Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
09 May 2017

Tekkesini arayan müritler

Toplumdaki gerilim azalmadı. Seçimler, terör, tartışmalar, ekonomi, işsizlik, sınavlar ardı ardına gelen yoğunluk devam ediyor. İnsanlarımız hem bireyci hem de toplumsal talepler peşinde koşuyor. Sivil oluşumlar güç devşirmenin ve iktidardan rol çalmanı uğraşında. Herkes, bir diğer sivil yapının alanını daraltma ve ayağına çelme atmanın hesabını yapıyor. Sivil savaşlar dönemindeyiz. Sivil ve sinir savaşları dönemi. Sürekli moralinizi bozacak bir şeyler çıkıyor önünüze.

Toplumun sosyal yaralarını sağaltacak, stresini azaltacak; mutluluklarını çoğaltacak, etkisini artıracak bir yol var mıdır? Bu yolun rehberi, yoldaşı nasıl bulunur? Sayın Cumhurbaşkanı'mız bir soru üzerine, partiyi kastederek, tekkeye mürit aramıyoruz, dedi. Bu sözü herkes kendince tevil etti. Sözün tevilinden ziyade toplumun bir tekkeye olan ihtiyacını kimse konuşmadı. Şimdi tekkeler kaldırıldı deyip, bir ideolojinin aleyhtarlığı üzerinden anlamayın bu sözümü. Bu toplum başsız yapamaz! Tekkeler amacından sapmıştı, işlevini yitirmişti diyebilirsiniz. Bu doğrudur da.

Anadolu'nun Müslümanlaşmasını ve Türk yurdu olmasını sağlayan en büyük güç şüphesiz erenlerin tekkeleridir. Tek başına yiğitlik olamaz. Alp ile eren birleşince "alperenlik" çıktı ortaya. Bunu sağlayan Yesevu00ee tekkeleridir. Sonrasında Bektaşi tekkeleri gelir. Alp, Türk toplumunda bir tip olarak ortaya çıkar. İslamu00ee dönem destanlarımızın en güçlü tipidir. Destan döneminde Tanrı'dan "kut" alan alp, İslamu00ee dönemde Allah'ın yardım ile bir veli olarak misyonunu sürdürmeye devam eder. Günümüz toplumunda alp tipinin yerini dolduracak yeni tipler çıkaramadık. Belki bu yüzden tekkeye gidecekken partinin kapısını çalıyor insanlar. Sosyal anlamda sığınma, bir güce dayanma ihtiyacı yani aidiyet duygusunun ihtiyaçlar hiyerarşisindeki yeri gittikçe yükseliyor.

Evet, partiler tekke değildir; üyeleri de mürit olamaz. Parti başkanlarını da şeyh gibi düşünemeyiz. Mürit; bir tarikat şeyhine bağlanarak ondan tasavvufun yollarını öğrenen, onun doğrultusunda ilerleyen kimse (TDK Türkçe Sözlük). Modern toplum "lider" diye bir kavram üretti. En büyük sivil oluşumlar partilerdir. Partiler, dinu00ee öğretilerin yapıldığı yerler değildir. Hepsi istisnasız seküler yapılardır. Liderlerinin ideolojileri doğrultusunda sosyal ve ahlaku00ee yönden hayatımızı etkileyecek kararları hükümetleri aracılığıyla alabilirler. Ancak toplumsal değişimler kolay kolay olmaz. Bu değişimler içten başlar ve zamanla olgunlaşır.

Partiler iktidar olmak için yarışır. İktidar olunca da öncelik üyelerinindir. Son zamanlardaki tartışmaların özü aslında önceliğimizi kaybettik, demektir. Daha önce de dediğimizi teyit etmiş aslında Sayın Cumhurbaşkanı'mız. "Biz tekkeye mürit aramıyoruz ki. Siyasi parti için esas olan dürüst, ilkeli, vatanını, milletini seven, parti ilkelerine uyacak insan aramaktır." diyerek kendi konumunu da belirlemiştir aynı zamanda. Parti içinde güçlü konum elde etmek için Cumhurbaşkanı ile aynı türden okuldan mezun olmak yerine, ilkeli olmak ve işini düzgün yapmak ile övünmeli bir insan. Ben de şeyh değilim diyor, bir başka açıdan. Ne denilmişti referandumda, "Erdoğan için değil, her doğan için evet" O zaman bir fikri, lideriyle değil, liderleri fikirleriyle yaşatmaktır esas olan. Okumak, bir rahlenin önüne diz kırmak gerek. Sosyal medya hesaplarından lidere ait bir fotoğraf, bir slogan ile dava adamı olunmaz! Bir de merkeze siyaseti değil, insanlığı almak lazım. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın gençliğinde uğraştığı kültür-sanat işlerini şimdiki gençler görmüyor. Siyasetle uğraşmak ile siyasu00eeleşmek de ayrıdır. Herkes maşallah, lider, üstat (!) olmuş durumda.

Peki, toplum nereye gidiyor? Siyaset, hayatımızı istila etmiş durumda. Siyasetin ve politikanın cenderesinde kamplaşarak ortak duygu ve millu00ee ruh oluşturmak zor. Bu toplumun sosyal genlerinde Yunus Emre ve Mevlana var. Yunus, tekkeye giderken odunun bile en düzgününü ve güzelini götürüyordu. Peki, günümüzde en güçlü sivil oluşum olan parti mensupları, yöneticileri partinin kapısından girerken Yunusça düşünüyor mu? Kalbinde hangi niyeti taşıyor? İktidarla büyüyenler hep dikkat çeker. Oysa güçle büyümek yerine, güçlenerek büyümek esastır ve kalıcıdır.

Toplum sığınmaya, huzur bulmaya, dertleşmeye, ders almaya yer arıyor aslında. Herkes bir yerin müridi olmaya aday. Kimisi bir partinin, kimisi bir vakıf veya derneğin kapısında bekliyor. Bu toplum bireyci değildir. Cemiyet, cemaat kültürü yaygındır. Son zamanlarda bu alanlarda ciddi boşluklar oluşmuştur. Herkes güvenilir tekke aramakta. Müritleri tekkesiz, başsız bırakmamak da devletin stratejisi olmalıdır. Yoksa durum vahim!