Dolar (USD)
35.30
Euro (EUR)
36.67
Gram Altın
2990.07
BIST 100
10085.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

​Teknolojinin miladı: Yapay zekâ

Sevgili okurlar,

Teknoloji ve medya dünyasındaki hem yenilikleri hem de zaman zaman nostaljik karşılaştırmaları sizlerle paylaşacağım bu köşede, ilk yazımı kaleme alıyor olmaktan mutluluk duyuyorum. Yapay zekânın kilometre taşları diyebileceğimiz 2016-2017 yıllarındaki dönüm noktalarına geçmeden önce, bu alandaki çalışmaların tarihsel kökenine de kısa bir yolculuk yapalım.

Turing ve yapay zekânın ilk adımları

Yapay zekâ kavramı, ünlü İngiliz matematikçi Alan Turing'in öncülüğünde şekillenmeye başladı. Turing, 1950 yılında yayımladığı "Hesaplama Makineleri ve Zekâ" adlı makalesinde, makinelerin düşünebilme yeteneğini sorgulayarak bu alanın temel taşlarını oluşturdu. Turing Testi olarak bilinen yaklaşımı, bir makinenin insan gibi düşünebildiğini değerlendirmek için halâ önemli bir ölçüt olarak kabul ediliyor.

Bizim coğrafyamızda ise matematik dünyasında önemli bir iz bırakan Cahit Arf'ın çalışmaları, yapay zekânın teorik temellerine dolaylı katkılar sunmuştur. Arf'in soyut matematikteki derin araştırmaları ve özellikle "Arf Teorisi" gibi çalışmaları, modern algoritmalara ilham veren yaklaşımlar arasında yer alır. Matematiksel düşüncenin gücünü ileriye taşıyan bu tür çalışmalar, yapay zekânın teorik altyapısında ülkemiz adına önemli bir yere sahiptir. Elbette ilerleyen günlerde Cahit Arf’a ayrı bir yer ayıracağız.

1956 yılında düzenlenen Dartmouth Konferansı ise yapay zekâ araştırmalarını akademik bir disiplin olarak resmileştirdi. Bu konferansta, "düşünebilen makineler" geliştirme hedefi, bilim insanları tarafından sistematik bir şekilde ele alınmaya başlandı. Sonraki yıllarda yapılan çalışmalar, bu hedefe doğru pek çok teorik ve pratik katkıyı beraberinde getirdi. Bu konferansın öne çıkan ismi ise John McCarthy olmuştu.

MilestoneAI: 2016-2017

2016 yılında Google DeepMind tarafından geliştirilen AlphaGo, Çin dama oyunu olarak bilinen Go'da profesyonel oyuncuları yenerek dünya çapında bir çığır açmıştı. Ancak 2017 yılında tanıtılan AlphaGo Zero, şimdiye kadar görülmemiş bir yeteneğe sahipti. Tamamen kendi kendine öğrenerek önceki sürümleri de dâhil olmak üzere tüm rakiplerini geride bıraktı. AlphaGo Zero, insan bilgi birikimine dayalı veri kullanmaksızın sıfırdan başlayarak kısa sürede dünya tarihinin en güçlü Go oyuncusu haline geldi. Bu başarı, yapay zekanın yalnızca spesifik bir görevde uzmanlaştırılmasının ötesine geçebileceğini gösteren önemli bir adımdı.

2017 yılında Google Araştırma ekibi tarafından yayımlanan çığır açıcı bir makale olan "Attention Is All You Need", yapay zekâ çalışmalarında tamamen yeni bir paradigmanın kapısını araladı. Bu makale, dil modeli oluşturmadaki geleneksel yaklaşımları bir kenara bırakarak, Transformer mimarisini ortaya koydu. Transformer mimarisi, özellikle dil anlama ve üretme alanlarında olağanüstü performans sunan bir yaklaşımdır. "Attention" mekanizmasına dayalı olarak geliştirilen bu mimari, dinamik bağlantıları ile metin içerisindeki önemli bileşenleri tespit ederek daha etkili bir öğrenme sağlıyor.

Transformer, daha sonraları OpenAI firması tarafından geliştirilen ChatGPT (Generative Pre-trained Transformer) serisinin temelini oluşturdu. Bu serinin en çarpıcı ürünlerinden biri olan ChatGPT, yazı yazma, sorulara yanıt verme ve yaratıcı içerik oluşturma gibi yetenekleriyle hem bireylerin hem de şirketlerin günlük yaşamında yer buldu.

Toplumsal Etkiler Öne Çıktı

Yapay zekâdaki bu atılımlar sadece teknoloji dünyasını değil, toplumu da köklü bir şekilde etkiledi. Derin öğrenme ve yapay zekâ uygulamaları, sağlıktan eğitime, finans sektöründen lojistiğe kadar pek çok alanda çözüm yolları sunarak toplumsal yaşamı yeniden şekillendirdi. Ancak bu gelişmeler, etik sorunları da beraberinde getirdi. "Yapay zekâ taraflılığı" ve "otomasyon nedeniyle iş kaybı" gibi sorunlar, bu dönemde tartışılmaya başlanan konular arasındaydı.

Geleceğe Açılan Kapı

Yapay zekâ teknolojisinde dönüm noktası olan 2016-2017 yıllarında yaşanan gelişmeler, günümüzdeki gelişmelere bakıldığında en önemli dönüm noktalarından biri olduğu da görülüyor. AlphaGo Zero ve Transformer gibi yenilikler, yapay zekanın sadece bir araç olmaktan çıkıp yaratıcı bir güce dönüşmesini sağladı. Bu milat, gelecekte karşılaşacağımız daha büyük yeniliklerin habercisi niteliğindedir.

Yapay zekânın miladı olarak nitelendirebileceğimiz bu dönem, bize şu soruyu soruyor: Bu teknolojiyi nasıl kullanacağız ve geleceği hangi yönde şekillendireceğiz?