T.C'de Bir Hükümetin Ortalama Ömrü: 1.4 yıl!
Muhtemelen bu yazı yayınlandığında yeni hükümetimiz kurulmuş olacak. Bu kurulan hükümet herhalde 64.T.C Hükümeti olacak. Cumhuriyet 1923'te kuruldu. Yani 2015-1923=92 yıl eder. 92 yılda 64 hükümet kuruluyor. Ortalama olarak bir hükümetin ömrü 1.4 yıl sürmüş. Siyasi istikrarsızlığa bakar mısınız? Allah'tan son on üç yıldır seçimler mümkün mertebe normal sürelerinde yapılıyor da işi biraz toparlıyoruz. Sağlıklı bir demokraside bir ülkede bir iktidar dönemi en az beş ya da dört yıl sürmeli ki hem millet hem de icraat yapacak olanlar hükümet etme yükümlülüğünün ne anlama gelebildiğini anlayabilsinler. Siyasi istikrar, ekonominin, huzurun, sosyal hayatın selameti için gereklidir. Zamansız iktidar değişiklikleri ya da seçim yoluyla gerçekleşmeyen iktidar değişiklikleri her zaman topluma, ülkeye ve devlete zarar verir. Türkiye maalesef bu tip olağanüstü durumları çok kez yaşadı. Pek çok siyasetçi hapse ya da ipe gönderildi. Açık oy gizli sayımla seçimlerin gerçek galipleri saf dışı edildi, millet kandırıldı. Sonrasında askeri darbelerle iktidarlar devrildi, yerine atanmış bürokratlar icranın başına getirildi. Milletin kendi eliyle seçtiği siyasetçilerin ömrü çoğu zaman kısa oldu. Koalisyon dönemleri ise hem ekonomik yıkım hem de siyasal gerginlik dönemleri oluverdi ülkede hep! İcraat yapılamadı, taş üstüne taş konulamadı. Siyasi başarı gölgelendi çoğu zaman ve millet yine kandırıldı, yine kandırıldı. Umarım bu hükümet normal süresini tamamlar ve başarılı icraatler yaparak göz dolduran işlere imza atar. Bence bu icraat dönemi Ak Parti açısından en kritik dönemdir. Bir siyasal parti ilk kez üst üste bu kadar uzun süre iktidar şansına sahip oluyor. Eğer Ak Parti bu dönemi sağ salim atlatırsa 2023 vizyonuna uygun bir siyasal seyir takip etmiş olacak belki de kurumsallaşmış ve yerleşmiş bir parti olarak ilk defa bir başarıya imza atmış olacak. Bence bunun yegane şartı partinin devletleşip devletleşmeyeceği ya da milletleşip milletleşmeyeceği ile yakından ilişkili. Ak Parti ne zaman devletçi pozisyon aldıysa ve devletleştiyse gözden düştü, ama ne kadar çok millete sarılıp milletleştiyse o kadar başarılı oldu ve milletin gönlüne taht kurdu. Şimdi Ak Parti ve hükümetinin bu tarihi fırsatı değerlendirip değerlendiremeyeceğini hep birlikte göreceğiz.
Ne Alakası Var Şimdi?
Dostlar, yukarıdaki yazıyı okuduktan sonra şimdi aşağıda yazacaklarımı görünce haydeee dediğinizi duyar gibiyim. Haydee maydee demeyin de kulağınızı dört açıp dinleyin, pardon dikkatlice okuyun. İki üç aydır ellerimde egzama var. Hangi merhemi, hangi ilacı kullandıysam pek fayda göremedim. Evet kortizonlu ilaçlar bir nebze iyi geliyor ama sonraki birkaç günde kanamalar, çatlaklar ve yüreğe vuran kaşıntılar tekrar başlıyordu. Bir parça alternatif tıbba yöneleyim dedim ki isabetli bir karar aldığımı şimdi anlıyorum. Prof. Saraçoğlu'ndan Allah razı olsun. Beyaz dut kurusundan çok fayda gördüm. Altı yedi kür yaptım ellerim bayağı rahatladı diyebilirim. Hani Allah Resulü buyuruyor ya "ölüm ve yaşlanma hariç her hastalığın tedavisi vardır, şifanızı arayınız" gerçekten de tecrübe ettim bu emrin doğruluğunu. Şimdi anladım el gibi hükümet kurup hükümet yıkan, dünyanın en etkili metinlerini yazan, birinci dünya savaşını çıkartan, atom bombasını patlatan, füzenin düğmesine basan, yavrunuzun yüzünü şefkatle okşayan böylesine değerli bir organa ilişkin bir hastalığın ne denli önemli olduğunu? Bu yazıyı neden yazdığımı şimdi anladınız mı? Saatlerce kaşınan ve her kaşındığında acısı yüreğinize vuran, geceleri ağrıyan bir ele sahip olmak ister misiniz? Elbette hayır dediğinizi duyar gibiyim. Şimdi egzama sorunu olanlar haydi aktara ve beyaz dut kurusu almaya, İlacın hazırlanma ve kullanma tarifi internette var. Ama dikkat, tarif Saracoğlu'nunki olsun. Tabiat eczanesi kapılarını açmış bekliyor. Ha bu arada bendenize başkaca tavsiyesi olan varsa lütfen iletiversin. Çünkü dut kurusundan fayda görmekle birlikte, henüz tam iyileşmedim.
Ayda 16 Bine Tasma Taktıklarınız!
En son kime eyvallah dediğimi hatırlamıyorum. Öğrenciyken devletin resmi kurumları dışında hiçbir cemaatten hiçbir gruptan ya da oluşumdan burs almadım. Açık ya da gizli desteklerini görmedim. Hayatta hep kendi ayaklarım üzerinde durmaya çalıştım. Neyi başarabildiysem neye muvaffak olabildiysem bu hep Allah'ın inayetiyle oldu. Allah hep birilerini yardımcı kıldı bana. Bazen o yardımcı kıldıklarından daha sonra darbe yemedim değil, ama canları sağ olsun. Yaptıkları iyilikleri Allah katında heba etmiş oldular. Şimdi de eyvallah dememi beklemesinler. Üç beş tane çoluk çocuk yüzünden bu saatten sonra ve bu yaşta kimseye boyun eğmem eğmeyeceğim de! Allah'tan başkasına da minnetim yoktur. Hele ikbal kavgasına girip de öyle üç kuruşluk adamlara boyun eğmek mi? Allah esirgesin. Biz elimizden gelen fedakarlığı yaptık, yüzünüzü kara çıkarmadık. Fazlasıyla çalıştık, ihanet de etmedik. Burada kıymet bilmeyen birisi varsa o da sizsiniz! Siz bizi taşıyamadınız. Ezik kişiliklerinizi fırsat bilerek etrafınıza toplanan dalkavukların, makamla tatmin edilmiş egolarınızın bir gün her şey aslına döndüğünde, yani "o büyük hesap gününde" hiçbir işe yaramadığını göreceksiniz. Suskunluğumuz davamıza olan sadakatimizden ve fikirleri değil de kişileri konuşma acziyetine düşmek korkusundandır. Davanın gerçek sahipleri olarak vasata razı olan bizler, ayda 16 Bin lira maaşla tasma taktıklarınızdan daha az kıymetliyse buyurun bütün dünya sizin ve onların olsun. Bize Allah yeter. Vesselam!