Temo dayı ve CHP
Ana Muhalefet Partisinin derdi siyasi-politik başarı elde etmek değil, isteseydi parti ve teşkilatlanmadan tutun sosyopolitik ufuklara varana dek ciddi çalışma içinde olmaları gerekirdi.
Ana Muhalefet Partisinin hedefi ülkeyi daha yaşanabilir bir ülke haline getirmek hiç değil, öyle olsa nerede terörize olabilecek bir sol örgüt var ise onların sırtını sıvazlamazdı.
Ana Muhalefet Partisi 1-3-5-10 yıllık plan ve projeye sahip değil, sahip olsa stratejisi olur, bunu herkesle paylaşırdı.
Ana Muhalefet Partisi CHP iktidara talip değil, talip olsa milletten umudunu kesip marjinallik yoluna girmezdi.
Çünkü CHP millet ile barışık değil, milleti düşman gören bir geleneğe saplanmış. Çünkü CHP "bu milletten" değil.
Çünkü CHP milleti değil 'halkını' esas alır, 'halkı' olarak gördüğü bir avuç 'azgın azınlığı' bütün millete değişmez CHP.
Demokratik seçimlerin yapıldığı ilk günden bu güne kadar milletin iktidar vermediği CHP, milletin değerlerini yasaklayarak, kutsallarıyla alay ederek intikam almayı bırakmadı.
Millete bu düşmanlığı besleyen CHP, milletin iradesini de saygıya layık görmedi. Bu yüzden iktidara gelen bütün partilerle düşmanca mücadele etti CHP. Darbeleri destekledi, anarşistleri destekledi, din düşmanlarını besledi, teröristleri içerden birileriyle destekledi, sadece milleti ve iradesini kösteklemek için.
Ama genel başkanlarının Türkiye'yi durdurma, milleti düşman görme gibi CHP geleneğini sürdürmesi dışında bir sorunu var; ahlak sorunu. Bu sorun beraberinde haysiyet, şeref sorununu da taşır.
2011 seçimleri öncesiydi, Kılıçdaroğlu pornografik komplolarla CHP'nin başına genel başkan olmuştu. İlk dersini aldığı yabancı departman ona Recep Tayyip Erdoğan'ı tanıtmışlardı;
Milletten, halktan biri. Esnaf, çiftçi gibi. O, kahvede, köyde, varoşlarda, parkta, dairedeki biri gibi davranıyor, onlar gibi konuşuyor ve "yurttaşlar" da ona oy veriyor, sen de öyle ol, yani halktan ol demişlerdi.
Bu öğütleri ezberleyen yeni genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu milleti tanımadığı için, izbe köşelerde devletin sorumlu birimlerinin de ihmaliyle tinere duçar olan gençler gibi konuşarak "millettenmiş gibi" görünecekti.
Genel Başkan olduğu dönemde kendi oyunu kullanamayan, bunca koruma ve kılavuza rağmen merdivenlere ters bindirilen, hazırladığı 17 maddelik Kürt Sorununa Çözüm Maddelerinin bir tanesini bile bilmeyen, Dersimli olduğunu söyleyemeyen, Dersim'in fare zehiriyle neden bombalanıp 66 bin insanın öldürüldüğünü bilmeyen, biliyorsa CHP'nin başında bulunarak bu suça ortak olmayı sindiren, bağrında "Türkiye ile İran savaşırsa İran'ı desteklerim" diyenleri barındırmaya mecbur bırakılan Kemal Kılıçdaroğlu milleti tinercilerden ibaret sanıp onlar gibi konuşmaya başladı.
Hatırlarsınız,
2011 seçim mitinglerinde seçmenlerine konuşma yaptığı sırada söz dönemin başbakanı R. Tayyip Erdoğan'a gelince "Benim adımı yolsuzlukla anarsan anaaau2026 gerisini söylemeyeyim" demişti. CHP'li Zonguldaklılar da çılgınca alkışlamışlardı.
Kemal Kılıçdaroğlu genel başkan olduğu "yönteme" uygun davrandı, davranmaya devam ediyor. O gün anaya karşı terbiyesizleri bile utandıran KK, geçen gün de bir bayan bakana "Birilerinin önüne yatmış" diyerek kendisine ait rezilliğin rekorunu ilelebet kırılamayacak seviyesizliğe taşıdı.
İnanın pek çok kişi "acaba bu adam çocukluğunda ne yaşamış ki böyle rezillikler yapıyor" diyor.
Bilmiyorum, lakin iyi şeyler yaşamadığı kesin.
Ya onu çılgınca alkışlayan grup toplantısını izleyen CHP'lilere, CHP'li hanım siyasetçilere ne demeli? Bari sessiz kalaydılar bu CHP'li hanımlar, kalmadılar.
Birileri çıkıp, siz de Temo Dayının önüne yatın dese hoş olur mu?
Olmaz tabi, ağzınızdan çıkan sözün de alkışladığınız sözün de en az ederi kadarını kendinize de söyletmiş olduğunuzu unutmayın. Bu yüzden 56 yaşındayım, bana "oğlum" diye hitap eden Allah'ın bir tek kulu yok, çünkü ben bugüne kadar hiç kimseye oğlum demedimu2026
Son kez hatırlatıyorum, başkasına söylediğiniz küfrü/sözü ya da başkasına söylendiğinde destek verdiğiniz sözü/küfrü kendinize de söyletmiş olursunuz.
Unutursanız, Temo Dayı bekliyor.