Dolar (USD)
35.17
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2964.58
BIST 100
9916.22
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
24 May 2021

​Tavistock'un doktorları

Bugün kullandığımız internet ağının dışında nasıl ki dark web denilen özel yazılımlar kullanmadan erişim sağlanamayan özel bir internet dünyası varsa aynı şekilde tıp ve bilim dünyasında da buna benzer gizliden yürüyen ve kamuoyundan saklanan farklı bir alanın olduğunu düşünüyorum.

Bugün doğrudan insan hayatına etki eden birçok çalışmanın gizli yürütüldüğü bir gerçek. Örneğin Zika virüsünün patentini henüz virüs ortada yokken 8 yıl kadar önce alan ve hatta ilaçlarını bile hazır eden Rockefeller Vakfı’nın yaptığı gibi.

Birazdan daha ayrıntılı ele alacağız ancak Rahmetli Aytunç Altındal’ın da anlattığı, 1960’lı yıllarda bir tütün hastalığı olan mavi küf hastalığı henüz gelmeden ilaçlarının gelmesi gibi mesela.

Kuş gribi bahane edilerek köy tavuklarının itlaf edilmesi ve Covid-19 virüsü henüz ortada yokken bununla ilgili tatbikatlarının yapılması gibi.

Bugün yaklaşık 15 milyar dolarlık servetiyle 4 bin küsur düşünce kuruluşunu yönlendiren Tavistock Enstitüsü -buna örgüt demek daha doğru olur-bunlardan sadece biridir. Tıp dünyasını bu enstitü yön veriyor.

Araştırmacı Ömer Faruk İspir kitabında bu örgüte dair bilgilere yer vermiş.

1914-1915 yıllarında LordTavistock’un malikanesinde savaşta travma yaşayan askerleri tedavi etmek amacıyla kurulduğu söylenen enstitünün karanlık bir arka yüzü vardır.

İngiliz Ordusu Psikolojik Savaş Bürosu Başkanı John RawlingsRees’in de içinde yer aldığı bu enstitünün üstadı Sigmund Freud’tur. Onun insan davranışlarının kontrolü üzerine yazdığı kitaplar işe yaramıştır.

Daha o yıllarda insanların zihnen ve bedenen yeniden programlanabileceğini savunuyorlardı. Zihin kontrolü ile kitleleri uyuşturmak ve kendi amaçları doğrultusunda kullanmak enstitünün bir numaralı hedefidir.

Asıl büyük hedef ise; ulus devletlerden küresel dünya hükümetine dönüş ve yönetimin, siyasal gücün azınlık bir gruba devredilmesi olarak belirlenmiştir.

Ellerinde adını Yunan mitolojik tanrısından alan Erebos adlı bir zihin kontrolü maddesi vardır buna Tavistock maddesi de deniliyor.

Bu madde, cemiyete mensup Tavistock Enstitüsü’ne bağlı doktorların hizmetine verilmiştir. Aytunç Altındal’a göre bu element insan zihnini bulandıran bir maddedir ve bu örgüt tarafından kullanılmaktadır.

Burada toplumları yönlendirmek ve savaş araştırmaları yapılmaktadır. Enstitünün biyoteknoloji ve biyogenetik laboratuvarlarında bakteriler, virüsler ve hastalıklar üzerine gizli çalışmaların yapıldığı da bilinmektedir.

Burada yarı insan yarı makine robotlardan tutun birçok alanda sınırları zorlayan çalışmalar yapılıyor.

Öyle bir enstitü ki bu CFR, CIA, Pentagon, Rand Corporation, MİT (MassachusettsInstitute of Teknology) gibi birçok kuruluş Tavistock’un rehberliğinde faaliyet yürütmektedir.

Bu enstitüde üç yüze yakın beyin yıkama araştırması yapan alt kuruluş vardır. Enstitünün dünyada hastaneleri ve doktorları vazife yapıyor. Bu doktorların hasta ettiği, delirttiği, öldürdüğü hastalar vardır ve bunların çoğu bilinmektedir.

Aytunç Altındal’a bir TV programında “Türkiye’deTavistock üyesi var mı?” diye sorulduğunda rahmetli aynen şöyle cevap vermişti. “Ohoooo, olmaz mı, dolu.”

Sonra belgeleriyle bu enstitüyü anlatmaya başladı. Örneğin 1930 yılında bu enstitünün başınaPaul Warburg geliyor. Bu adamın babası dünyadaki merkez bankalarının kurulmasına öncülük eden bir oligark. Kardeşi MaxWarburg ise Osmanlı’nın yıkılmasında öncü rol oynayan Siyonistlerden biridir.

Bu adam o yıllarda Kurt Lewin adında başka bir Siyonistle bir ilaç şirketi kuruyor. Bu ilaç şirketinin adı Sandoz. Bu ilaca LSD ilave ederek yıllardır kitlelerin uyuşturulması için çalışma yapıyorlar.

Altındal’a göre Tavistock, siyasette ve hemen her alanda etkili bir kuruluş. İnsan psikolojisini yönlendiren, değerler sistematiklerini etkileyen her alanda bu kuruluşun üyelerini görmek mümkün. Yani 5. kol faaliyetleri denilen alanlarda da faaliyet göstermektedir.

Bu kuruluşun öncelikli hedefi, halkın psikolojik gücünü kırmaktır. Bu amaçla Yeni Dünya Düzeni’ne hizmet etmektedir.

Türkiye gibi ortalama 300-400 kelime ile konuşulan bir ülkede “yeni normal” kavramı ve bu çerçevede ilerleyen yeni davranış kalıplarına bakıldığında Tavistock’un hedeflerine adım adım ulaştığı görülmektedir.