Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

26 Nisan 2017

Temel İhtiyaç Manaları

Aslından, esasından ayrılan hangi varlık bin bir çeşit astarı ile mutlu olabilmiştir ki? Hakiki değerini kaybeden hangi şey, ona yüklenen çakma değerlerle kendini bulabilmiş?

Bırakalım mızmızlığı. Ölüm var. Hayır. Hiç olup gitmeyeceğiz. Tam aksi. Ölüm değerli kılıyor yaşamı. Dahası öldükten sonra yeni baştan yaşayacak olmak! Tamam ondan önce, daha şimdi, -çık bak güneş açmış mı?- hayat var. Ama ölüm de var. Batış da var. Başka bir doğuş için...

Şu hayatta varsak; içi boş bir çerçeve değiliz ya. Kalbimizin çehresi yüzümüz. Çekirdeği özümüz işte.

Büyüdük artık. Caddeden karşıya geçerken kimse tutmadığında geçebiliyoruz bak! Daha çoook büyüyeceğiz ve birinin elimizden tutmasını isteyeceğiz yeniden. Kola girmeyi. Sonra bir ara değil karşıya geçmeyi, caddeye çıkmayı dahi beceremeyeceğiz. Bir gün hiç olmadığı kadar eller üstünde geçeceğiz aynı caddeden... Fena olacağız o törende!

Eee...

...

Ne olursa olsun bir doğrusu olmalı insanın. Varlığının temelindeki bu açlığa bir "lokma" uzatmalı, muhakkak bu yoksulluğu varlıklı kılmalı insan.

Yoksa yaşayamaz.

Varlığını ve yaşamını ne ile anlamlandıracak? Ufka hangi yüzle bakacak? Kendini nereye koyacak sonra? Ve koyduğu o yerden mutluluğunu alacaku2026Nasıl?

Temelleri sallanır insanın kendine ait bir doğrusu olmasa. Bir adı olmalı yaşamınınu2026 Sanı olmalıu2026

Hakikat; temel ihtiyaçtır. Açlığa iyi gelen sıcak ekmek kokusuu2026 Kuraklığın acısına değen ince bir yağmur ya dau2026

Temel ihtiyaçlarımızı karşılayana da, karşılamamıza yardımcı olanlara da nasıl teşekkür ederiz bu yüzden. Ekmeğe vesile olana. Doğruya ulaşmamıza dau2026 Yağmur bulutuna dokunana bizim içinu2026

Bütün açlıklar doymak ister çünkü. Ruh da kıvranır hikmetsiz, hakikatsiz kaldığındau2026

...

Kim karşılayacak bu muhtaçlığımızı?

Kime güveneceğiz bu hayati meselede?

...

Önce Yaratana hak veriyor özgür bırakılınca insanu2026 Temel ihtiyacı olan doğruları belirleme hakkının O'na ait olduğu konusunda.

Aptal aptal, anlamıyormuş gibi bakmaya gerek yok öyle. Çok basit bir cevabı var bunun. Nasılsa herkes kabul ediyor: Yarattığı içinu2026 Yaşam ve ölüm, ölümle noktalanıncaya kadar yaşamın sürmesi O'na bağlı olduğu için. Tamam bu kısmına herkes sıcak bakmıyor fakat onu da eklemeli: Ölümden sonra yeni bir yaşam verecek olması da cabasıu2026

...

Değişmez doğrular şu başımızda yükselen göğe benziyor! Dimdik dağlara, ya da... Onlara yaslanıyor insan ve temel doğruların değişmezliğine olan güvenle dilediği yere ve zamana değişerek yaşayıp gidiyor binyıllardıru2026 Hakikat insan içindir. İnsanı sahiplenir. İnsan onu sahiplenmese de.

Hayatının doğrularını kendi dengi bir insanın ya da kendinin belirleyeceğine inanan da var. Bu hakkı kendisi bir yana, başka bir insana veren. Yaratmamış olsa dau2026 Ne hayatın imkanlarına, ne de ölümün imkansızlığına nihai anlamda yetkin olmasa dau2026

Her şey çok açık öte yandan. Hepimiz O'nun toprağını sermişiz altımıza, O'nun yağmurunda ıslanıyoruzu2026 O'nun denizine bakıp dalıyoruz düşüncelereu2026Havası, suyu, ekmeğiyle bu yerleşim alanını bize vermişse, bir hakikati vermemiş, bir onu köşe bucak saklamış olabilir mi?! Doğrusu içine eğilip baktığında bile O'nu görür insanu2026 Tabiatında gezip dolaştığında O'nunla karşılaşır. Aklına yükseldiğinde ve kalbine çömeldiğinde deu2026

Böylesine açıkta saklanabilmesi ne enteresan! Fakat ne büyük zevk. Arayışın heyecanıyla geçmekte bu yüzden hayat. "Buldum!" diye diye keşfetmiş olduğunu sanmanın ölümlü sevinciyle!

Hey hey!..