TCMB enflasyon tahminini yüzde 42,8'e yükseltti
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yılın ikinci enflasyon raporunu geçtiğimiz hafta açıkladı. Buna göre; enflasyonun yüzde 70 olasılıkla 2022 yılı sonunda yüzde 42,8 olarak gerçekleşeceği, 2023 yıl sonunda yüzde 12,9’a ve 2024 yıl sonunda ise yüzde 8,3 seviyesine gerileyerek azalış eğilimini sürdüreceği tahmin edildi.
Bu revizyon ile birlikte Nisan ayında yayımlanan piyasa katılımcıları anketinin; yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisine (yüzde 46,44) yaklaşıldığı görülüyor.
27 Ocak tarihinde açıklanan yılın ilk enflasyon raporunda ise enflasyonun 2022 için yüzde 23,2, 2023 için yüzde 8,2'ye ve 2024 yıl sonunda ise orta vadeli hedef olan yüzde 5 seviyesine gerileyeceği öngörülmüştü.
Enflasyonun yüksek seyrettiği dönemlerde hem tahmin aralıkları genişliyor hem de enflasyona neden olan unsurlar arttığı için belirsizlik nedeniyle tahminler de yukarı yönlü revize ediliyor. Buna ilaveten bir önceki enflasyon raporu açıklandığında Ukrayna-Rusya çatışması henüz başlamamıştı. Bu durum yıl sonu tahminlerinin 19,6 puan yükselmesinde önemli bir rol oynadı. Çünkü enflasyondaki hızlı artışa neden olan unsurların başında enerji fiyatları geliyor.
Tahminler revize edilmesine rağmen mevcut enflasyon oranları göz önüne alındığında bu beklentiler piyasa tarafından biraz iyimser karşılandı. Bu rapor yayımlandığında, enflasyon oranı yıllık yüzde 61,14 iken dün açıklanan Nisan ayı enflasyonu ise yıllık yüzde 69,97’ye yükseldi.
Raporda, enflasyon tahminleri üzerindeki temel riskler; üretici fiyatları üzerindeki baskıların artarak devam etmesi, Türk lirasında gözlenen değer kaybının birikimli etkileri, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, arz kısıtları ile taşımacılık maliyetleri, enerji piyasalarındaki gelişmeler ve elektrik, doğal gaz gibi üreticilere yönelik yapılan fiyat ayarlamaları olarak sıralanmış.
Maliyetleri artıran bu unsurlar fiyatları yükseltirken talepteki yavaşlama, fiyatlama davranışları bozulduğu için enflasyonu düşüremiyor.
Bu durum raporda; ‘Fiyatların
güncelleme sıklığının artması,
buna paralel olarak fiyatların ortalama kalış sürelerinin azalması enflasyonu
hızlandıran başlıca faktörlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca kura endeksleme eğiliminin artması,
döviz kurundan tüketici enflasyonuna geçişkenliği de belirgin şekilde
yükseltmektedir. Ankete dayalı göstergeler ve enflasyon telafileri, enflasyon beklentilerinin arttığına
işaret etmektedir. Beklentilerin yanı sıra enflasyon belirsizliği de artış
göstermektedir...’ şeklinde açıklanmış.
Enflasyonda yukarı yönlü risklerin ve belirsizliklerin artarak devam etmesine rağmen raporda enflasyonun yıl içinde yüzde 75’e kadar yükseleceğine ve Mayıs ayından sonra da düşüşe geçileceğine işaret ediliyor.
Dış gelişmelere bakıldığında; kuzeyimizde yaşanan gerilimin devam ettiğini, arz ve tedarik zincirindeki sıkıntıların bitmediğini, küresel çapta enerji ve gıda fiyatlarının yükseldiğini, vaka sayıları azaldı, salgın bitiyor derken Çin’den karantina haberlerinin yeniden geldiğini ve FED’in faiz artırdığını görüyoruz.
Anlaşılacağı üzere enflasyondaki artış daha çok dış faktörlere bağlanıyor. Umuyoruz ki barış ortamı bir an önce sağlanır da enerji ve gıda fiyatlarının düşmesiyle enflasyon oranı makul bir seviyeye geriler.