Dolar (USD)
34.28
Euro (EUR)
37.52
Gram Altın
2929.12
BIST 100
8876.22
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Tecrübesinden faydalanalım ama yorulmasınlar artık

Yürümesi zorlaşmış, kulağı az duyan, kalbi, tansiyonu olan öğretmenlerimin yorulmaması gerek...

Sağlığını, ruhunu dinleyeceği günlerde ekmek davasında olmamalı.Yılların verdiği yorgunlukla çalışmak zorunda kalması verimi düşürür. Yeni gelen genç nesil bu hali kabullenemez. Yorgun ruh haline sahip bir öğretmenle bıcır bıcır bir çocuk eğitimden zevk alabilir mi?

Küçücük yürekleri vardır onların,yerinde duramayan, çok hızlı çarpan..

Günün şartlarına ayak uydurmak, çağın nesliyle hemhal olmak mühimdir. Sabrı kalmayan öğretmen o hıza ulaşabilir mi?

Biliyoruz ki eğitim hassas bir iştir.Bir neslin inşasını sağlar öğretmen. Suyun akışını değiştirebilecek önemli bir kesimdir onlar. Vebal boyutunda da sorumlulukları büyüktür. Genç yüreklerin öğrenme, merak iştiyakını çoğaltmak da önemlidir.

Sözün özü; performansın düştüğü, artık çocukların gençlerin seviyesine inilemez duruma gelindiği yaşlar, insanın daha çok kendisini dinlemesi gerektiği zamanlar olmalıdır.

31 yıllık öğretmenlik sürecinde gözlemlerim ki ;heyecanını yitirmeyen öğretmenlerin toplumsal katkısıyla ruhen bambaşka büyüyen nesilleri...

İnsan yaratılmışların en şereflisidir ve az çok yoklayıp kendini, başarabileceklerini bilir...

Sağlık sorunları, yorgunluk, tahammülsüzlük, teknik konularda eksiklikler , farklı eğitim metotları ve teknolojiyi kullanamama gibi etkenler mesleki başarıyı düşürür.

Bunların baş göstermesi demek verimsiz bir eğitim, yetersiz bir neslin oluşumunu gündeme getirecektir. Belki de genç dinamik öğretmenler puanlarının azlığı nedeniyle alandan uzak kalmak durumunda da olacaktır.

Emeklilik sürecini uzatmalarımıza neden olan sıkıntılar ise, maaşın düşmesiyle oluşan geçim davası, bazen evde mahpus olma korkusu,bazen de yaşlanmışlık korkusu.

Bilgisayarı, teknik aletleri açıp kapatamayan, deney, gezi gözlemleri yapamayan bir öğretmen yeni eğitim öğretim modelleriyle eğitim alması gereken, algısı açık çocukları monoton tek düze bir eğitimle tatmin edemez.

Bütün bunları düşünerek emekliliği gelmiş" artık performansım yeterli değil" diyen öğretmenlerime kolaylık sağlanmalı diye düşünüyorum. Onların ihtiyaçlarına cevap vermek demek, gelecek nesle yatırım yapmak demektir.

Onlara farklı istihdam alanları! sağlanabileceği gibi cüzi ücretle (okullarında hafta sonu bitki yetiştiriciliği, ağaç işleri, enstrüman eğtimi, drama vs.uygulamalı çalışmaları) örnek projeler oluşturup tecrübelerinden faydalanılabilir... Çok fazla güç ve çaba harcamadan hem çalışma hayatının içinde olacak öğretmenlerim işe yaramama, atıl duruma düşmüşlük psikolojisinden kendilerini kurtaracaklardır.

Katılan öğrencinin sayısının çokluğu çok da önemli olmasa gerek ... Üç öğrenciyle de olsa faydalı olma gayreti... Zevk alınarak yapılan işler başarıya gider. Ruhları doygun mutlu olan insanların kâinata çevreye verecekleri pozitif enerji de hesapsızdır. Bunlar yapılamıyorsa bile maaşlarındaki iyileştirme onları dinlenme sürecine doğal olarak sürükleyecektir.

Eğitim işinde maddi kaygılar öne çıkıyorsa, sonuca katlanmak gerekir...

Yeni nesillerin bilgi, özgüven eksikliği, alanını iyi belirleyememesi söz konusu ise, belki de kendi ilgi ve becerisiyle, alakası olmayan branşlar ve mesleklerde hayata atılacaklardır. Kendi potansiyelinin farkına varmak eğitim sürecinin bir parçasıdır.

Gelişen ve büyüyen ülkemin geleceği için; sağlıklı, düşünebilen, çalışkan nesillerin yetişmesi, mesleğini en iyi şekilde icra eden, maddi kaygıları kenara bırakıp, görevine odaklanmış, faydalı olma gayretini taşıyan genç bireylerin varlığıdır bizi büyütecek olan.

Ve emekliliğini maddi manevi kaygılardan dolayı ertelemeyen, huzurla! yaşlılık dönemini geçirmeye şartlanmış insanlarımızın mutluluğu çok önemlidir.

Yarınlarımız daha güzel olsun duasıyla. DÜNYA ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN