Tavistock'un doktorları
Bugün kullandığımız internet ağının dışında nasıl ki dark web denilen özel yazılımlar kullanmadan erişim sağlanamayan özel bir internet dünyası varsa aynı şekilde tıp ve bilim dünyasında da buna benzer gizliden yürüyen ve kamuoyundan saklanan farklı bir alanın olduğunu düşünüyorum.
Bugün doğrudan insan hayatına etki eden birçok çalışmanın
gizli yürütüldüğü bir gerçek. Örneğin Zika
virüsünün patentini henüz virüs ortada yokken 8 yıl kadar önce alan ve hatta
ilaçlarını bile hazır eden Rockefeller Vakfı’nın yaptığı gibi.
Birazdan daha ayrıntılı ele alacağız ancak Rahmetli Aytunç
Altındal’ın da anlattığı, 1960’lı yıllarda bir tütün hastalığı olan mavi küf hastalığı henüz gelmeden
ilaçlarının gelmesi gibi mesela.
Kuş gribi bahane edilerek köy tavuklarının itlaf edilmesi ve
Covid-19 virüsü henüz ortada yokken bununla ilgili tatbikatlarının yapılması
gibi.
Bugün yaklaşık 15
milyar dolarlık servetiyle 4 bin küsur düşünce kuruluşunu yönlendiren Tavistock
Enstitüsü -buna örgüt demek daha doğru olur-bunlardan sadece biridir. Tıp
dünyasını bu enstitü yön veriyor.
Araştırmacı Ömer
Faruk İspir kitabında bu örgüte dair bilgilere yer vermiş.
1914-1915 yıllarında LordTavistock’un malikanesinde savaşta
travma yaşayan askerleri tedavi etmek amacıyla kurulduğu söylenen enstitünün
karanlık bir arka yüzü vardır.
İngiliz Ordusu
Psikolojik Savaş Bürosu Başkanı John RawlingsRees’in de içinde yer aldığı bu
enstitünün üstadı Sigmund Freud’tur. Onun insan davranışlarının kontrolü
üzerine yazdığı kitaplar işe yaramıştır.
Daha o yıllarda insanların
zihnen ve bedenen yeniden programlanabileceğini savunuyorlardı. Zihin
kontrolü ile kitleleri uyuşturmak ve kendi amaçları doğrultusunda kullanmak
enstitünün bir numaralı hedefidir.
Asıl büyük hedef ise;
ulus devletlerden küresel dünya hükümetine dönüş ve yönetimin, siyasal gücün
azınlık bir gruba devredilmesi olarak belirlenmiştir.
Ellerinde adını Yunan mitolojik tanrısından alan Erebos adlı bir zihin kontrolü maddesi
vardır buna Tavistock maddesi de deniliyor.
Bu madde, cemiyete
mensup Tavistock Enstitüsü’ne bağlı doktorların hizmetine verilmiştir. Aytunç
Altındal’a göre bu element insan zihnini bulandıran bir maddedir ve bu örgüt
tarafından kullanılmaktadır.
Burada toplumları yönlendirmek ve savaş araştırmaları
yapılmaktadır. Enstitünün biyoteknoloji ve biyogenetik laboratuvarlarında
bakteriler, virüsler ve hastalıklar üzerine gizli çalışmaların yapıldığı da
bilinmektedir.
Burada yarı insan yarı makine robotlardan tutun birçok
alanda sınırları zorlayan çalışmalar yapılıyor.
Öyle bir enstitü ki
bu CFR, CIA, Pentagon, Rand Corporation, MİT (MassachusettsInstitute of Teknology)
gibi birçok kuruluş Tavistock’un rehberliğinde faaliyet yürütmektedir.
Bu enstitüde üç yüze yakın beyin yıkama araştırması yapan
alt kuruluş vardır. Enstitünün dünyada hastaneleri ve doktorları vazife
yapıyor. Bu doktorların hasta ettiği, delirttiği, öldürdüğü hastalar vardır ve
bunların çoğu bilinmektedir.
Aytunç Altındal’a bir
TV programında “Türkiye’deTavistock üyesi var mı?” diye sorulduğunda rahmetli
aynen şöyle cevap vermişti. “Ohoooo, olmaz mı, dolu.”
Sonra belgeleriyle bu enstitüyü anlatmaya başladı. Örneğin
1930 yılında bu enstitünün başınaPaul
Warburg geliyor. Bu adamın babası dünyadaki merkez bankalarının kurulmasına
öncülük eden bir oligark. Kardeşi MaxWarburg
ise Osmanlı’nın yıkılmasında öncü rol oynayan Siyonistlerden biridir.
Bu adam o yıllarda
Kurt Lewin adında başka bir Siyonistle bir ilaç şirketi kuruyor. Bu ilaç
şirketinin adı Sandoz. Bu ilaca LSD ilave ederek yıllardır kitlelerin
uyuşturulması için çalışma yapıyorlar.
Altındal’a göre Tavistock, siyasette ve hemen her alanda
etkili bir kuruluş. İnsan psikolojisini yönlendiren, değerler sistematiklerini
etkileyen her alanda bu kuruluşun üyelerini görmek mümkün. Yani 5. kol
faaliyetleri denilen alanlarda da faaliyet göstermektedir.
Bu kuruluşun
öncelikli hedefi, halkın psikolojik gücünü kırmaktır. Bu amaçla Yeni Dünya
Düzeni’ne hizmet etmektedir.
Türkiye gibi ortalama 300-400 kelime ile konuşulan bir
ülkede “yeni normal” kavramı ve bu çerçevede ilerleyen yeni davranış
kalıplarına bakıldığında Tavistock’un hedeflerine adım adım ulaştığı
görülmektedir.