Dolar (USD)
35.13
Euro (EUR)
36.64
Gram Altın
2976.19
BIST 100
9942.07
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Temel adımlar

31 Mart yerel seçimler sona erdi. Birçok yorumlar dinlediniz; ben seçimlere dair kısa bir analizde bulunduktan sonra, atılması gereken temel adımlar üzerinde durmaya çalışacağım.

Seçimi tüm siyasi partiler kendileri açısından başarı hanesine yazmaktadırlar. Bunu seçimin farklı boyutlarını düşündüğümüzde kısmi olarak doğrulamak ta mümkün. Söz gelimi; Ankara’nın CHP’ye geçmesi ve CHP’nin belediye başkanlığı il sayılarını artırması bir başarıdır. Fakat bunda HDP’nin payı unutulmamalıdır. Öte yandan HDP’nin farklı faktörlere bağlanabilecek bir oy kaybı söz konusudur. İyi Parti’nin ittifakı da CHP’ye yaramış görünmektedir, toplamda aldığı oy oranı da küçümsenemez.

Kim ne derse desin seçimin asıl galibi, yaralar almış olmakla birlikte AK Parti’dir. Parti’nin kendi oyu % 45, Cumhur ittifakı ile % 51 civarındadır. Fakat 17 yıldır iktidarda olan bir partiden bahsediyoruz. Üstelik de son bir yıldır, sürekli seçim süreçleri ve farklı sorunlara rağmen. Buradan anlıyoruz ki, insanlar AK Parti’yi riske etmek istemiyorlar. AK Parti’den kendisini düzeltmesini talep ediyorlar, ancak muhalefet partilerine de o kadar güvenmiyorlar.

Bu durum iktidar partisi olarak Ak Parti’nin sorumluluklarını daha fazla artırıyor. Ben seçim sürecini böyle atlattıktan sonra atılması gereken acil bazı adımlara dikkat çekmek istiyorum. Bunları madde madde yazarak ifadelendirmeye çalışacağım.

1-Toplumda bir kutuplaşma meydana gelmiştir. Bunun için bir suçlu aramanın gereği yoktur. Ak Parti’nin, iktidarını sürdürmek üzere toplumda geniş bir konsensusa dayanması elzemdir. Bunun için kuşatıcı bir dil ve söylem gerekmektedir.

2-Toplum adalet, liyakat vb. temel ilkeler konusunda sorunlar olduğunu düşünmektedir. İnsanlar gibi toplumlar da güvenli bir yarına uyanmak isterler. Hükümetin çok farklı alanlarda bazı gailelerle uğraştığını biliyoruz. Ancak toplumda kuşatıcı söylemle birlikte sürekliliği sağlayan temel ilkelerin hakimiyetinin gerçekleşmesi için çaba sarfedilmelidir.

3-Eğitim uzun vadede Türkiye’nin geleceğini belirleyecektir. Bugün nüveleri oluşturulduğunda, en erken sonuçlarını 20 sene sonra alırsınız. Fakat bunlar çok kalıcı olurlar. Eğitime sıra yazılarla değinmek gerekir. Fakat şu kadarını söyleyelim ki, eğitimin en alt düzeyden başlayarak toplumun üretici kapasitesini artırıcı, hayata hazırlayıcı ve sıkı olması gerekmektedir.

4-Eğitimin zincirlerinden en önemlisini üniversite oluşturmaktadır. Üniversitelerin bilgi üretimini sağlama ve özgür tartışmanın mekanları olması gerekmektedir. Bilgi ve bilimin üretilmediği, özgür tartışmanın olmadığı yerde diğer alanlarda da verimlilik beklenemez. Hükümetin bilgi ve tartışma konusunda üniversitelerin cesaretini artırması gerekmektedir.

5-Acil atılması gereken adımların başında tarımda stratejik planlama ve üretim için teşvikler gelmektedir. Tarım alanlarımızın tespiti, bu alanların yerleşime (iskana) açılmaması, yıllık ihtiyaçlarımızın belirlenmesi ve belli bir planla bunların ekilmesinin, gelecekte Türkiye’nin duruşunu iyileştireceğini düşünüyoruz. Unutulmamalıdır ki, küreselleşme çağında en stratejik ürünler gıda ve sudur.

Elbette yapılması gereken birçok maddeden bahsedilebilir. Ancak şu anki konjonktürde ben en aciliyet arz eden konuların kuşatıcı dil ve söylem, temel yaşam ilkelerinin korunması, eğitim ve tarım olduğunu düşünüyorum. Açıkçası 17 yıllık iktidarına rağmen, bu potansiyelleri sağlama konusunda Ak Parti’nin bir enerji ve sinerji üreteceği kanaatindeyim.

Aynı toplumda yaşadığımızı asla unutmamak gerekir. Bir zarar oluşması durumunda bundan hepimiz etkileneceğiz. Bu bağlamda, bu toplumda yaşan insanların tekrar üretim güçlerini yoğunlaştırması, çalışması ve tüm insanları kuşatıcı olması gerekiyor.