TEMİZ DİRENİŞ KİRLİ İŞGAL -2
Filistinlilerin 17 yıldır tabutluk olarak adlandırılabilecek yerde yaşamalarını ne Müslümanlar umursadı ne de dünyanın geri kalanı. Sık sık bireysel eylemlerle gündem olan işgal altındaki topraklar, ilk kez komplike bir saldırıyla dikkatleri üzerine çekti. Binden fazla mücahit işgal topraklarına sızdı. Yüzlerce asker ve silahlı yerleşimci öldürüldü. Çocuklara, çocuklu kadınlara dokunulmadı. Eylem sonrası yaşanacak saldırının şiddetini azaltmak için Gazze’ye savaş esirleri götürüldü. İlk anda şoka giren işgalci İsrail yönetimi cevap veremedi. Gazze’den aynı anda ateşlenen binlerce roket demir kubbeyi kevgire çevirdi. Yüzlerce roket hedefini buldu. Bir anda işgalci tarafında ölü sayısı yüzlerle ifade edilir oldu. Mavi Marmara gemisine saldırıyı düzenleyen komutanlardan Yarbay Eli Ginsburg dâhil olmak üzere pek çok üst düzey asker ya öldürüldü ya da esir olarak alındı.
Bireysel eylemlerin bile kat be
kat fazlasıyla karşılık bulduğu Filistin’de Aksa Fırtınası harekâtına katılan
tüm direnişçiler başlarına ne geleceğini öngörebiliyordu. İstihbarat sistemi
boşa düşen, karakolları ve kontrol noktaları hatta bir tane de gizli askeri
üssü Filistinliler tarafından basılan işgalci İsrail, kendini toparlar
toparlamaz Gazze’yi vurmaya başladı. Direnişle yüzleşmeye hazır olmayan
işgalci, hıncını sivillerden çıkardı. Daha ilk günden cami, okul, hastane
demeden sayısız hedef vuruldu. Eş zamanlı olarak sosyal medya üzerinden
dezenformasyon çalışmasına başlayan işgalci, hızla sonuç aldı. Bebeklerin
kafasının kesilmesinden tecavüzlere kadar onlarca yalan haber dolaşıma sokuldu.
Filistin cephesi iddiaların gerçekliğini anlatana kadar, işgalcinin yalanları
dünya turu atmış oluyordu. Her şeyin komplo olduğu, aslında Mossad’ın ve
İsrail’in boşa düşmediği, bile isteye Hamas’a göz yumulduğu haberleri
paylaşılarak işgalcinin imajı düzeltilmeye ve Filistin direnişinde kırılmalar
oluşturulmaya çalışıldı. Bu yalanlar, Türkiye dâhil pek çok ülkede konuşlu
bulunan Siyonist lobiler ve parayla tutulmuş yapılar tarafından geniş kitlelere
ulaştırıldı.
Amerika Birleşik Devletleri,
Almanya, İngiltere ve Fransa tarafından alenen desteklenen, işlediği
cinayetlere rağmen kendisine adeta “açık çek” verilen İsrail, dozunu da
azgınlığını da artırdı. 17 Ekim günü Gazze’de El Ehli hastanesi, içinde yoğun
yaralı barındırmasına, bahçesinden binlerce sivili misafir etmesine rağmen
işgalci İsrail tarafından bombalandı. Bir tonluk bombalar kullanan işgalci,
binden fazla kardeşimizi şehit etti. Olabildiğince sivil zayiatı artırmaya,
kalan Gazzelilere de korku ve dehşet saçarak onları şehirlerini terk etmeye
zorlayan İsrail’e Batı ülkeleri seslerini çıkarmazken küresel çapta milyonlarca
yaşanan barbarlığı telin etti.
Bu yazının yazıldığı saatlerde
Filistin’de resmî rakamlara göre şehit sayısı 4137’ye yükseldi. Pek çok kayıp
var. Enkazlarda bulunamayan, buharlaşan çocuk cenazeleri var. Gazze’de büyük
bir yıkım söz konusu. Şehirde elektrik, su yok. Tıbbi malzeme yetersizliği had
safhada ve hastaneler çökme noktasına gelmiş durumda. Filistin direnişin öncü
simalarından da şehitler mevcut. Şehrin alt ve üst yapısı, camileri, okulları,
hastaneleri hedef alındığı için halkın sığınacağı yer kalmadı. Kara harekâtı
haberlerinin gelmesiyle beraber, çatışmaların ve kayıpların da artacağını
söylemek abartı sayılmaz.
Aksâ Fırtınası hücumu, hurucuyla
birlikte işgalci İsrail, dünyada edindiği yenilmezlik imajını yitirdi. Şu ana
kadar kayıp sayısı 1500’ü aşmış durumda olan İsrail’in Gazze topraklarında
içlerinde askerlerin de olduğu yüzlerce vatandaşı bir koz olarak rehin durumda.
İsrail’in aylardır yaşadığı iç çatışmalara ek olarak hem ölenlerin hem de
esirlerin aileleri, işgal yönetimi üzerinde büyük baskı uyguluyor. Belli başlı
birkaç devlet dışında işgalci İsrail’i destekleyen ülke sayısı hızla azalıyor.
İşgalcinin şımarıklığı ve gaddarlığı pek çok devlet adamını çileden çıkarmış
durumda. Yeryüzünün hemen her köşesinde Müslümanlar, Hıristiyanlar ve hatta
Yahudiler tarafından kitlesel eylemlerle protesto gösterileri yapılıyor. En
güvenilir şehirlerinin her köşesine roketler düşen işgalci kesinlikle artık
güvende değil. Önce Sdreot şimdi de 200 bin nüfuslu Askalan şehri boşaltılıyor.
Lübnan sınırındaki köyleri de boşaltan işgalcilerin bir zamanlar güle oynaya
yerleştirdiği “yerleşimcilerin” geri döneceğini kimse öngörmüyor. Yeryüzünde hemen
her şehirde Filistin’in yaşadığı sıkıntılar ve İsrail’in zalimliği konuşuluyor.
Sorunun çözümü “Özgür v Bağımsız Filistin’den geçer.” diyen liderlerin sayısı
her geçen gün artıyor. Hemen her gün zaten kayıp veren Filistinlilerin yaşadığı
trajediyi bilmeyen kalmadı. Üstüne kara harekâtına zorlanan İsrail, istemeye
istemeye Gazze’ye girmek zorunda kalacak. Yüzlerce kilometre uzunluğunda,
karmakarışık ve ölümcül tüneller hazırlayan Filistin direnişi, işgalciyi
güllerle değil acı ve ızdırap dolu ölümlerle karşılayacak.
Ortadoğu kritik bir viraja
giriyor. Ya bağımsız Filistin’i ve kuyruğunu kıstırmış İsrail’i göreceğiz ya da
yok olmuş Gazze’yi ve sınırlarını büyütmüş İsrail’i. Tarihi bir zamanda, tarihi
bir coğrafyada liderlerin ve milyonların alacağı kararlar savaşın seyrini
değiştirecek. Dualarla takip ediyoruz.