyle olmazsa sevgi elini de uzatsanız,
merhamet elini de uzatsanız nefsini terbiye etmemiş insan ve toplum, ülkeye
asla huzur vermeyecek, fitne ateşini yakacak, bol gıybet, bol iftira ve bol
ifsat yapacaktır. İnsan ve toplum nefsi, eğer terbiye edilmemiş, meziyetler ve
akıl noktasında ilerlememişse hayatın her alanını olumsuz görecek ve
gösterecektir.
İnsan ve toplum nefsi; bir söz, bir iş ve
bir amele özellikle olumsuz konularda taktığı zaman sadece nefsin maddi tatmin
olabileceği şeyler ortaya çıkarsa ilgi gösterip kabul edecektir. Aksi bir
durumda siz ne derseniz deyin, ne yaparsanız yapın durmadan kendi dediğini
doğru kabul edecek ve asla vaz geçmeyecektir.
Bazı çalışmaları yapmak koca bir ömür
alır. Çünkü bin bir zorluklarla karşılaşılır. Ömrü boyunca insan ve insanlığın
hilafına olmayan, insanların zararına değil faydasına olan çalışmaları yapanlar
vardır. İşte bu yaptıkları çalışmalardan ve insan hayatına kattıkları değerlerden
dolayı bazılarını büyük insan kabul eder, saygı duyarız.
Bu
bazıları bazen ülkelerini büyük bir savaştan zaferle kurtaran kahramanlardır.
Bazıları çöken devletleri, dağılan ülke birliklerini yeniden ayağa kaldıran,
bir araya getirenlerdir. Bazıları koca bir milletin üzerine serilmiş ölü
toprağını kaldırıp millete can veren, heyecan katanlardır. Çünkü onlar sadece
edep, ahlak, meziyet ve akıllarıyla beraber öldürülme tehlikesi dâhil türlü
türlü zorluklarla uğraşırlar.
Bunun için milletçe, kurumlarca ve
devletçe toplumu bilgilendirecek, edep ve ahlakını arttıracak yüzlerce,
binlerce kurumlar kurulmalı, milletin her bireyini edepli, ahlaklı ve akıllı
yapmak gereklidir. Beraberinde ise üstün yetenekli siyasetçiler, din adamları
ve münevverler yetiştirilmeli ve millete öncülük etmeleri sağlanmalıdır.
Çünkü bunlar, bir saniye bile durmadan
ülkesinin, bölgesinin ve dünyanın nabzını tutar, tehlikeler büyümeden, terbiye
edilmemiş nefsler devreye girmeden, o nefsler ateş yakıp toplum ve ülkeyi
yangın yerine çevirmeden müdahil olur, toplumunu ve ülkesini sıhhatli tutar,
geleceğe umut aşılar.