Temiz dil, temiz siyaset
Toplum olarak güncel siyasetten uzak kalamıyoruz. Herkes bir şekilde siyasete dâhil oluyor. Siyasetle meşguliyetimiz çok fazlalaştı. İlgimizin ve mesaimizin bu kadar fazla olduğu bir alanda herkes ileri geri konuşunca ortaya bir seviye problemi de çıkmış oluyor. Bilen de bilmeyen de konuşur oldu, konuşmaktan öte herkes siyaset yapar oldu.
Temiz toplum hayalini kurmayan fikir insanı yoktur. Bizler temiz toplum için hayal kurarken, birileri de çıkıp işleri iyice karıştırabiliyor. Daha doğrusu bizim hayalimiz olan temiz toplumda birileri istediği gibi iş çeviremeyeceği için çeşitli oyunlar sürüyorlar sahaya. Burada en etkili silah da dildir. Dil, en etkili iletişim aracı, en hızlı kullanılan silahtır. Tesiri atom bombasından fazladır. Dilin nişan aldığı yer kalptir. Dilin menzili sınırsız, etkisi süresizdir. Diliniz kirli ise anında etkisini gösterir ve nişan aldığı yeri imha eder. Siyasetçinin de en etkili silahının dil olduğunu söylemek sanırım doğru olur. Zira siyasette vaat vardır, vaadi de etkili bir dil ile yaparsınız. Rakiplerinizi yalan, karalama gibi aşağılık yöntemlerle alt edersiniz, yine en etkili yol dildir. Temiz dil, temiz insanların; kirli dil, kirli insanların tercihidir. Temiz siyaseti, dili temiz insanlar yapar.
Türkiye’de toplumu kamplaştıran ve strese sokan siyaset maalesef kirli bir dil ile yapılıyor. Bu dili her yere döndürebilir, her yere eğebilir, her şeyde kullanılabilirseniz o kadar başarılısınız. Kimse de bu doğru mudur, yanlış mıdır; bunun kaynağı nedir, maksadı nedir diye sormaz. Sorarak, araştırarak ve değerlendirerek siyasete dâhil olmak emek ister. Bizler ise pratik bir sonuç bekleriz siyasetten. Bu nedenle Türk siyasetinden siyaset bilimi alanında teorisyen çıkmamıştır. Dünya siyasetine reçete sunan, teori sunan siyasetçimiz yok gibidir. Toplumu, geleceği ve asırları inşâ etmek istiyorsanız vaatleriniz uzun vadeli olmalıdır. Vaatleriniz günlük ise yarınlarınız daima tehlikede olur. Bugünün problemleri, dünün başarısız siyasetçilerinin ürünüdür. Yarın konuşacağımız problemler de bugünün neticesi olacaktır. Yarınları kazanmanın tek yolu temiz siyasetten geçiyor.
Siyasî mecramızın aktörlerinin kullandığı dile baktığımızda herkesi kucaklar. Bu koca bir yalandır! Siyasetçimiz, yalanı o kadar güzel kullanılır ki doğru dese inanmazsınız, şaşkınlık oluşturur. Bugün siyasetimizde “doğru” olmak ciddi anlamda şaşkınlık, inanılamayacak kadar olağanüstülük taşır. Bu sebeple de toplum yalana alışmıştır. Yalan olmasa bile anlık gerçekleşen vaatlere kanmıştır toplum. Yarın, kimsenin umrunda değildir. Bugün, siyaseti anında iş bitirme aracı olarak gören ve uygulayan işporta siyasetçiler türemiştir. Anında alışveriş yapılır. İster alır, verir alır. Yarın ne olacak? Yarını yarınkiler düşünsün, derler. Bizler ise dünkü siyasetçilerin, yarını, yarınkiler düşünsün dediği toplumuz.
Önümüzde yine seçimler var. Siyaset ısınıyor. Ortamlarda dedikodu kaynıyor. Vaatler havada uçuşuyor. Yine en etkili silah dil. Gelin bu dile dikkat edelim. Kirletmeyelim dilimizi. Dil tertemiz kaldıkça toplumda temiz siyaset hâkim olacaktır. Uzun vadeli beklentilerimiz olsun. Bizim sokağın yolu, bizim dükkânın önü, bizim oğlanın tayini, işi… Gelin bunlar yerine bizim memleketin hâlini konuşalım. Sadece sokağımızı değil, şehrimizi düşünelim. Bizim çocuğu işe alın yerine, gençlerimize istihdam oluşturacak yatırımları konuşalım. Beş yıl sonrasını değil, en az elli yıl, yüz yıl sonrasını hesap edelim. Bugün, bizi ağlatıp sızlatan sorunlarımız en az elli yıl öncesinden geliyor.
Temiz dil olmadıkça temiz siyaset ve toplum hayal olacaktır.