Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Eylül 2024

Teknoloji ve güvenlik

Ulusal Güvenlik kavramının yeni bir çocuğu daha oldu. Teknoloji Güvenliği…

Geçmişte can ve mal güvenliği, sınır güvenliği, yol güvenliği gibi kavramlar ile sınırlı olan güvenlik anlayışımıza son yıllarda Gıda güvenliği eklenmişti. Şimdi akla hayale gelmeyen alanlarda yeni güvenlik kavramları hayatımıza girmeye başladı. Manipülasyon ve dezenformasyon içerikli bilgi güvenliği ve haber güvenliği de bunlardan birisi. Yine buna benzer bir kavram olan algı operasyonları karşısında şuur veya bilinç güvenliği de artık konuşulmalı bence.

Elbette yazımızın konusu teknoloji güvenliği… çağ teknoloji çağı ve hepimiz artık neredeyse teknolojinin esiri olduk. telefonsuz, internetsiz, bilgisayarsız bir hayat düşünemez olduk. buna sosyal medya ve TV’leri de eklediğimizde aslında nasıl bir sanal kuşatmaya maruz kaldığımızı anlayabiliriz.

Son günlerde dünyanın en azılı ve en acımasız terör örgütü olan İsrail terör örgütünün icra ettiği teknolojik saldırılar şeytanı bile hayrete düşürdü. Çağrı cihazı kullanan Hizbullah mensubu 4 bin asker bir çağrı ile suikasta uğradı. Bir anda bir çağrı ile 4 bin patlama yaşandı. Ölen ve yaralananlar var. Cep telefonlarının kullanımının artık güvenli olmaktan çıkması ile kendilerince çözüm arayan Hizbullah yetkilileri çözümü çağrı cihazı ve telsizler aracılığı ile haberleşmede bulmuştu. Ancak bu cihazların siparişi ile birlikte harekete geçen İsrail terör örgütü mensubu şebekeler cihazların üretimi esnasında cihazlara 3 gramlık patlayıcılar yerleştirerek her cihazı bir bomba haline getirdi.

Telsizlerde de benzer uygulamalar söz konusu. Zira bu olayın ertesi günü bu defa telsizlerde patlatıldı.

Gelinen süreçte uzaktan kumanda edilebilen her teknolojik cihaz, sahibi için tehlikeli hale geldi. Bu bir paranoya değil bir vakıa artık. Siz kendi teknolojinizi kendiniz üretmiyorsanız, kendi yerli yazılımınızı kullanamıyorsanız tehlikedesiniz demektir.

Cep telefonlarının ilk kez çıktığı günlerde ASELSAN da 1997 yılında bir telefon çıkarmıştı. İlk yerli cep telefonumuzun adı da ASELSAN 1919 idi. Hatta bu telefon o günlerde diğer telefon markalarında olmayan birçok özelliğe de sahipti. Mesela diğer telefonlarda titreşim özelliği yoktu. Bizimkinde vardı. diğerleri hantal iken o diğerlerinden daha hafifti. Telefon dinlemelerini engelleyen özel bir teknolojiye sahipti. Telefon üretime geçti daha yurt dışına da ihraç edildi ama üretimi durduruldu. Zira telefon dağıtım şirketleri ASELSAN yerine Nokia telefonları pazarladılar. Yani bizimki destek göremedi. Niye mi? Ev danasından öküz olmaz da ondan. Sadece ondan mı? Elbette değil… Zira engellendi. Çünkü bize ne demişlerdi? “Siz yapamazsınız, size pahalıya gelir biz daha ucuza veririz.”

Bu zihniyet değil miydi uçak fabrikalarımızı kapattıran, yerli otomobillerimizin benzin depolarını doldurmadan görücüye çıkarttıran… İHA’ları yaptırmayan…

Şimdi artık bir silkinme dönemi yaşıyoruz. Mühendislerimiz harika işler çıkarıyor. Allah’a şükür artık garip intihar vakaları da duymuyoruz.

Bugün artık daha fazlasını yapmak zorunda olduğumuzu bir kez daha anlıyoruz. Zira savaşlar meydanlarda yapılmıyor artık. Kılıç kalkanı geçtik topla tüfekle yapılan savaşlar da neredeyse tedavülden kalkacak.

Savaşın da bir kuralı, ahlakı, etiği vardı. Savaş meydanı, er meydanıydı. Ancak artık savaş meydanları kahpeliğin zirve yaptığı yerler haline geldi. Savunmasız sivil halk, çoluk, çocuk, yaşlı, kadın demeden öldürülüyor. Hastaneler, okullar, ibadethaneler, çadır kentler bile bombalanıyor.

Kendisini insan öldürmeye programlandırmış İsrail terör örgütü şeytanın bile aklına gelmeyecek metotları uyguluyor. Arkasında Amerika ve İngilizler ve diğer yardakçıları var. Yıllarca medeni diye bizlere yutturulan Avrupa yani Batı dünyası var. Gerçi İsrail küçük bir Amerika iken Amerika da büyük İsrail konumunda. İngilizler mi? Onlar da dünyadaki her kötülüğün anası durumunda… Dünyayı alttan alta karıştıran ama ortada gözükmeyen sinsi bir şeytan…

Bugün Gazze başta olmak üzere dünyanın neresinde bir zulüm, bir katliam varsa altında bu üçlüyü bulabilirsiniz.

İsrail teknolojik aletlerin içine sızarken yine en büyük destekçisi ABD… Yani İsrail’in fitilini ateşlediği her kurşunun imalatı ABD’ye ait. Bugün Gazze’de öldürülen her insanın vebali bu üçlünün üzerindedir.

Bizdeki Batı hayranları, kripto Siyonistler iftihar duyuyordur bu katliamlardan ve son saldırılardan. Bizler ise lanetliyoruz. Ancak biz daha çok çalışmalıyız. Cebimizde gönüllü taşıdığımız bombaların, casusların şerrinden emin olmak istiyorsak toplu iğneden başlayıp akla gelen her ne teknolojik ihtiyaç varsa hepsini yerli imkanlarla üretmeli ve onlara can veren yazılımları da yerli yazılımlarla donatmak zorundayız.

Buna mecburuz ve buna mahkumuz…