Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
22 Haziran 2022

Tefrikalar

Türkiye gazetesinde uzun yıllar birlikte çalışma talihine eriştiğim kıymetli gazeteci Nuh Albayrak’ın Devleti Yıkan Tefrikalar isimli eserini okudum. Öncüsü olan İçten Dıştan Entrikalar adlı kitabı da okumuş ve bu sütunda tanıtmıştım. Şimdi sırada iki eser daha var: Darbeden Beter Vesayetler ve İşgale Benzer Hıyanetler. Yakın tarihimize belgelere dayalı, gerçekçi ve cesur bir bakış getiren bu dört dörtlük kitap serisi, KTB Yayınları’ndan okuyucuya ulaşıyor.

Önsözde yazar, “Dört kitaplık tarih yolculuğumuzun bu etabında kurnaz Haçlı taktik ve tahrikleriyle başlatılan fitne ve tefrikalar neticesinde, altı asırlık Osmanlı çınarının nasıl yıkıldığını inceleyeceğiz.” diyor. ‘Meşrutiyet aşkı’na dikkat çektikten sonra “Meşrutiyet geldi, Osmanlı kar gibi eridi!” değerlendirmesinde bulunuyor. Vesayet sisteminin yakın tarihine uzanan yazar, baskıcı anlayışın günümüzdeki temsilcilerine de işaret ediyor.

Eser, dört kıta, yedi iklime hükmetmiş Osmanlı Devleti’nin sonunu getiren maceracı “İttihatçılar”la açıktan bir hesaplaşma! Ve sarsıca başlık: “Koca imparatorluk sahipsiz kalmış, İttihatçıların elinde oyuncak olmuştu.” İttihatçıların üç öncü paşasının oynadıkları rol ve kendilerine biçilen görevi yerine nasıl getirdikleri anlatılırken ‘görüntüdeki padişah Mehmed Reşad’ın yetersizliği de temas ediliyor. İkinci Abdülhamid Han’ın devrilmesinden sonra vatanın başına gelenlere topluca bakılan eserde, Haçlıların “Ulu Hakan”ı indirmek için verdikleri canhıraç mücadeleye geniş yer veriliyor. Oynanan oyunlar, kurulan ihanet tuzaklar! Meşrutiyet’le birlikte gelen ‘Mason istilası’ ve bu gayr-ı millî teşekkülün yakın tarihimizdeki etkili ve zehirleyici rolü.

Eserin başlıkları aslında her şeyi anlatıyor. “1. Cihan Harbi’nde İttihatçılar Kimin İçin Savaştı?” sorusunu ortaya atan yazar, bunun izahını da yapıyor. Başta İngilizler olmak üzere emperyalist Batılı devletlerin Osmanlı’yı yıkmak için nasıl sinsice ve haince çalıştığını açık delillerle gözler önüne seriyor. Almanlarla Osmanlıların ittifakını tezgâhlayan Haçlı zihniyetinin emellerini buradan öğreniyoruz. Büyük fotoğrafı gösteren şu satırlar, çok mühim: “Avrupa devletleri zaman zaman kendi aralarında ihtilafa düşseler hatta savaşsalar bile Müslümanlara ve Türklere karşı olan ‘büyük ittifak’ı asla bozmazlar.” Yazar, hakikati gösterip uyarıyor: “Haçlıların bütün fraksiyonları hatta uzak doğudan uzak batıya kadar bütün İslam ve Türk düşmanları, aralarındaki bütün menfaat kavgalarını bir kenara bırakarak Müslümanlara karşı ittifak kuruyorlar.”

İngilizlerin yıkamadığı Osmanlı’nın sonunu İttihatçılar’ın getirdiğini vurgulayan Albayrak, Enver-Talat-Cemal üçlüsünün dış ülkelerle olan bağlantılarına işaret ederken Çanakkale Destanı’nın şifresini ise şu cümle ile seslendiriyor: “Seyit Onbaşı’nın ihlası, düşman gemilerini batırdı.” Ardandan ‘petrol kokusu’ alan İngilizlerin Arapları isyan ettirmek için nasıl olağanüstü çaba harcadıklarını da hatırlatıyor bize. Aynı güruhun Türkleri Müslüman kardeşlerine düşman hâle getirmek içinde büyük çaba harcadıklarını belirtiyor. Can alıcı bir başlık daha: “İngiltere, ‘Kürdistan’ı 1919’da kurmak istemişti.”

Başlıklar muhtevayı mükemmelce aksettiriyor. Onlardan biri: “İngilizlerin kibrini kıran belde: Kut’ül Amare” Ve Vahdeddin Han’ın “taht’a değil ateşe oturduğu”na dikkat çekiliyor. Ateşten yılların yaşandığı zorlu dönem, bozgunlar, mağlubiyetler, tuzaklar ve antlaşmalar. Çatırdayan koca Devlet-i Aliyye ve yeni kurulan Cumhuriyet. Son yüzyılın hikâyesi başlıyor. Mihmandarımız, bizi yakın tarihin hem ana yollarında hem de ara sokaklarında gezdiriyor. Bilmediklerimizi öğreniyor, duymadıklarımızı duyuyoruz. “Türkleri Anadolu’dan söküp atmak için fırsat doğdu.” diyen Curzon’un süfli beklentisini anlıyoruz.

Sayfalar yakın tarih meşheri. Vahiddedin Han ile Mustafa Kemal Paşa arasındaki ilişkiler…Padişahın Millî Mücadele yıllarındaki rolü… ‘Ankara Hareketi’ ve aniden başlayan gelişmeler. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yılları ve mecliste alınan kararlar: Saltanatın kaldırılması vd. Kurulan İstiklal Mahkemeleri. Roman sürükleyiciliğine sahip kitabın sonlarında, Sultan Vahdeddin’in hüzünlü hikâyesini okurken gözlerim nemlendi. Yurt dışına çıkmak zorunda kalan padişahın yaşadığı serencam yürek yakıcı. “Memleket soyguncusu” ve “vatan haini” iftiralarına karşılık çektiği çileler, yaşadığı acılar vicdanları sarsıyor. Yastığının altında parasızlıktan alamadığı ilaç reçeteleri, vefatından sonra borçları dolayısıyla tabutuna gurbette konulan haciz, size derin hüzün yaşatacak. Eserin sonunda Abdülhakim Arvasi Hazretleri’nin hükmü: “Sultanların en değerlisi Abdülhamid ve Vahideddin Han idi.”Büyüklerimize rahmet diliyor, hazin yolculuğa bizi çıkaran Nuh Albayrak’a teşekkür ediyorum