Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
01 May 2023

​Teknofest

Yüzyılın seçimi olarak da nitelenen 14 Mayıs öncesinde taraflar ekonomi, sosyal devlet, sosyoloji, mezhepsel ve etnik yapı, ideolojilerin yanında teknolojiler üzerinden de propaganda yarışına girdiler.

İstanbul’da Teknofest’in başladığı gün Millet ittifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Eren Özmen ve Fatih Özmen’in ABD’de kurulu Sierra Nevada Corporation (SNC) şirketine teslim edecekleri eski Atatürk Havalimanı arazisini havacılık ve uzay çalışmalarının merkezi haline getireceklerini açıkladı.

Çift şirketlerini ilk önce Alman Jet ‘Deutche Aircraft’ ismiyle kurmuşlar. Türkiye’de ise 2015 yılında yani 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde TR 328 yolcu uçağı üretmek için Savunma Sanayii Başkanlığı bir anlaşma imzalanıyor. Türkiye uçağın yerlilik oranının % 70 olmasında ısrarcı olunca proje rafa kalkmış. Tıpkı Altay tankı projesinde prototipin hazırlanmasından sonra kazık fiyata razı olunmayınca Almanların vermeyi taahhüt ettikleri tank motorunu uluslararası ticaret hukukunu ayaklar altına alarak vermedikleri gibi montaj sanayiini kabul etmiyorsan biz de uçak muçak yapmayız demişler. Şirketin CİA ile Suriye ve Libya’da operasyonlar yürütmesi bir yana Türkiye pazarına yeniden girmek için Muhalefete açık desteği ve Bayraktar grubunun fonksiyonlarını icra edecek alternatif olarak gösterilmesi tartışmaları ilginç boyutlara taşıdı.

Haftalık yazımıza done toplamak Teknofest’in havasını koklamak için Cumartesi sabahı erkenden yola çıktım. Metrobüs ile Şirinevlere kadar geldik. 30-40 bin kişinin seyrettiği maçlar öncesi ve sonrasında ulaşımda düzenleme yapan Büyükşehir’in hiçbir hazırlığının olmadığını gördük. En azından alana ring seferler düzenleneceğini düşünmüştük. Biz de el mahkum, Atatürk Havalimanı metrosunu tercih ettik. Yani İktidarla muhalefet arasında gizli çekişme ulaşımda başlamış. İmamoğlu’nun engellemelerine rağmen insanlar akın akın teknofeste koşuyorlar. Zoraki metroya binebildik. 3 yaşından 70 yaşına kadar milyonlarca İstanbullu şen şakrak teknofest alanına koşuyor. Anne-babalarının ellerinden tutarak teknolojiye dokunmak isteyen çocukların Türkiye’yi aydınlık yarınlara taşımadaki azimleri ışıl ışıl parlayan gözlerinden okunuyor.

Alana geldiğimizde akredite sorunuyla karşılaşıyoruz. Kuyruğa girip basın akreditasyon masasına varıp, basın kartımızı, kurum kimlik kartımızı çıkartıyoruz, kendimizi tanıtıp organizasyonu takip etmek istediğimizi iletiyoruz. Daha önce akredite olmadığınız için gazeteci olarak içeri alınmayacağımızı, ancak normal ziyaretçi olarak programı izleyebileceğimizi söylüyorlar. Anlaşılan ağarmış saç ve sakaldan bize gazeteciliği yakıştıramıyorlar. Fotoğraf çekmeyecekseniz makinanız yoksa, kart veremiyoruz söylemi kan donduruyor. Gazeteciliği fikir işçiliği yerine memurluk gibi düşünen, olmasanız daha iyi olur, biz sizin idarecileriniz ile muhatap oluruz mantığı ile yaklaşan veya verecekleri bir basın kitini aldıkları ihaleden pay kaptırmak gibi gören, basın bilgilendirme görevi yerine gazetecileri alana sokmama görevi yapan bu tipler AK partinin başına daha çok bela olur. Teknolojinin insanın her adımını takip ettiği, gözünden kimliğini tanıdığı bir çağda, keşke insani iletişim özürlüsü, nato kafa nato mermer bu tipler yerine yapay zekalı bir robot koysalardı da onunla muhatap olsaydık diye geçirdik içimizden. Tüm ısrarlarımıza rağmen hayatında yarım sayfa bile kompozisyon yazmadığı belli olan, haber nedir, köşe yazısı nasıl yazılır, haber ve yazıda detay bilgi ne işe yarar, kamuoyu kimler tarafından nasıl oluşturulur umursamayan, insani iletişim ve nezaketten yoksun, Anayasal bir hak olan gazeteciliği keyfi akreditasyona feda eden bu tüccar kafalılar, “AK Parti yapıyor ama yaptıklarını kamuoyuna anlatamıyor” söyleminin muhatabı olmaları gerekir. 2019 Belediye seçimlerinde canlı yayın hokkabazlığı ile Binali Yıldırım’ı Ekrem İmamoğlu’na yem edenlerin gazeteci diye dolaştığı bir ortamda basın kartının haysiyetini üç tane memurun kaprisine feda edenlere yazıklar olsun. Bir dostumuzun AA ve TRT çalışanları arasında sandık konulsa AK Parti üçüncü veya dördüncü parti çıkar söylemini hatırlatarak, kraldan çok kralcılara, inandığı için değil profesyonel (para için) iş yapıyormuş gibi yapanların verebilecekleri zararları, dün baş tacı edilen, Karar’dan reise salvolar yapan kararsızları hatırlatıyoruz.

Gelelim içeriye; ziyaretçi olarak alana girdik. Tarımdan, tıbbi teknolojiye, iletişimden, füze teknolojisine, kara, deniz, hava araçlarından uzayda Türkiye’nin geldiği inovasyon seviyeyi göstermesi bakamından önemli bir organizasyon. On yaşındaki bir çocuğun Altay tankı önünde ‘anne ben ilk defa tank görüyorum’ heyecanı, TB3 ölündeki izdiham, üniversitelerinden, belediyelerine, Aselsan’ından, TEİ’sine, uzay araçlarından, helikopter, uçak, tank motorlarına, füzelerden, makineli tüfeklere, stand stand gezilmesi gereken bir etkinlik. Libya Başbakanı Dibeybe’nin Akkuyu’nun açılarak Türkiye’nin nükleer lige yükselmesindeki sevincinin ifadesi, Aliyev ve Erdoğan’ın TOGG ile alana girişi Türk dünyasının geleceğini hazırlamada omuz omuza çalışacakları mesajları umut oluyor.

Organizasyonda tuvaletler yetersiz, bir cadır mescit yapılmış ancak abdest alma yeri sıkıntılı, tam abdest alırken sular kesildi, tek ayağı yıkadık ikinci ayağı yan musluktan damlayan sularla mesh edebildik. Bizden sonrakiler ne yaptı Allah bilir. Çıkışta yine ulaşım problemi, mavi otobüs koymuşlar fuar alanında ring yapıyor. E-5’e inen Sarı otobüsün olduğunu söylüyorlar ama yarım saat beklememize rağmen gelmedi. Metro’daki izdiham yüzünden yolcular uzun süre alınmadı. Dışarda bekletildi. Tıka basa da olsa metroya kendimizi atarak Teknofest ziyaretimizi bitirdik.

Vesselam…..