Telefon rehberim silindi ve gördüm ki…
Merhum Reisü!lKurrâ Gönenli Mehmed Efendi’nin talebelerinden rahmetli Necati hoca babam vefakâr bir insandı. Arkadaşlarını arar sorardı.
-----
Evlerde sadece
bazılarında bulunan telefonların olduğu zamanların Türkiye’si. Mektuplar
yazılırdı uzaktakilere ve cevapları gelirdi yazılan her mektubun. Merakla ve
özlemle açılan ve okunan mektuplar. Postacıların ailenin bir ferdi gibi
saygınlıkları olurdu.
Mektuplar yazılırdı bu
ülkede bir zamanlar. Hayaller kurularak ve kalemle.
Kalem ve kâğıt, merhum
Neşet Ertaş’ın dediği gibi “gönülden gönüle uzanan bir yol” gibiydi. Ruhunuz
akardı satırlara, kalemle.
-----
“İletişim kurmak” gibi
mekanik bir kelime yoktu o zamanlar. Hal hatır sormak vardı.
Ve merhem olmak her
türlü derdine; dostun, arkadaşın.
-----
Rahmetli hoca babam
vefakâr bir insandı.
-----
Bazen sadece benimle
bazen de kardeşim Fatih’i de yanımıza alarak, İstanbul’un uzak yakın
semtlerindeki arkadaşlarına ziyaretlerde bulunurdu. Çengelköy’den bazen
dolmuşla, bazen otobüsle Üsküdar merkeze veya Beykoz cihetine Anadolu
yakasındaki arkadaşlarının olduğu yerlere giderdik. Bazen de Çengelköy vapur
iskelesine yanaşan Boğaziçi vapurlarından birine biner, semtin insanlarıyla
sohbet ede ede İstanbul’a püfür püfür boğaz havası alarak giderdik.
-----
Hiçbir menfaat olmadan
gönül işi ziyaretlerdi bunlar.
İnsanlar, o devrin
insanları ne kadar da çok gider gelirdi birbirine.
İnsan insanı arar
bulurdu. Ve yüzüne, gözlerine bakardı insanlar, aydınlatırlardı birbirlerini.
Tıpkı güneşin ziyası görünmediğinde ayçiçeklerinin yaptığı gibi, birbirlerine
ışık, enerji olurlardı, güneş olurlardı.
Güneşin olmadığı
zamanlar ifadesi muğlak gelebilir size.
Hani bir söz var ya, “
sizinle güneşli havalarda yürüyenlere değil, yağmurlu, karlı, sisli, puslu
havalarda yürüyenlere itibar edin” diye.
İşte bu manada bir söz
bu.
------
Geçtiğimiz günlerde bir
şekilde telefon rehberim silindi.
Tüm numaralar bir anda
yok oldu.
Önce bir şaşkınlık
oldu, arkasından müthiş bir sessizlik oluştu.
Yalnızlık ve
unutulmuşluk duygusu sardı bir anda ruhumu.
Ve beklemeye başladım.
O kadar çoktu ki
rehberimde numaralar.
Onlar sadece birer
numara mıydı, yoksa içlerinde “insanlar” var mıydı?
-----
Sizce ne olmuş
olabilir?