Terapist öğretmenler!
Sadece öğretmenlik meslek grubunda değil, hiçbir meslek grubunda o mesleğe mensup bireylerin sınıflandırılmasını, gruplandırılmasını doğru bulmam. Bir mesleğe mensup tüm bireyler eşit koşullarda görevlerini yerine getirme gayreti içerisinde oluyorlarsa gruplandırılmaları elbette ki doğru olmaz. Yalnız şu da var; bazı kişiler, diğer meslektaşlarından daha fazla emek sarf ettikleri, daha çok özverili oldukları, kendi mesleğinin muhataplarına daha fazla hizmet ettikleri gerçeğini de göz ardı edemeyiz. Hatta bazı kişiler mesleğini icra ederken zaman mefhumu gözetmeksizin çalışmakta, hangi mevkide, hangi makamda olursa olsun üstün bir gayretle, büyük bir özveri ile mesleğinin sorumluluklarını yerine getirmekte. İşte belki de bu nedenle sınıflandırmak, gruplandırmak, bir nebze olsun yapılabilir; anlamlı ve anlaşılır hale gelebilir.
Diğer meslektaşlarını ötekileştirmek, dışlamak, küçük
düşürmek, hafife almak, sindirmek gibi iyi olmayan niyet ve duygular ile değil
daha fazla emek sarf eden daha çok çalışan kişinin hakkını teslim etmek,
takdirleri ifade etmek ve hatta aynı yolda aynı şevkle devam etsin diye teşvik
etmek adına sınıflandırma ya da gruplandırma yapılabilir. Tanımlama ya da durum tespiti anlamında da
gruplandırma/sınıflandırma yapılmasında herhangi bir sakınca görmüyorum.
Bazı kişilerin yetiştiği sosyal çevresi, aile yapısı,
okuduğu kitaplar, izlediği filmler, gezip gördüğü yerler gibi dış faktörlere
bağlı olarak kişisel gelişimini ve kişilik özelliklerini etkileyen unsurlar olabilir.
Bu unsurlar o kişiyi, mesleği icra etmekte, diğer meslektaşlarına nazaran daha fazla
ön plana çıkartır, görünür hale getirir ve dolayısıyla daha fazla başarılı hale
gelmesine katkı sunabilir. Hangi mesleği icra ederseniz edin, şöyle dönüp
etrafınıza baktığınızda muhakkak demin tanımlamaya çalıştığım türden bir
meslektaşınızı görürsünüz.
Hayatımın merkezine eğitimi koyduğum ve hayatıma dair ne var
ise eğitim ile ilişkilendirdiğim için haliyle ben de etrafımda var olan
öğretmenleri, eğitimcileri bu gözle değerlendirdiğimde benim de etrafımda bu
türden öğretmenler, yöneticiler olduğunu görüyorum. Hatta bazen öyle
öğretmenler ile tanışma fırsatım oluyor ki, içimden keşke küçüklüğümde bu tür
bir öğretmenden ders alsaydım diyesim geliyor. Çocuğum olsa muhakkak bu
öğretmene teslim ederdim diyesim geldiği anlar oluyor.
Benim gibi yetişkin bir bireyi bile üslubu, yaklaşımı,
tarzı, bakış açısı, bilgisi, derinliği, akademik yaklaşımı, özeni, özverisi ile
etkileyen bir öğretmen, çocuğumu ya da minik yavruları nasıl etkilemesin?
Onlara nasıl rol model olamasın ki? İmkansız bu…
Ben bile kendisi ile konuşunca adeta terapi görmüş gibi tüm
dertlerimi, kederlerimi unutup yeniden doğmuş gibi hissediyor, bir kuş gibi
hafifler hale geliyorsam minik yavrularımız nasıl etkilenmesin, rahatlamasın?
Ne kadar tevazu sahibi olduklarını bildiğimden cesaret
edemiyorum; bana kızmayacaklarını bilsem isimlerini tek tek köşemde yazardım. Evet,
sayıları belki çok değil ama hayatımızda iz bırakan terapist öğretmenlerin sayılarının artmasını yürekten diliyorum. Klonlamak
mümkün olsa hiç düşünmeden hemen bu öğretmenleri klonlar, nicelik olarak
artmalarını sağlardım.
Öğrencinin belleğine hitap eden öğretmen olmak kadar ruhuna,
gönlüne, yüreğine, kişiliğine, karakterine, ahlaki yönüne hitap eden öğretmen
olmak da en az o kadar önemli. Kendini önemseyen ve kendini önceleyen olmaktan
öte öğrencisini veya muhatabını önceleyen, önemseyen öğretmen olmak apayrı bir
duruş. Ve bu duruş terapist öğretmenlerde fazlasıyla var.
Bugün iki üniversite mezunu, bir kitap sahibi ve haftalık
köşe yazıları yazan bir yazar sıfatlarına sahip biri olmuşsam; itiraf etmeliyim
ki bendeki bu yönleri ortaya çıkaran, hayatımda kalıcı izler bırakan, henüz ben
lisede iken dersime giren, benimle özel olarak ilgilenen, her yönden gelişimime
destek çıkan matematik öğretmenim Ahmet Kaya sayesindedir. O benim sıradan bir
öğretmenim olmaktan öte, terapistimdi aynı zamanda. Beni var eden, kendimi
bulmamı sağlayan, bendeki gizli yönleri ortaya çıkaran, cesaretlendiren,
yüreklendiren, destekleyen, yol gösteren, dertlerimle dertlenen terapist öğretmenimdi.
Bu yazı aynı zamanda tüm öğretmenlere bir çağrı mahiyetinde olsun. Kendi mesleki gelişiminiz açısından kişisel özelliklerinizin, tutum ve davranışlarınızın ne denli arzulanan, istenilen ölçüde olduğunu gözden geçirip kendinizi terapist öğretmen olup olmadığınız yönünden sorgulamaya ne dersiniz?