Tek yol: Yüksek teknoloji
Bazılarına göre, doların artık muhteşem bir veda ile emekliliğe ayrılma vakti geldi.
Bu devasa bombanın kontrol altında imhasının tek yolu var:
ABD'nin bölünmesi...
O coğrafyada en az iki büyük gücün daha var olması, tüm
insanlık tarihinin seyrini olumlu yönde değiştirecek bir hamle olarak
pazarlanıyor.
Bu "bazıları" dediklerim ABD'nin en iyi
üniversiteleri ile ortak projelerde çalışan, özel sektörde yöneticilik yapan
akademisyenler.
Çok sıradışı bir dünya tasarlıyorlar!
Böyle bir zaman koridorunda Türkiye'nin etrafını hızla
sarmaya başlayan risklerden kurtuluşu orta-yüksek ve yüksek teknoloji
üretiminde. 2030'a kadar dünyanın yepyeni bir çehre alması için kıyasıya
yarışan küresel güç odaklarının tasarladığı yeni dünyada bu alanda üretim
yapamayan ülkeleri karanlık bir gelecek bekliyor.
İhracat rakamlarımız için her geçen gün rekor açıklamaları
yapılsa da ithalat rakamlarımız kritik basamakları birer birer tırmanmaya devam
ediyor. İki ana kalem sebebiyle ciddi açık veriyoruz. Enerji ve teknoloji
ürünleri.
Enerji konusundaki açığı kapatmanın tek yolu teknoloji
ürünlerinde öne çıkmak. Ancak böyle bir dengeleme ile açık sorunlarımızdan
kurtulabiliriz. Fakat ne yazık ki bu alanda varlık bile gösteremiyoruz. İhracatımızın
içinde orta-yüksek ve yüksek teknoloji ürünleri yok denecek kadar az.
Bu alanda faaliyet göstermeden dünya ekonomileri içindeki
payımız yarım asırdır olduğu gibi %1 bandını geçemeyecek. Pastadaki bu payla
Türkiye’nin bölgesel güç olması imkansız. Tarihsel ve kültürel gücünü maddi
güce dönüştürme hususunda bölgesindeki her ülkeden fazla potansiyeli olan
Türkiye’nin ekonomik anlamda bu kritik barajı aşması ve potansiyelini bir
çarpan olarak kullanması gerekiyor.
Vaziyet buyken barajı aşmak için başkahraman olarak eğitim
sahneye çıkmalı. Orta ve yüksek öğretimde çok ciddi reformlara ihtiyacımız var.
Okullarımız çağın ihtiyaçlarının çok ama çok gerisinde kaldı. Uzun zamandır
prestijli kurumlarca hazırlanan dünya üniversiteleri sıralamalarında ilk 500'de
bile yer bulamıyoruz. Böyle feci bir durumda olan eğitimden düzeyinden
orta-yüksek ve yüksek teknoloji ürünü üretecek gençlerin yetişmesi mümkün
değil.
Birilerinin Mars'a termonükleer bomba atıp su üretmek
marifetiyle hayat başlatmaya çalıştığı bir dünyada orta-yüksek teknoloji bile
üretemeden bu alanda tam anlamıyla net ithalatçı hale gelen ülkemizin güçlü bir
şekilde oyunda ayakta kalması çok zor.
Her şeyi bir kenara bırakıp eğitime odaklanmamız lazım.
Tarihin akış seyrini değiştiği, teknoloji merkezli bambaşka
bir dünyaya doğru ilerlerken Sanayi Devrimi'nde Osmanlı'nın yaptığı hatayı
tekrar etmemek adına uyanık olmamız lazım.
Bu ülkenin ekonomisini çağa uygun şekilde teknolojiyi
merkeze alacak bir konseptte dönüştürecek mühendislere, tıpçılara, finansçılara
ihtiyacımız var.
Zaman çok hızlı akıyor...